Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde Tren Garı Meydanı’nda yapılmak istenen Barış Mitingi’ne dönük DAİŞ saldırısında 103 kişi hayatını kaybetti, 20’si çocuk 391 kişi de yaralandı. Gar Katliamı’na dair açılan davanın 1 Temmuz’da karar duruşması görüldü. Mezopotamya Ajansı’ndan Fıratcan Arslan’ın haberine göre, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanıklar Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Erman Ekici, Talha Güneş, Hüseyin Tunç, Metin Akaltın ve Erman Ekici’ye “insan öldürmekten” 101’er ker ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca “insan öldürmeye teşebbüs” suçundan da 379’ar kere 18 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti, Erman Ekici hakkında “insanlığa karşı suçtan” beraat verilmesine karar verdi.
Mahkeme, dosyanın firari sanıklar yönünden ayrılmasına karar verdi. Dosyası tefrik edilen firari sanıklar şöyle: İlhami Balı, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Savaş Yıldız, Hasan Hüseyin Uğur, Bayram Yıldız, Kenan Kutval, Ahmet Güneş, Cebrail Kaya, Ömer Deniz Dündar, Muhammet Zana Alkan, Walentina Slobodjanjuk, Mustafa Delibaşlar, Nusret Yılmaz, Kasım Dere ve Yakup Selağzı.
Mahkeme, gerekçeli kararını da açıkladı. Kararda, sanıkların “DAİŞ silahlı terör örgütü adına cebir şiddet kullanarak, mevcut anayasal düzeni yıkıp yerine radikal selefi görüşler doğrultusunda bir devlet kurmak amacıyla eylemi gerçekleştirdikleri ve ülke genelinde bu amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte cebir ve şiddet içeren elverişli suçu işledikleri” belirtildi.
Gerekçeli kararda, sanıklardan Yakub Şahin, Hakan Şahin, Hüseyin Tunç, Mehmet Kadir Cebael (Dîlok’ta 2016’ta öldürüldü) ve Metin Akaltın’ın “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak” ve “6136 Sayılı Yasaya muhalefet etmek” suçlarını işlediği; sanık Savaş Yıldız’ın da “Resmi belgede sahtecilik” yaptığı ifade edildi.
Kararda sanık Hasan Hüseyin Uğur’un, DAİŞ adına silahlı faaliyetlerde bulun Mustafa Uğur ve Musa Uğur ile irtibatlı olarak faaliyette bulunduğu belirtildi. Kararda, Hasan Hüseyin Uğur’un Türkiye sınırları içerisinde canlı bomba veya bomba yüklü araç ile eylem yapma planı kapsamında Musa Uğur’un kullandığı telefon hattına “şehitlik sırası bizde” şeklinde mesaj gönderildiği bilgisi paylaşıldı.
Ayrıca Hasan Hüseyin Uğur hakkında Gaziantep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce davası açıldığını ve bu nedenle dosyanın tefrik edilerek Gaziantep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile dosyanın birleştirildiği bildirildi.
DAİŞ’in Türkiye ağı
Sanık Erman Ekici’nin Yunus Durmaz’la (Dîlok’ta kendisini patlatarak öldürdü) birlikte El-Kaide örgütünde yer aldığı ve daha sonra DAİŞ’e katıldığı, Ebu Talha kod adını kullandığı, örgütün Dîlok, Riha, Xarpêt, Meletî illerindeki örgütlenmesinde görev aldığı, bu illerde bir çok toplantıya katıldığı, örgütün askeri ve siyasi ders gruplarına dahil edilen örgüt mensuplarına örgüt kamplarında askeri eğitim verdiği, örgütün finansmanı için para topladığı, örgüt üyelerinin ailelerinin iaşesinin sağlanması ve organizesinde yer aldığı, örgüt üyelerinin ailelerine para dağıttığı, 9 Ekim 2015 tarihinde Yunus Durmaz’a örgüt yönetiminden mitinge eylem onayını getirdiği ve örgüt yöneticileri İlhami Balı ve Yunus Durmaz’la irtibatlı olarak faaliyetler yürüttüğü ifade edildi.
Konstantin Askeri Eğitim Kampı
Kararda, Yunus Durmaz’dan elde edilen dijital materyallerde, sanık Erman Ekici ile ilgili “haci.docx” isimli belgenin yer aldığı kaydedildi. Söz konusu belgede Ekici’nin “şeyhim” diye nitelendirdiği kişiye eylemlere dair bilgilendirmesi yer alıyor. “Konstantin Askeri Eğitim Kampı.docx” isimli belgede ise, askeri eğitime dair notlar yer aldı.
Söz konusu belgede, “Konstantin askeri eğitim kampındaki” hedefe dair şunlar belirtildi: “Ümmete faydalı ve hayırlı gençler yetiştirip İslam sancağını birçok bölgede olmakla beraber öncelikle kendi beldemizde dalgalandırmaktır. Bu eğitimden geçen gençler yukarıda belirttiğimiz birçok şeyi öğrenecekler inşallah.”
Eylem planı
Yunus Durmaz’ın hard diskinin silinmiş alanından elde edilen veriler de kararda yer aldı. Söz konusu verilerde, saldırının gerçekleştirilmesi ve sonrasında yapılan hatalara dair detaylar yer alıyor: “Bu ayın birinden itibaren bu amelin 5 kez yapalım diye cevap istedim. Cevap ayın dokuzunda Ebu Talha’yla geldi. Ben de aceleyle tertip yaptım. Bu an 3 tane emmi kardeşe görev verdim. Eylem Planı: Kundi Ankara’dan yeğeni Davud’u hastanede ziyaret edecek sonra da alıp Antep’e dönecekti. Her şeyi rutin hayata uygun bir şekilde planladım. Kundi önceden gözcü olarak gidecek yolda polis araması olursa arkadan gelen Ebu Bera’ya haber edecek ve ara mesafeleri en az 30 dk olacak. Daha sonra Davud’un verdiği adrese kardeşleri bırakacak, oradan onlarla taksiye binerek hedef bölgeye gidecekti.”
Ayrıca dökümanın “hatalar” kısmında ise şunlar belirtildi: “Ebu Bera yol mesafesini 5 dakikaya indirdi bu da iki aracın birbiriyle bağlantısını ortaya çıkardı. Yol üzerinde 4 kez bir araya gelerek aynı petrol noktasında durarak iniyorlar ve ihtiyaçlarını gideriyorlar. Kundi adrese erken giderek yeğeni Davud’a bakıyor, bulamayınca geri dönerek Ebu Bera’ya, Davud’u göremediğini petrolde beklemesini ve 40 dk gelmese yol üzerinden, Ankara’ya 13 km beride bir mahallede kamerasız bir sokakta bırakmasını söylüyor. Kundi geri gelmeyince; Ebu Bera itihat ederek kardeşleri, Ankara’ ya daha yakın bir yerde taksi durağına yakın bir yerde bırakıyor. Kardeşlerde indikleri yere yakın bir taksi durağından taksiye binerek hedef bölgeye gidiyorlar. Ebu Bera İstanbul’a gitmek yerine yaptıkları hatalar sebebiyle ifşa olduklarını düşünerek Antep’e dönüyor. Kundi ile Davud’a, Ebu Bera ile amel sonrası tüm hataları tespit ettim, Kundi’ye ve Ebu Bera’ya evlerine gitmemelerini söyledim. Haberlerde arabaların tespit edildiği ortaya çıkınca Ebu Bera’nın ortağının ve askerlere ev ayarlayan emlakçı diğer arkadaş Ebu Bera’nın yerine gelerek kaçmasını söylüyorlar. Ebu Bera da telefonu ortağına teslim ederek, askerlerle irtibata geçerek güvenli bir eve geliyor.”
Balı ile Ekici’nin ilişkisi
Kararda, sanık Ekici’nin Suriye’ye gittiği, örgüt talimatları doğrultusunda faaliyetlerine devam ettiği, İlhami Balı’nın yakınında ve emrinde görev aldığı, İlhami Balı’ya ulaştırılacak haberlerde zaman zaman irtibatı sağladığı, askeri eğitim kampında “İslam tarihi” dersini anlattığı, 10 Ekim 2015 tarihindeki saldırının kesin onayını Yunus Durmaz’a bildirdiği ifade edildi.
Balı, dava sürecinde birçok kez gündeme geldi. Balı’nın kırmızı bültenle aranırken Konya’da devlet hastanesinde tedavi gördüğü ortaya çıkmıştı.
‘Muhafazakar ve milliyetçi kesim sevinir’
Kararda, sanık Yunus Durmaz’ın 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlerden önce birçok eylem planlandığına dair örgüt yönetimiyle olan yazışmalarının yer aldığı “hacidocx” isimli 28 Ağustos 2015 tarihli belgeye de yer verildi. Söz konusu belgede, 10 Ekim Katliamı’nın “Muhtemel siyasi sonuçları” şu başlıklarla sıralandı:
- Sol marjinal kesim sokaklarda protesto ve eylemleri çoğaltır. Bu da ülkeyi istikrarsızlığa sürükler. Halkta da korku ve paniğe sebep olur.
- Halkın muhafazakar ve milliyetçi kesimi sevinir.
- AKP haçlı koalisyona desteğini meşrulaştırabilir.
- Eylem sonunda halk mitingleri çoğaltırsa seçim ertelenebilir.
İnsanlığa karşı suç yok!
Kararda, Ekici’nin üzerine atılı “insanlığa karşı suçtan yapılan değerlendirme” kısmında ise, “yasal unsurların gerçekleşmediği” ifade edildi. Kararda, “İnsanlığa karşı suçun bir plan dahilinde siyasal, felsefi, ırki veya dinsel saiklerle nüfusun sivil bir grubuna karşı sürgün etme, esir hale getirme, kitle halinde ve sistematik olarak kişileri öldürme, kaçırma, kaçırdıktan sonra yok etme, işkence veya insanlık dışı işlemlere veya biyolojik deneylere tabi tutma, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme şeklinde fiillerin işlenmesi olarak tanımlandığına” işaret edildi.
Kararda DAİŞ’in bir devlet kurma amacında olduğuna işaret edilerek, DAİŞ’in anayasal düzeni değiştirmek istediği, “örgüt ideolojisi doğrultusunda bir düzen oluşturmak istediği” kaydedildi. Kararda, söz konusu nedenlerden kaynaklı “insanlığa karşı suçun yasal unsurlarının gerçekleşmediği” iddia edildi. Bu nedenle Ekici’nin bu suçtan beraatine karar verildi.