ÖZLEM BAYAT – Diğer Yazıları …
6 Aralık 2014 tarihinde Ankara’da yapılan toplantı ile kurulan Ekoloji Meclisi, Şubat ayında Mersin’de yaptığı nükleer temalı ikinci toplantının ardından, üçüncü toplantısını 19 Nisan günü İzmir’de gerçekleştirdi. Vahşi kapitalizm ve onun doğaya ve insanlara verdiği zararın yükselişine karşı Meclis, ekoloji mücadelesi veren örgütleri bir çatı altında buluşturarak bu alandaki mücadelenin ortaklaştırılmasını amaçlıyor.
Sermayenin rant ve talan uğruna doğaya dönük saldırıları yaşamı ve yaşam alanlarını mahvediyor. Sanayi tesislerinin, bu tesislerden akan kirli suların ve yanlış tarım yöntemlerinin verimli tarım alanlarını yok ettiği, madencilik, hidroelektrik, termik, nükleer, jeotermal santral ve şimdi de rüzgar enerjisi santralleri ile doğrudan canlı ve insan yaşamını tehdit ettiği bugünlerde mücadeleleri ortaklaştırmak önümüzde duran önemli bir görev. Bu nedenle Ekoloji Meclisi’nin İzmir’de gerçekleştirdiği toplantının gündemi Ege Bölgesi’ndeki canlı ve toplum sağlığını tehdit eden uygulamalar oldu. Ağırlıklı gündemi vahşi madencilik konusu olan Meclis’te, sülfürik asit ve siyanür kullanımına dayalı kimyasal madencilikle nikel ve altın madenciliği, jeotermal, termik santral, HES, RES ve benzer uygulamaların doğada yarattığı yıkıma karşı verilen mücadeleler paylaşıldı. Toplantıya Manisa, Aydın ve İzmir, Yozgat’tan yerel mücadele platformları da katıldı. Aydın Ovası’nın jeotermal enerji santralleri ile yok edilişini anlatan AYÇEP temsilcisinin sözleri çok çarpıcı: “Aydın’ın çileği tamamen bitti, şimdi zeytin de bitiriliyor. Yakında Aydın’da yaşam yok olacak, Aydın diye bir yer kalmayacak.”
Kurumsallaşma ve siyasallaşma
Ekoloji Meclisi üçüncü toplantısında ilkelerini belirleyerek meclisin kurumsallaştığını, mücadelenin siyasallaştığını tarihe not düştü. Ekoloji Meclisi’nin üzerinde anlaşmaya vardığı ilkeler şunlar:
Ekoloji Meclisi;
Ayrıca 7 Haziran’da kentlerimizin, suyumuzun, havamızın, toprağımızın geleceğinin oylanacağı seçimler için bir kampanya başlatacak olan Ekoloji Meclisi, “Ekolojik yıkım yapan ve bu yıkımı savunan partilere oy yok” diyecek. Ekoloji hareketlerinin ortak siyasal taleplerini ve tavrını ekoloji hareketi içinde yer alan kişi ve kurumların imzasıyla hazırlanacak bildirgeyle Türkiye kamuoyuna duyuracak olan Meclis, nükleercilere, kentlerimizi yağmalayanlara, suyumuzu satanlara, havamızı ve topraklarımızı kirletenlere karşı örgütlenerek TBMM’ye yaşamı ve yaşam alanlarını savunanları gönderecek.
Üstün: “Sermayeye alternatif göstermek zorunda değiliz”
Ekoloji Meclisi’nin İzmir toplantısına HDP İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı Prof. Dr. Beyza Üstün de katıldı. Üstün, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Sermayenin yaşam alanlarımız üzerinde planladığı HES, GES, RES, JES’lere karşı sadece konuşmuyoruz mücadele ediyoruz, dayanışmayı örüyoruz. İzmir Karaburun halkı bizlere diyor ki; “lütfen sermayeye güneş, rüzgar gibi alternatifler önermeyin, gelip köylerimizi talan ediyorlar, bu alternatifleri önerenler tıpkı şirketler gibi mücadelemize engel oluyorlar”, bunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Bizler sermayeye alternatif göstermiyoruz, böyle bir zorunluluk içinde hissetmiyoruz kendimizi, halkın kullanımı üzerinden değerlendirmeler yapıyoruz, mücadelemizi de bütün yaşamı korumak üzerinden örüyoruz. Nasıl ki HES bir enerji politikası değil, suyun metalaştırılması projesi ise, nükleer de bu toprakları nükleer depolama alanı yapmayı meşrulaştıracak bir projedir.
Üstün, konuşmasını mücadelenin yükseltilmesi ve dayanışmanın çoğaltılması çağrısıyla bitirdi.