Önceki yazımda* siyasi dijital pazarlamada eğlence ve mizahın etkisini tartışmış ve sol siyasetin bu alandaki fırsatlarını ele almıştım. Peki dijital arenada solun karşı karşıya kaldığı en büyük zorluklar nelerdir? Bu yazımda, bu tarz-ı siyaset için dijital dünyada karşılaştığı engelleri, nasıl mücadele ettiğini ve engelleri aşan etkileyici örnekleri inceleyeceğim. Sol, dijital arenada başarıyı nasıl yakalayabilir? Bu sorunun cevabı, sol siyasetin dijitaldeki potansiyelini doğru bir şekilde yeniden tanımlamakta yatıyor.
Popülizm ve aşırı sağ üzerine çalışmalarıyla tanınan Aurelien Mondon medyanın aşırı sağ figürlere görünürlük ve meşruiyet sağlarken, bu figürlerin ideolojik pozisyonlarını da meşru bir tartışma konusu haline getirdiğini söyler (Mondon and Winter, 123-124). Bu durum, aşırı-sağ hareketlerin popülist söylemlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasına ve kabul görmesine katkıda bulunuyor, bu ülkemiz için de farklı bir olgu değil.[1] Sol siyasetin bu manipülatif algoritmalarla mücadele edebilmesi ve kendi içeriklerini daha fazla görünür kılması için de dijital medyayı en az karşı cenahtaki kullanıcılar kadar stratejik biçimde ele alması gerekiyor. Örneğin, sol siyasetin sosyal medya algoritmalarına uyum sağlamak adına video içeriklerini ve viral olabilecek mesajlarını artırması, popüler platformlarda etkili kampanyalar yürütmesi önemli. Ayrıca, Instagram, YouTube ve TikTok gibi mecralarda bilgiye dayalı eğlenceli içerikler üreterek dikkat çekici içerikler geliştirilebilir. Özellikle Reuters’ın her sene hazırladığı Digital News Report medya trendlerini ve dijital kullanıcı alışkanlıklarını analiz etme konusunda önemli bir rehber oluyor.
Siyasi dijital pazarlama stratejilerinde kaynak önemli bir kıstastır. Sağ kanat aktörler, genellikle özel sermaye destekli medya organlarına daha fazla yatırım yapabilirken, sol siyasetin maddi kaynakları sınırlı kalabiliyor. Bu durum, sol siyasetin dijital arenada rekabet edebilmesi için – varoluşsal açıdan kendisiyle uyumlu- yaratıcı ve yenilikçi finansman stratejileri geliştirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu sayede, bir önceki yazıda değindiğim yaratıcı eğlence unsurlarının etkisinin sürekliliği sağlanabilir. Yaratıcı içerik üretimi ve kampanyalar için gerekli finansman, sol siyaset için ciddi bir problem teşkil eder. Bu sorunun üstesinden gelmek için, kitle fonlaması kampanyaları düzenlemek, gönüllü bağışçılardan destek almak veya yerel iş birliklerinden finansal katkı sağlamak gibi stratejiler benimsenebilir.
Türkiye’de sol siyasetin dijital medya kullanımında örnek gösterilebilecek kampanyalardan biri, “Adalet Yürüyüşü” ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü dijital iletişimdir. Ekrem İmamoğlu’nun 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim kampanyasında dijital medyayı etkili kullanarak gençleri ve geniş bir seçmen tabanını mobilize etmesi de sol siyasetin başarısına güzel bir örnektir.
Dünya ve Türkiye’den başarılı dijital kampanya örnekleri
Sol siyasetin dijital medya kullanımında başarılı örneklerden ilham almak, bu açmazların nasıl aşılabileceğine kılavuzluk edebilir. Hem dünyadan hem Türkiye’den örnekler sunarak, etkili dijital medya stratejilerinin nasıl geliştirilebileceği hakkında fikir sahibi olmak mümkün.
Türkiye’de sol siyasetin dijital medya kullanımında örnek gösterilebilecek kampanyalardan biri, “Adalet Yürüyüşü” ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü dijital iletişimdir. Bu yürüyüş, sadece fiziksel katılımın ötesinde, sosyal medya üzerinde geniş bir etkileşim yaratarak kitleleri harekete geçirmiştir. Ayrıca, Ekrem İmamoğlu’nun 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim kampanyasında dijital medyayı etkili kullanarak gençleri ve geniş bir seçmen tabanını mobilize etmesi de sol siyasetin başarısına güzel bir örnektir. İmamoğlu’nun samimi dili, eğlence unsurunu da içeren videoları ve katılımcı söylemi, sosyal medyada viral olmasını sağlamış ve seçim kampanyasını dijital bir harekete dönüştürmüştü.[2]
İngiltere’de Jeremy Corbyn ile ortaya çıkan Momentum hareketi de sol siyasetin dijital medyadaki varlığını güçlendiren önemli bir örnektir. Gençlerin desteğini kazanan bu hareket, sosyal medyada viral olan içerikler üreterek ana akım medyanın sınırlayıcı etkisini aşmayı başarmıştı. Momentum’un kampanyalarında duygusal bağ kurmaya yönelik hikayelere ve kişisel anlatılara yer vermesi, insanların kendi hayatlarıyla ilişkilendirebileceği bir siyaset anlayışı sunmuştu. Bu da Momentum’un etkisini artıran en önemli faktörlerden biriydi.
Kapsayıcı Stratejiler: Dışarda Bırakma(ma)
Sol siyasetin dijital alanda güçlü bir varlık gösterebilmesi için daha kapsayıcı bir dil kullanması, güncel kültürel olaylarla bağlantı kurması ve toplumsal sorunları ön planda tutması önemlidir. Solun dijitaldeki aktörleri, sağın yayılımına karşı güçlü durmak ve kendi değerlerini savunmak konusunda hep endişe taşımaktadır.[3] Ancak bu durum, söylemlerin yalnızca belirli bir kitleye hitap etmesine yol açarak potansiyeline ulaşamamasına neden olmaktadır. Sol siyasetin, kendini daha geniş kitlelere açması ve bu süreçte kapitalizmin tüketiciliği içinde kaybolma endişesini yenmesi gerekmektedir.
Sonuç: Dijital Arenada Sol Siyasetin Geleceği
Dijital dünyada sol siyasetin başarıya ulaşması, mevcut dinamikleri kavrayıp yenilikçi ve cesur stratejiler geliştirmesine bağlıdır. Dijital medya, sağ ideolojileri ve popülist söylemleri görünür kılarken, sol siyasetin samimi, katılımcı ve yaratıcı içeriklerle kitlelerle güçlü bağlar kurması şarttır. Dijital arenada etkili olmanın yolu, sadece teknik bilgi ve finansal destekle değil, aynı zamanda insanlara dokunacak, toplumsal duyarlılığı artıracak dijital ile gerçek sahayı, sokağı da politize edecek içeriklerden geçmektedir. Sol siyasetin bu dijital dönüşümü gerçekleştirmesi, sadece kitlelerin güvenini kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal dönüşüme de yön verecektir. Bir sonraki yazımda yapay zekanın ve yeni kreatif teknolojilerin siyasetteki potansiyellerini ve siyasetin bunu temellük ediş tarzlarını değerlendireceğim.
* Galip Genç’in önceki yazısı için bkz. https://www.yeniarayis.com/yazi/siyasi-dijital-pazarlamada-yeni-trendler-eglence-6591
Kaynaklar
Hari, Johann. Çalınan Dikkat: Neden Odaklanamıyoruz. İstanbul: Metis Yayınları, 2022.
Mondon, Aurelien & Winter, Aaron. Reactionary Democracy: How Racism and the Populist Far Right Became Mainstream. New York: Verso Books, 2020.
Yılmaz, Özgür. “Alternatif sağ, Z kuşağı ve sol siyaset.” Birikim. No:6. (2024): 10-16.
[1] “Şirketin biliminsanları gizli verilerin -Facebook’un kamuya açmadığı malzemenin- hepsini inceledikten sonra kesin bir sonuca varmışlardı. “Algoritmalanmız bölücülüğün (divisiveness) insan beyni üstündeki çekim gücünden istifade ediyor,” diyorlardı; “kontrol altına alınmadığı takdirde” site kullanıcıların “dikkatini çekmek ve platformda geçirilen zamanı artırmak için onlara gitgide daha bölücü içerikler” pompalamaya devam edecekti.”
Johann Hari, Çalınan Dikkat: Neden Odaklanamıyoruz?, (İstanbul: Metis Yayınları, 2022), 166.
[2] Burada sadece Cumhuriyet Halk Partisinden (CHP) örnek verişim, kaynak ve etkileşim bazında Türkiye’deki sol partiler arasında öne çıkmasından kaynaklıdır. Kemalist-korporatist bir kökene sahip olsa da CHP, 1960’lardan itibaren sosyal demokrat çizgide bir dönüşüm geçirmiş ve günümüzde kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir sol parti niteliğine ulaşmıştır ve Sosyalist Enternasyonal üyesidir. CHP’nin lideri Özgür Özel 2024’ün şubat ayında bu topluluğun başkan yardımcılığına seçilmiştir. https://chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-ozgur-ozel-sosyalist-enternasyonal-baskan-yardimciligina-secildi
[3] “Bir Z kuşağı mensubu, Wikipedia aracılıyla sosyalizm ile tanışmış ve deyim yerindeyse “ABC” kısmında olduğunu düşünelim. Twitter hesabında son dönemde popüler olan sol/sosyalist örgütlenmeleri desteklediğini ve bu örgütlenmelerden birinin platformda paylaşılan haberlerinden birine “adamsınız!” şeklinde bir yorum yaptığını ya da kadınlara “bayan” dediğini görelim. Tavrımız ne olacak? Bu kullanıcının eğitilmez olduğuna inanıp onu Reddit’teki alternatif sağcılara mı yem edelim?”
Özgür Yılmaz, “Alternatif sağ, Z kuşağı ve sol siyaset”, Birikim, no.6, (2024):12.