Çanakkale’de çevre örgütleri, “Kazdağları’nda vahşi madenciliğe hayır” mitingi düzenledi. Eski Salı Pazarı’nda başlayan mitinge Çanakkkale ve Balıkesir’de bulunan çevre dernekleri ile Eskişehir’den ve farklı illerden dernekler de katıldı.
Miting katılımcıları, “Kazdağları’na dokunma”, “Havama suyuma sahip çıkıyorum”, “Cengiz Holding Kazdağları’ndan defol” sloganları eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.
Yürüyüşün ardından yapılan açıklamada Kazdağları Ekoloji Platformu adına Füsun Kayra basın metnini okudu.
Kayra, Biga yarımadasının, Edremit’ten Bandırma’ya kadar uzanan bir ekosistem olduğunu, Kazdağları ve çevresinin de bu ekosistemin önemli bir parçası olduğunu hatırlatarak, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre bu alanın yüzde 79’unun ruhsatlandırılmış durumda olduğunu bunun da yüzde 4’inin aktif ruhsatlı alan olduğunu ifade etti.
Kazdağları şirketlerin talanına açıldı
Kayra, “Bu yoğunlukta madencilik faaliyeti tüm ekosistemi, sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı tehdit ediyor. Bir dünya mirası olan Kazdağları 72’si endemik, bin 400’ün üzerinde bitki türünün ve sayısız hayvanın yuvası. Avrupa ve Asya kıtaları için inanılmaz büyük bir biyoçeşitlilik göz göre göre feda ediliyor. Kazdağları bin 600’den fazla ruhsat ile 90 civarında yerli ve yabancı şirketin talanına açık hale getiriliyor” dedi.
Bugün Bayramiç, Çan, Lapseki, Ayvacık ve Yenice’nin madencilik nedeniyle etkileri yüzlerce yıl sürecek bir doğal yıkım tehdidiyle karşı karşıya olduğunu dile getiren Kayra, Uşak Kışladağ, Kütahya, Bergama, Giresun, Ayvalık, Artvin Murgul ve Erzincan İliç’te yaşanan kazalarda vahşi madenciliğin neden olduğu doğa ve insan kıyımları yaşanmışken Kazdağları’nda böylesi felaketlere geçit vermeyeceklerini vurguladı.
Şirketler her yolu deniyor
Madencilik projeleri dışında termik, jeotermal, yanlış yerlere yapılan rüzgâr enerji santralleri gibi çeşitli enerji projeleri ile de binlerce dönüm toprağın kaybedildiğini, yüzbinlerce ağacın katledildiğini, sözde ekoturizm projeleri ile kırsal alanların talan edildiğini belirten Kayra, “Birinci derece deprem bölgesinde bulunan Çanakkale ve Balıkesir illerimizin Bayramiç, Çan, Lapseki, Ayvacık, Yenice, Balya, Havran, İvrindi, Burhaniye, Ayvalık, Sındırgı, Dursunbey gibi pek çok ilçesinde sürdürülmek istenen, ekolojik yıkımlara yol açan, başta altın olmak üzere, kurşun, bakır, gümüş gibi metalik madencilik projelerine karşı bölgede yıllardır sürdürdüğümüz aktif alan savunması ve hukuki mücadele ile önleri kesilen şirketler, faaliyetlerini sürdürebilmek için her yolu deniyor” dedi.
“Her ağacı tek tek savunmaya mecburuz”
Bugün Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Madenciliğin Bayramiç ve Çan sınırları içinde kalan Halilağa Bakır Madeni projesinde 1 milyona yakın ağacın üzerlerine çarpı işareti atılarak işaretlendiği, gövdelerinde çentiklenmek suretiyle izler bırakıldığını dile getiren Kayra, “Lapseki’de Nurol Holding’e ait TÜMAD’ın yok etmeyi hedeflediği her ağacı tek tek savunmaya mecburuz. O ağaçların içinde olduğu ormanlarla çevrili köylerimizde yaşayan köylülerimizin, evlerini, geçim kaynaklarını, sularını, topraklarını kaybetme kaygısını içimizde hissetmeye mecburuz” dedi.
“Kazdağları’nda Vahşi Madenciliğe Hayır” mitingini bu amaç ile yola çıkılmış ilk geniş katılımlı miting olduğunu söyleyen Kaya, Çanakkale’den başlayıp tüm madencilik tehdidi altındaki şehirlerde devam edeceğini belirtti.
Kaya, “Çanakkale halkının daha önce de sahip çıktığı Kazdağları’na yeniden sahip çıkacağını, köylerimizin, köylülerimizin yanında duracağını, bu doğa katliamının karşısında duracağını biliyoruz” dedi.
“Halkın sesini duymayan bir iktidar var”
Ardından Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği adına Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek bir konuşma yaptı. Erkek, “havamıza, suyumuza, toprağımıza dokunmayın” diyen halkın sesini duymayan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Bu tek adam sisteminde yargı bağımsız ve tarafsız değil. Meclis maalesef güçlü değil. Basın özgür değil. Onun için dayanmamız gereken bir tek şey kalıyor. Halkın gücü. Onun için sizler çok önemlisiniz, iyi varsınız” dedi.
Kamuoyu baskısı olmadan sonuç almanın mümkün olmadığını belirten Erkek, Alamos Gold’a karşı verilen mücadeleyi hatırlattı.
Ardından Çanakkale’nin köylerinden kadınlar konuştu.
“Cengiz defolsun”
Çanakkale Yanıklar Köyünden bir kadın çiftçilik, hayvancılık yaptıklarını, sularının kirletilmesini istemediklerini vurgulayarak, “Biz Cengiz Holding’i istemiyoruz, para istemiyoruz, altın hiç istemiyoruz. Ağaçlarımıza dokunulmasın, ağaçlar olmazsa sular olmaz. Dağlarımızın suları kaçtı. Tankerle su getiriyoruz hayranlarımıza da kendimize de. Cengiz defolsun, suyumuza, toprağımıza dokunmasın” dedi.
Kaynak: EVRENSEL