MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. “Normalleşme” açıklamalarını sürdüren Bahçeli, “Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz, konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Meclis açılışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile tokalaşıp “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, siyasetin gereği olarak” demişti. DEM Parti grubuyla da tokalaşan Bahçeli, ”Dünyada barışı isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım” ifadelerini kullanmıştı. Daha sonra yaptığı açıklamada ise “Cumhur İttifakı’nın bileşeni olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına desteğimizi gösterdik. Ellerini sıkmam Türkiye partisi olarak gerekeni yaptığımın göstergesidir. Başka anlamlar çıkarılmamalıdır ” demişti.
Bahçeli, bugünkü konuşmasında ise özetle şunları söyledi:
“Geçmiş yaşanmıştır”
“Geçmiş yaşanmış, bugün yaşanmakta, gelecek ise irade, istek ve inancın eseri olarak planlanıp en körpe haliyle yaşanacaktır. Attığımız adımlar, boşluğa düşmeden, tekerrüre girmeden, geriye gitmeden sürekli ileriye doğru olmalıdır. Bunu yaparken sağduyunun yörüngesinden, sorumluluk duygusunun yürüyüş kolundan ayrılmamak lazımdır. Eklektik, eksantrik, evhamlı ve müfrit tavırların markajı altında herhangi bir pozitif mesafenin katledilmesi hiç kuşku etmeyiniz ki çok zordur.”
“Bize göre doğru siyaset kucaklaştıran siyasettir”
“Geçmişte siyasetin doğru olması kadar zamanının da doğru olmasına vurgu yapmıştım. Veya zaman doğru olsa bile yanlış siyasetin ayak izine basılmasının mahsurlarından bahsetmiştim. Bize göre doğru siyaset, buluşturan, yakınlaştıran, ulaştıran, kavuşturan, kucaklaştıran, kutupları ve hizipleri teker teker aşındıran ahlaklı siyasettir. Doğru siyaset sorumluluk duygusunu ilke edinen, kardeşlik ve kaynaşma kültürünü vatan ve millet sevgisiyle eklemleyen akıl dolu siyasettir.”
“Milli birlik ve dayanışma ruhumuzu diri ve zinde tutmak…”
“Kurşun gibi ağır ortamlarda, tehditlerin kol gezdiği bulanık dönemlerde, bekamıza çevrilmiş kanlı namlularla karanlık niyetlerin çevremizde sırayla nöbete girdiği bir zaman diliminde milli birlik ve dayanışma ruhumuzu diri ve zinde tutmak, dengeli, düzgün ve doğru siyasetin vazgeçilmez erdemidir. Bu erdeme bağlıyız. Bu erdemin refakatiyle önümüze gerilen perdeleri yırtıyor, münasebetlerimizi kuruyor, meşakkatleri göğüslüyor, mücadelemizi yürütüyoruz.”
“Sınıflı bir toplum yapısının tamıyla reddediyoruz”
“Biz siyaseti ‘bir savaş biçimi’ olarak ele almıyoruz. ‘İnsanların birbiri üzerine egemenlik kurması’ olarak değerlendirmiyoruz. ‘Pragmatik olması gereken gerçekliği değil olan gerçekliği öne alan ve çıkara dayalı ilişkiler ağı’ halinde görmüyoruz. Biz siyaseti ‘teorik ve retorik arka planı Batının sınıf çatışmalarına dayanan, bundan mülhem toplumun düşman kamplara bölünmesine çanak tutan kriz ve gerilim süreci’ olarak tanımlamıyoruz ve kabul etmiyoruz. Çünkü sınıflı bir toplum yapısını tamamıyla reddediyoruz. Fikriyatımıza yabancı addediyoruz. Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz, konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur.”
“Tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil…”
“Siyasi alakamız, sert veya yumuşak tavrımız, tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır. Muhataplarımızın kim olduğundan, özel hayatlarının nasıl oluştuğundan ziyade ne söylediklerine, neyi hedeflerine bakıyor, siyasi bağlantı hatlarımızı buna muvafık kuruyoruz.”