Seçim sonuçları çok açık. Kürdistan benim temsilcim HDP’dir dedi ve AKP’nin elinden o çok övündüğü Türkiye partisi olma lüksünü aldı. Bir yandan Kürdistan coğrafyasının sınırları büyürken bir yandan da HDP bölgesel parti olma kimliğinden sıyrıldı. AKP’li Kürtlerin HDP tarafından içerilmesinin Türkiye’nin tamamını temsil etmeye talip bir söylemle olacağı anlaşılmış oldu. Bunu daha önceden de yazmıştık. Kürtlerin önemli bir kısmı kendine Suriye’yi, Türkiye’yi de içine katan bir ev benimsemiş durumda ve bu evlerin tamamını temsile talip siyasetlerle ilişkileniyorlar.
Bundan sonra sermayenin CHP-AKP koalisyonunda ısrarcı olacağını tahmin ediyorum. Her ne kadar AKP’nin işine MHP ile koalisyon gelse de MHP’nin çözüm süreci tavrı sebebiyle böyle bir koalisyonun pek destek bulamayacağını tahmin etmek zor değil. Bundan böyle tüm güçler Kürdistan’ı incitmek, canımızı acıtmak için devrede olmaya devam edecektir. AKP elitlerinin hiçbir zaman Türkiye sahnesinden kan akıtmadan çekileceğini düşünmedik. Çözüm sürecini yürütmenin sorumluluğu şimdi çok daha fazla sivil güçlerde. Türkiye’nin dört bir yanında HDP’nin tabanları oluşmuşken barışı ve demokrasiyi toplumsallaştırmak çok daha kolay olacaktır.
Şimdi ama zafer şarkılarımız analarımız ve annelerimize gelsin: Biji biji HDP
Bu seçimde yeterince örgütlü değildik. Sır değil. Belki aramızda paradigmamızı içselleştirmemişlerimiz, ağzına mikrofon dayanınca boş boğazlılarımız olacaktır. Belki barış süreci duracak, belki canımız acıyacaktır. Belki sevinçler kursaklarda kalacak, belki başarımız beklenmedik acılara yol açacaktır. Çalıştık elimizden geldiğince ama gelecekte daha çok çalışacağız. Kesin olan şu ki: Analar ve anneler aldı bu seçimi.
Analar için diycek bir şey yok. Barış mücadelesinde, demokrasi mücadelesinde kendilerini çoktan kanıtladılar. Nasıl bir kanıtlama ki bu, dur durak bilmeden Kürdistan’da tırnakla, etle olmaz deneni dahi başarıp, oğullarının kızlarının hatırına her bulduklarını altın edip yepyeni bir coğrayfa yarattılar, AKP’ye hodri meydan dediler.
Annelerimizi anlatıcam size:
Müşahit olup börek, çörek getiren, AKP’li, CHP’li ve MHP’lileri besleyen annelerimizi. Bakım emeğini politik getiriye dönüştürmeye yeminli annelerimizi. Bize bakmaktan gelen bilgeliklerini şimdilerde seçime, barışa akıtan. Babalar evde hala kös kös şüpheyle, inanmazlık ve birazda esefle Selahatattin’e bakarken, kendilerini çocuklarının iradesine teslim etmiş, televizyonlara kilitlenmiş, HDP’yi her yerde savunacak savlar arayan annelerimizi. Annemi sokakta yakaladım. MHP’li birini bulmuş: “Bahçeli’yi kim sevmez. Dürüst adam, ama bu seçim HDP’nin” derken. Böyle onlarca hikaye. Biz ulaşamazken herekse laf analatan, HDP’ye oy toplayan annelerimiz. Babalarımızın şüpheciliğine, reel politiğine isyanda özgür annelerimiz. Gerekirse sayı hesabıyla, gerekirse şantajla. Ana-kız müşahitlerimiz. Koyu CHP’li hem de gene CHP’ye oy vermiş yengem bir müstesna semtte kol kanat gerdiği HDP’li gençleri hayranlıkla anlatıyor. Müşahit tanıdıkların tamamı bu arada, giyimi temiz amcalara hırsız muamelesi etmenin vicdan azabını anlatıyor. Peşlerinden mi koşulmamış, kalemleri mi alınmamış, ayranları mı içilmemiş, baklavaları mı yenmemiş. Bu taban bunu mu hak etti AKP? Tabanınızı düşürdüğünüz duruma bakınız. Kravatlı mebuslarınız, il ve ilçe teşkilatlarınız. Migrenden ve miğde fesatından-çeken bilir- bu dünyanın başka yerlerinde gezinirken “hanım nen var gel oyunu kullan” diyen AKP’liyi gene de bana düşman edemezsiniz. Bu seçim demokrasi kazandı. Müşahitler kazandı. İyi yürek, börek, ayran kazandı. Anneler ve analar kazandı.
(Bu yazı Özgür Gündem Gazetesi’nden alınmıştır.)