Bundan 12 yıl önce Suriye’nin kuzeyinde, 19 Temmuz 2012’de, gerçekleşen ve bölgedeki etnik ve dini çeşitliliği kapsayan, Rojava Devrimi’nin 12’inci yıl dönümünde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yazılı bir açıklama yayınladı.
Kürtçe ve Türkçe olarak yapılan yazılı açıklamada, “Kürtlerin, kadınların, gençlerin, bölge halklarının, inanç gruplarının ve uluslararası dayanışmanın öncülüğünde gelişen Rojava Devrimi bir kez daha bütün dünya halklarına kutlu olsun” denildi.
DAİŞ barbarlığına, DAİŞ eliyle Ortadoğu ve dünyaya hakim kılınmak istenen karanlığa ve zulme karşı amansız bir mücadele verildiği ve insanlık onurunun kurtarıldığı belirtilen açıklamada, “Rojava Devrimi, sadece dünyanın küçük bir bölgesinde gerçekleşen ve yalnızca bir halkın kazanımlarını esas alan bir devrim değildir; en başta, vahşi yöntemlerle kadınları köleleştirmeye ve pazarlarda satmaya çalışanlara karşı kadınların gerçekleştirdiği bir devrimdir” ifadeleri kullanıldı.
‘Direnişin yeniden var olan adıdır’
DEM Parti MYK’sınin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
Kadın özgürlük mücadelesinin taçlandığı Rojava Devrimi tüm dünya kadınları için kadın özgürlükçü bir dünyanın kurulabileceğinin, tekçi ve inkarcı ulus devlet modelinin, kadın düşmanı sistemlerin yıkılarak demokratik ulus modelinin inşa edilebileceğinin en somut örneği olmuştur. Jin Jiyan Azadî felsefesinin pratiğe dönüştüğü Rojava Devrimi bütün dünya kadın hareketlerine ilham olmuş, Rojava’daki bu deneyim özellikle Ortadoğu kadınları ve dünyanın her yerinde direnen kadın örgütleri için mücadele motivasyonu yaratmış, umut olmuştur.
‘Farklı bir seçenek Rojava Devrimi ile kanıtlandı’
Suriye iç savaşının başlangıcında Suriye halkları mevcut rejim ile IŞİD zihniyeti arasında bir seçime zorlanırken; Kürt halkı ve dostları farklı bir seçeneğin mümkün olduğunu, tek çözümün demokratik temellere dayalı bir arada ve eşit yaşam olduğunu Rojava Devrimi ile kanıtladı. Rojava Devrimi, sadece IŞİD barbarlığını yenilgiye uğratmasıyla benzersiz bir devrim değildir; IŞİD zihniyetini bölgeye yönlendiren ve palazlandıran IŞİD sponsoru güçlerin saldırılarına karşı da benzersiz ve süreklileşen bir devrim sürecine dönüşmüştür. Bu devrim, 2011 yılında bölgeyi kaosa boğan ve halkları mültecileştiren bütün politikaları boşa çıkarmıştır.
‘Kuzey ve Doğu Suriye halklarının iradesini tanıyın’
Dün Suriye’deki yangına benzin taşıyarak IŞİD’i destekleyenlerin amacı Kürt halkının kazanımlarını sabote etmek ve olası bir demokratik yaşam modelini engellemekti. IŞİD barbarlığı halkların direnişine yenildi, dolayısıyla IŞİD’in destekçileri de yenildi. Rojava’ya saldıranlar, dün her türlü hakareti mubah gördükleri Suriye Rejimi ile şimdi yine Kürtlerin inkarı ve imhası, bölgedeki devrimin tasfiyesi amacıyla diyalog kurmaya çalışıyor. Bir kez daha buradan ilgili bütün çevreleri uyarıyoruz; çözümsüzlük içeren hiçbir proje bu topraklarda başarıya ulaşamayacaktır. Savaş, yıkım ve IŞİD barbarlığı eliyle elde edemediklerinizi, başka yollarla elde etmeye çalışmaktan vazgeçin ve Kuzey ve Doğu Suriye halklarının iradesini tanıyın.
‘Saldırılara karşı duyarsız kalmak da suçtur’
Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan devrimin kıymetini bilen dünya halklarına ve IŞİD barbarlığına karşı olduğunu ifade eden uluslararası güçlere de sesleniyoruz; Rojava Devrimine yönelik saldırılar da bu saldırılara karşı duyarsız kalmak da suçtur. Kadın öncülüğünde gerçekleşen ve tüm dünyaya armağan edilen bu devrimi korumak hepimizin temel sorumluluğudur.
Başta halkımız olmak üzere duyarlı bütün kesimler Rojava Devrimini bundan sonra da sahiplenip yaşatmaya ve büyütmeye dönük mücadeleyi sürdürecektir. Kadınlar öncülüğünde direnen halklar dün başardı, yarın daha da büyük başaracaktır.”