Türkiye’nin birçok kentinde 1 Eylül Dünya Barış Günü için hazırlıklar devam ediyor. İstanbul’da, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde ise Kadıköy İskele Meydanı’nda kitlesel açıklama yapılacak.
1990’lı yıllardan beri barış için mücadele veren Barış Anneleri de taleplerini anlattı. Sabiha Bozan, Türkiye’de kalıcı bir barışın sağlanması için Adalet Bakanlığı ve Meclis başta olmak üzere birçok yere başvuruda bulunduklarını ifade etti.
‘Önemli olan barışı inşa etmektir’
Her alanda mücadele etmelerine rağmen Türkiye’nin uzattıkları eli havada bıraktığını ifade eden Bozan “1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Abdullah Öcalan’la yeniden bir müzakerenin yapılmasını istiyoruz. Savaş çok kolaydır, bugün dünyada her yerde savaş yaşanıyor, önemli olan barışı inşa etmektir. Bunun için önce Abdullah Öcalan’ın avukat ve ailesiyle görüşmeli. Abdullah Öcalan 42 aydır aile ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Tecrit durumu savaş politikalarını daha çok derinleştiriyor. Öncelikle bir müzakerenin yapılması gerekiyor. Daha sonra cezaevlerindeki bu baskı politikalarının bitmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘Eşit ve onurlu bir barış istiyoruz’
Barış Annesi Bedia Gökguz ise katledilen kadın gazeteciler için başsağlığı dileklerini sundu. Gökguz, “Barış anneleri olarak, onurlu, eşit özgür bir barış istiyoruz. Biz barış dediğimiz zaman devlet bize teslimiyeti, ihaneti dayatıyor, ‘bunları kabul ederseniz barış olur’ deniyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Evet biz barış istiyoruz ama biz bütün dünyadaki halklar gibi onurlu, adil, özgür ve eşit şartlarda yaşayacağımız bir barış istiyoruz” dedi.
Kürt annelerinin mücadelesi
Yıllardır 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde tüm dünyada barış talebinin yükseldiğini kaydeden Gökguz, “Daha önceki yıllarda 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde sadece barış dediğimiz için gözaltına alındık. Tüm dünyaya barış hakkı tanınırken neden bu hak Kürt halkına tanınmıyor? Oysa tarihe baktığımız zaman Kürt halkı sürekli barış isteyen bir halk olmuştur ve hiçbir halka savaş açmamıştır sadece başkaları tarafından saldırıya uğradıklarında kendilerini savunmuşlardır. Bu nedenle 1 Eylül Dünya Barış Günü Kürt halkıyla özdeşleşen bir gündür. Biz Kürt anneleri olarak bu ülkede onurlu bir barış sağlanmadığı sürece daima barış isteye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Barışı sağlayacakların önü açılsın’
Barış Annesi Maytap Toprak ise Kürt halkına yönelik büyük bir savaş yürütüldüğünü belirtti. Dünyadaki diğer halklar gibi onurlu bir yaşam istediklerini kaydeden Toprak şunları söyledi: “Kimliğimiz ve dilimizi istiyoruz. Kendi kültürümüzü özgürce yaşamak istiyoruz. Bugün 10 yaşındaki çocuklar bile barıştan çok savaşı konuşuyorsa bundan herkes sorumludur.” Öcalan’ın Kürt sorununun çözümüne dair “Bu işi 1 haftada çözerim” söylemini hatırlatan Toprak, barışı sağlayamayanların bunu başarabileceklerin önünü açması gerektiğini belirtti.
‘Bir anne olarak barış barış diyoruz’
Güler Buğday, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün önemli olduğunu ama dünyada kimsenin gerçek anlamda barışa sahip çıkmadığını söyledi. Dünyada barış kelimesinin sadece kâğıt üzerinde kaldığını ifade eden Buğday, “Bugün Ortadoğu’ya baktığımızda oluk oluk kan akıyor. Her ne kadar adına savaş denilmese Kürdistan’da 40-50 yıldır bir savaş var. Gittikçe zulüm ve inkâr artıyor. Dünyadaki her savaş barışla sonuçlanmış. Bir anne olarak barış barış diyoruz. Bu topraklarda her şeye izin veriliyor ama barışa tahammülleri yok her daim savaş istiyorlar” diye aktardı.
Savaşı başlatanların barışı istemediğini vurgulayan Buğday, Filistin’de yaşananlara dikkat çekti. İktidarların koltuklarını korumak için savaşı sürdürdüklerini ifade eden Buğday, tüm demokrat, sosyalist ve vicdan sahibi insanlara savaşa karşı durma çağrısı yaptı.
(MA)