UNEP’in yıllık olarak hazırladığı Emisyon Açığı Raporu 2024, ‘Artık Boş Laf İstemiyoruz!’ temasıyla yayımlandı.
Rapora göre ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede yıllık sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 42 ve 2035’e kadar yüzde 57 azaltmak için toplu olarak taahhütte bulunması ve bu taahhütleri hızlı eylemlerle desteklemesi gerekiyor.
Aksi takdirde Paris Anlaşması’ndaki küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefi birkaç yıl içinde kaybedilebilir.
Emisyonları azaltmak için hedeflerin güçlendirilmemesi ve derhal harekete geçilmemesi durumunda küresel sıcaklık artışının bu yüzyıl içinde sanayi öncesi dönem ortalamasına göre 2,6-3,1 dereceyi bulma riski bulunuyor.
Sadece mevcut politikaların uygulanmaya devam edilmesi küresel sıcaklık artışının 3,1 dereceye de çıkmasına yol açabilir.
Bu senaryonun yüzde 66 gerçekleşme ihtimali bulunurken, küresel sıcaklıklar gelecek yüzyılda yükselmeye devam edebilir.
Ülkelerin sunacağı iklim beyanlarında daha iddialı hedefler belirlemesi ve ‘net sıfır emisyon’ taahhütleri küresel ısınmayı 1,9 dereceyle sınırlayabilir.
Ancak şu anda net sıfır emisyon taahhütlerinin uygulanacağına ilişkin güven düzeyi oldukça düşük.
UNEP’in hesaplamalarına göre küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında sınırlandırmak için emisyonların 2030’a kadar yüzde 28 ve 2035’e kadar yüzde 37 düşmesi gerekiyor.
Küresel sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar 31 gigaton karbondioksit eşdeğerinde azaltılması için teknik bir potansiyel bulunuyor. Bu da 2023 emisyonlarının yaklaşık yüzde 52’sine karşılık geliyor.
Güneş ve rüzgar enerjisinin artan kullanımı, 2030’da toplam emisyon azaltım potansiyelinin yüzde 27’sini ve 2035’te yüzde 38’ini sağlayabilir. Ormansızlaşmanın önlenmesine yönelik eylemler de bu potansiyelin yüzde 20’sini sağlayabilir.
Tüm bu adımların atılması ve potansiyel emisyon azaltımının sağlanması için benzeri görülmemiş bir uluslararası seferberlik ve bütüncül hükümet yaklaşımına ihtiyaç duyuluyor.
Paris Anlaşması
Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı üzerine 2015’te imzalanan, 2016’da yürürlüğe giren bir anlaşmadır.
Anlaşmanın temel amacı iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak. Hedefse küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönemdekine kıyasla 2 derecenin altında tutulması, tercihen 1,5 derece seviyesine çekilmesi için tüm ülkelerin uzun vadeli ve zorlu hedefler belirlemesini sağlayacak bir çerçeve çizmek.
Türkiye, Paris Anlaşmasını 7 Ekim 2021’de cumhurbaşkanı kararıyla onaylandı ve 10 Kasım 2021’de yürürlüğe girdi.