MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. “DEM Parti’nin aklını başına alması, uzattığım eli sabote etmek amacıyla tahrik ortamını kamçılamaktan uzak durması herkesin hayrınadır” diyen Bahçeli, “Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin” ifadelerini kullandı. Bahçeli, “Biz elimizi bir süreç için değil kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatırız” diye konuştu.
İsrail’e “Sözde devlet, cinayet aygıtı, ölüm mangası, terör örgütü” diyen Bahçeli, iktidarın “Hedef Türkiye” söylemini yineledi. “İsrail’in savaşı bölgeye yayma hamleleri, Lübnan’dan sonra Suriye’yi işgal hevesleri, üstüne basa basa ifade ediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti ve mazlum milletler aleyhine çok ciddi bir güvenlik tehdididir” ifadelerini kullandı.
BM’nin operasyonel askeri gücünü sahaya yansıtması gerektiğini söyleyen Bahçeli, “Eğer yapamıyorlarsa muhatap ülkeler gölge etmesinler, yeter ki kapatsınlar gözlerini, ez cümle görsünler kahramanlığı, görsünler Ortadoğu’nun nasıl huzura kavuştuğunu. Türk mü yaman, Siyonist eşkıyalık mı yaman, tüm dünya şahit olsun” dedi.
Daha önce yönelttiği sert söylemler için CHP lideri Özgür Özel’e “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, siyasetin gereği olarak” diyen Bahçeli, bugün de CHP’yi “İlkesiz, ilgisiz, ikircikli ve iltihaplı siyaset” yapmakla eleştirdi. “CHP’nin ısrarla havanda su dövmesi, kaçak güreşmesi, polemik ve dedikodu çarkını süratle çevirmesi ayıplı bir siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değildir” diye konuştu.
“Normalleşme” tartışmaları için MHP ile DSP koalisyonunu hatırlatan Bahçeli, “Hakiki normalleşme, 1999 yılında kurulan 57’nci Cumhuriyet Hükümeti ile vücut bulmuştur” dedi ve “Ucuz normalleşme teklif ve temennileri bize kalırsa maksatlıdır. Nihayet bu mevzu 25 yıl önce samimi tokalaşmayla ve kucaklaşmayla zaten halledilmiş ve yeni normal tezahür etmiştir. Normalleşme takıntısı içinde olanlara diyorum ki geçin bunları geçin” sözlerini sarf etti. Bahçeli, “Huylu huyundan vazgeçmez ancak biz yine de CHP’den umudu kesmeyeceğiz, Türk milletinin ve Türkiye’nin yanında zoraki olsa bile makul bir pozisyon alacağı günleri sabırla bekleyeceğiz” diye ekledi.”
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Anayasa’nın 3’üncü maddesindeki “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” tabirinin “Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü” şeklinde değişmesi gerektiği sözlerine Bahçeli’den yanıt geldi. Bahçeli, “Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir. Anayasa’nın ilk 4 maddesi her türlü tartışmanın ve arayışın dışındadır” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İsrail: Sözde devlet, cinayet aygıtı, terör örgütü
“İsrail tehdidinde tüm eşikler aşılmış, sözün hükmü hepten aşınmıştır. İsrail öyle bir aşamaya gelmiştir ki bir yanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ni istenmeyen adam ilan ederken diğer yanda Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne periyodik saldırılar düzenlemektedir. Bu durum bir cinnet halidir. Otokontrolünü kaybeden sözde bir devlet, şiddetin bütün düğmelerine gözü kapalı halde basmaktadır. Sözde devlet diyorum çünkü İsrail uluslararası hukukun evrensel ilkelerine göre devlet olma vasfından hızla kopmuş, bir cinayet aygıtına, bir ölüm mangasına, bir terör örgütüne dönüşmüştür.”
“Birleşmiş milletler aciz, atıl ve korkaktır”
“Birleşmiş Milletler aciz, atıl, dilim varmıyor söylemeye ama korkaktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kahredici sessizliğe ve tepkisizliğe gömülü vaziyettedir. Uluslarası toplum derhal harekete geçmelidir. İslam ülkeleri üç maymunu oynamaktan vazgeçerek ahlaki tavrını ve tarafını erdemli ve eylemsel adımlarla berrak şekilde göstermek durumundadır. Birleşmiş Milletler derhal kuvvet kullanmalı, suçlular tarih ve adalet önünde cezalandırılmalıdır.”
“İsrail, Türkiye aleyhine ciddi bir güvenlik tehdidi” dedi, CHP’ye yüklendi
“İsrail’in savaşı bölgeye yayma hamleleri, Lübnan’dan sonra Suriye’yi işgal hevesleri, üstüne basa basa ifade ediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti ve mazlum milletler aleyhine çok ciddi bir güvenlik tehdididir. Bu gidişle sınırlarımıza dayanması kuvvetle muhtemel olan Siyonist saldırganlığın ve arkasındaki küresel emperyalizmin asıl gayesi bellidir. Herhangi bir ihmal ve kayıtsızlık ağır bedellere kapı arayalayacaktır. CHP yönetiminin gelişmeler karşısındaki ilkesiz, ilgisiz, ikircikli ve iltihaplı siyaseti gerçekten de endişe verici boyutlardadır. Mahalle yanarken CHP’nin ısrarla havanda su dövmesi, kaçak güreşmesi, polemik ve dedikodu çarkını süratle çevirmesi ayıplı bir siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değildir.”
“Hakiki normalleşme 1999 yılında kurulan 57’nci hükümette vücut bulmuştur”
“Normalleşme çığırtkanlıklarına samimi bir hatırlatma yapmanın vakti sanıyorum gelmiştir. Hiç kimse unutmasın ki hakiki normalleşme, 1999 yılında kurulan 57’nci Cumhuriyet Hükümeti ile vücut bulmuştur. MHP ile DSP’nin koalisyon hükümetinde buluşması, o güne kadar devam edegelen ideolojik katılıkları ve siyasi karşıtlıkları yumuşatmakla kalmadı, milli birlik ve dayanışma hissiyatını perçinledi. Yıllarca kuzey güney kutbu gibi ayrı düştüğümüz siyasi bir gelenekle, deyim yerindeyse Türkiye ve Türk milleti olarak paydasında el ele vererek hizmet etmedik mi? Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde normalleşmeyi fiile geçirmedik mi? Ucuz normalleşme teklif ve temennileri bize kalırsa maksatlıdır. Nihayet bu mevzu 25 yıl önce samimi tokalaşmayla ve kucaklaşmayla zaten halledilmiş ve yeni normal tezahür etmiştir. Normalleşme takıntısı içinde olanlara diyorum ki geçin bunları geçin. Zahmet edip siyasi tarihimizin sayfalarına bakın. Orada aradığınızı mutlaka bulacaksınız.”
“CHP’den umudu kesmeyeceğiz”
“Huylu huyundan vazgeçmez ancak biz yine de CHP’den umudu kesmeyeceğiz. Türk milletinin ve Türkiye’nin yanında, zoraki olsa bile makul bir pozisyon alacağı günleri sabırla bekleyeceğiz.”
“Kapatsınlar gözlerini, görsünler Türk mü yaman siyonist eşkıyalık mı”
“Vakit kaybetmeksizin İsrail terör devletine karşı ortak bir direniş hattı kurulmalıdır. BM operasyonel askeri gücünü sahaya yansıtmalıdır. Acilen yapmalıdır. Eğer yapamıyorlarsa muhatap ülkeler gölge etmesinler, yeter ki kapatsınlar gözlerini, ez cümle görsünler kahramanlığı, görsünler Ortadoğu’nun nasıl huzura kavuştuğunu. Türk mü yaman, Siyonist eşkıyalık mı yaman, tüm dünya şahit olsun.”
Kurtulmuş’a yanıt: “Bölücülüktür”
“Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir… Anayasa’nın ilk 4 maddesi her türlü tartışmanın ve arayışın dışındadır. Çünkü ilk 4 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kilididir, varlık ve birlik simgesidir. Anayasa’da imtiyazlı bir zümre hali hazırda bile yoktur. İlk 4 maddede açılacak bir gediğin duracağı yer de yoktur. ‘Devletin ülkesi ve milleti olmaz’ diyenlere sesleniyorum; bu iddianın teknik akademik fikri siyasi ve hukuki hiçbir bağlayıcılığı ve ikna edici yönü bulunmamaktadır. Devletin ülkesi vardır o da Türk vatanıdır.”
“Ya siyaset ya terör, arası ortası yoktur”
“Yeri gelir elimi uzatır, müşterek ve milli değerlerde toplanma çağrısı yaparım. Yeri gelir vatan için, millet için, bayrak için, ezan için, devlet için başımı uzatır şehadet şerbetinden tadımlık değil kana kana doyumluk içerim. Türkiye Cumhuriyeti’nin âli menfaatleri uğruna her vasatta temel ve ortak değerler etrafında el ele tutuşmaya, elimi uzatmaya varım ve hazırım. Ancak bu elin yanlış yorumlanmasını açılan kollarımın, gülümseyen yüzünün ihanet saklanacağı kispet olarak teviline asla affetmem. Buna da cihan yıkılsa razı gelmem. Terörle huzur arasında güvenli bir durak yoktur. Terörle siyaset arasında bağ ve bağlantı yoktur… Hem siyaset hem terör aynı kalıba giremez, aynı bedene sığamaz, aynı ağıza sığınamaz. Ya siyaset ya terör, ya siyaset ya silah, arası, ortası, şurası burası yoktur.”
“Yeni süreçleri imar çabası terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle müzakeresi, görüşmesi, anlaşma yolları araması, yeni süreçlerin imar çabası sadece ve sadece terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir.
“DEM Parti’nin aklını başına alması herkesin hayrınadır”
“DEM Parti’nin aklını başına alması, uzattığım eli sabote etmek amacıyla tahrik ortamını kamçılamaktan uzak durması herkesin hayrınadır. 13 Ekim Pazar günü Diyarbakır Yenişehir İstasyon Meydanı’nda düzenlenmek istenen kanunsuz ve korsan miting katılımının çok az olması, buna rağmen marjinal bir grubun, terör örgütü propagandası yaparak ülke ortamını germe teşebbüsleri, hamdolsun ters tepmiştir. Türk -Kürt kardeştir, araya giren bozgunculuğa heveslenen kim varsa kamburdur, kalleştir, kanser hücresidir, kahrolmaya mahkumdur.”
“Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse aklından dahi geçirmesin”
“DEM Parti’nin iradesini İmralı’ya rehin bırakması, siyasetin doğası ve ahlakıyla bağdaşmayan, hür ve bağımsız siyaset yapısıyla uyuşmayan ilkelliktir. Türkiye’ye getirilirken ‘Her türlü hizmete hazırım’ diyen terörist başı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini, tek taraflı ilan etsin. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan. Kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler. PKK militanları için yegane çıkış yolu; (bir) terör eylemlerine koşulsuz olarak derhal son vermek, (iki) silahlarıyla dağdan inip devlete teslim olmak, (üç) Türk adeletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmek olacaktır. Bunun dışındaki her yöntem devletin teröre teslim olması ve teröristlerin önünde diz çökmesi anlamına gelecektir. Çok açık söylüyorum ki makamı ve mevkisi ne olursa olsun bunu yapmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.”
“Uzattığım el Türk milletinde kenetlenelim tebliğidir”
“Uzattığım el hesapsız bir eldir, uzattığım el samimi ve iyi niyetli bir eldir, uzattığım el Türkiye’de birleşelim, Türk milletinde kenetlenelim tebliğidir. Günlerdir uzattığım elden farklı sonuçlar çıkarıp uyduruk yorum yapanlar, yanılgının ve yanlışın pençesine düşmüşlerdir. Elimi vatan, millet ve devlet için uzattığımı, dışarıda sert rüzgarlar eserken içimizde barışsever ve hoşgörülü bir havanın kati suretle hakim olmasını gönülden istediğimi herkesin bilmesinde yarar olacaktır. Biz elimizi bir süreç için değil kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatırız. İç cephemiz çökmeyecektir.”