Cumartesi Annelerinin/ İnsanlarının 950’nci hafta eylemi nedeniyle 20 kayıp yakını ve insan hakları savunucusu hakkında “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet etmek” iddiasıyla açılan davanın 4’üncü duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 39’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Yargılananların bazılarının ve avukatlarının katıldığı duruşmada söz verilen Cüneyt Yılmaz, olay günü polisler tarafından kendilerine herhangi bir uyarı yapılmadan darp edildiklerini belirterek, “Biz Galatasaray Meydanı’na doğru giderken, polis bizi darp ederek gözaltına aldı. Üzerime atılı suçları kabul etmiyoruz” dedi.
Yılmaz’ın ardından savunma yapan Hünkar Hüda Tanrıverdi, “Hiçbir uyarı yapılmadan gözaltına alındık. Emniyette ‘Eylemi yapmak için nereden icazet aldınız’ diye soruldu. Barışçıl gösteri hakkı anayasal bir haktır. Herhangi bir yerden izin almak gerekmiyor” ifadelerini kullandı.
‘Şikayetlerimiz işleme konulmuyor’
Meriç Eyüboğlu ise savunmasında, “Ben avukatım, ama Cumartesi Anneleri eylemine 1995’ten beri giderim. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 700’üncü haftayla ilgili üç ayrı ihlal kararı olmasına rağmen müthiş bir keyfiyetle gözaltına alındık. Galatasaray Meydanı’na yürürken polis etrafımızı sardı. AYM kararını hatırlattığımızda polisler, ‘Bizim de elimizde yasaklama kararı var’ dediler. Ancak o kararı tebliğ etmediler. Biz burada yargılanıyoruz, ancak keyfi gözaltı yapan bizi darp eden polisler hakkındaki şikayetlerimiz işleme konulmuyor” diye konuştu.
Savunmaların ardından iddia makamı, “toplanmayı yasaya aykırı bulup”, “direnme olmadığı” için suçun unsurları oluşmadığını belirterek tüm sanıklar hakkında beraat talebiyle verdiği mütalaasını mahkemeye sundu.
Sırasıyla söz alan yargılanan avukatları, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunarak, barışçıl gösterinin anayasal hak olduğunu ve bu yüzden müvekkillerinin beraatlarını talep etti.
Beraat talebi ‘kanuna aykırı’ olarak nitelendirildi
İddia makamının mütalaasında beraat talebini, “eylemi kanuna aykırı” olarak nitelendirip, “direnme olması” üzerine temellendirmesine tepki gösteren Avukat Murat Çelik, “Hukuk bilgisi olan ve vicdanıyla hareket eden bir savcı, toplantıyı ‘kanuna aykırı bulup direnme olmadığı için beraat’ gerekçesi sunamaz” dedi.
Bunun üzerine savcı, “Türk milletinin savcısına, hakimine vicdansız diyemezsiniz” diye karşılık verdi. Salonda savcı ve Çelik arasında gerginlik çıkması üzerine duruşmaya ara verildi.
Beraat kararı
Aranın ardından devam eden duruşmada mahkeme, yargılananların üzerlerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı belirterek, 20 kişi hakkında ayrı ayrı beraat kararı verdi.
Kaynak: MA