Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekilli Dilan Kunt, bir çocuğun istismarı iddiası üzerine Kayseri’de Suriyelilere karşı gerçekleştirilen ve birçok kente sıçrayan ırkçı saldırılar ilişkin, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (İHİK) Göç ve Uyum Alt Komisyonu’na başvurarak, alt komisyonların acil toplanarak olay yerinde incelemede bulunmasını istedi.
Yaşananların özetlendiği başvuruda, “Kayseri’de yaşanan saldırılar, taciz ve istismar vakasından kaynaklı tepkinin çok ötesine geçmiş; uzun yıllardır çeşitli manipülasyon, provokasyon ve yayılan nefret söylemlerinin sonucu olarak Suriyeli sığınmacılara dönük pogrom noktasına evirilmiştir. Kayseri’deki saldırının bilançosu ve boyutları, gelinen noktada Türkiye geneli önü alınamaz olaylara ve can kayıplarına dönüşme riski ve potansiyeli taşımaktadır. Kayseri’deki saldırılar sırasında güvenlik birimlerinin, siyasetçilerin ve politik aktörlerin bu saldırıları durdurmak ve önlemek yerine, yaşanan olaylara etkin müdahale etmediği anlaşılmıştır” denildi.
‘Nefret söylemi provokasyonları arttırdı’
Kayseri Emniyet Müdürü Atanur Aydın’ın saldırılar sırasında kitleye hitaben “mağdur çocuğun Türk olmadığını” yönündeki sözlerine dikkat çekilen başvuruda, “Bu konudaki ayrımcı bakış açısının yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Yaşanan olaylar sırasında, basın yayın organlarında, sosyal medyada ve çeşitli mecralarda bu saldırıları tetikleyen ve yayılmasına neden olan nefret söylemi ve provokasyonların çok hızlı bir şekilde arttığı görülmüştür. Nitekim Kayseri’nin ardından Hatay ve Gaziantep gibi Suriyeli sığınmacıların yoğun yaşadığı kentlerde de benzer saldırılar meydana gelmiştir” ifadelerine yer verildi.
Sorumluluk devletin
Suriye’de meydana gelen çatışma ve Türkiye’nin de dahil olması sonucu 3 milyon 57 bin 762 göçmenin Türkiye’ye geldiği belirtilen başvuruda, “10 yıldan fazladır ailesi, akrabaları ve burada doğan çocuklarıyla, yüzbinlerce Suriyeli Türkiye’de yerleşik ve kalıcı hale gelmiş, yenilenen vatandaşlık kazanım yasasıyla bir kısmı vatandaşlık almıştır. Türkiye’de yıllar içinde gerçekliği inkar edilemez hale gelen, ekonomik ve toplumsal krizlerle birlikte körüklenen bir göçmen düşmanlığı sorunu olduğu ortadadır. Ülkede bulunan 3 milyondan fazla Suriyelinin tamamının ülkelerine veya başka ülkelere gitmeyeceği bilinmesine rağmen özellikle seçim süreçlerinde siyasetçiler tarafından göçmenler üzerinden siyaset yapılarak, kamuoyunda bu nefret beslenerek büyütülmüştür. Bugün gelinen noktada meydana gelen yakma, yıkma, saldırıların sona ermesi ve halkın itidale çağrılması için başta Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olmak üzere tüm karar alma aktörlerine ve devlete sorumluluk düşmektedir” diye kaydedildi.
Acil toplanmalı
Başvuruda, bu nedenlerden ötürü İHİK’in alt komisyonunun acil olarak toplanması istendi. Başvuruda, şunlar ifade edildi: “Komisyon olarak ivedilikle bir heyet oluşturularak Kayseri’ye yerinde inceleme yapmak üzere gidilmesini, hasar bilançosu çıkartılması, riskli bölgeleri güvenli hale getirmesini, sorumlu ve faillerin tespiti için çalışmalar yapmasını, Kayseri’de, Hatay’da, Gaziantep’te meydana gelen saldırıları durdurmak, saldırıların yaşandığı ve yaşanma riski olan mahallelerde gerekli tedbirlerin alınmasını, basın yayın organları ve sosyal medyada nefret söylemi üreten, yayan ve göçmenlere yönelik provokasyonu örgütleyen kişi ve odakların tespit edilerek haklarında soruşturmalar başlatılmasını, ülke genelinde giderek sayısı ve boyutları artan göçmen düşmanlığının ortada kaldırılması için etkin çalışmalar yapılmasını teklif ederim.”