Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Günü’nde, partilerinin genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda yapılan açıklamada, artan çocuk yaşta çalıştırılmanın temel nedeninin derinleşen yoksulluk olduğu belirtildi. Açıklamayı, DEM Parti Çocuk Komisyonu Eş Sözcüsü İhsan Seylan yaptı.
‘Çocuklar ölümle, sömürüyle 12 Haziran’ı karşılıyor’
Çocuk yaşta çalıştırılanların 12 Haziran’ı can güvenliği riskiyle karşıladığı belirtilen açıklamada, şu ifadeleri kullanıldı: “Dünyada ve Türkiye’de işçileştirilen çocuk gerçeği, belirli dönemlerde kısmi azalmalar gösterse de acı bir gerçek olarak artarak karşımızda durmaktadır. Farklı çağlarda da görülen ancak kapitalist üretim biçimiyle birlikte daha yıkıcı bir hal alan çocuk işçiliğine karşı etkili tedbirler ve çözümler adına herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bugün devletler ve ulus üstü sermaye grupları, göstermelik açıklamalarla çocuk işçiliğine karşı mücadele ettiklerini ilan etseler de hakikat bunun tam tersidir. Afrika’dan Asya Pasifik’e, Latin Amerika’dan Orta Doğu’ya kadar milyonlarca çocuk, tarım başta olmak üzere hizmet ve sanayi sektörlerinde sömürülmekte ve sermayenin kar hırsı nedeniyle yaşamlarını yitirmektedir.”
‘Sebep derinleşen yoksulluk’
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün güncel verilerine göre dünya üzerinde 160 milyondan fazla çocuğun çalıştırıldığı kaydedilen açıklamada, “Türkiye’de ise bu sayı her geçen yıl artmakta, güvenilirliği ziyadesiyle şüpheli olan TÜİK’in verilerinde dahi çocuk işçi sayısının 850 binden fazla olduğu görülmektedir. Sendikaların verilerine göre ise bu sayı 2 milyonu, yaz aylarında 4 milyonu geçmektedir. Yani Türkiye’de her 5 çocuktan biri, erkek çocuklarının ise 3’ünden biri işçileştirilmiş durumdadır. Bu veriler yalnızca 15-17 yaş arasındaki çocukları kapsarken, 15 yaş altında çalışmak zorunda bırakılan çocuklara dair kamu otoriteleri tarafından 2020’den beri herhangi bir veri paylaşımı yapılmamaktadır. Ayrıca, bu verilere mülteci çocuklar dahil değildir” diye belirtildi.
‘Çocuk işçiliği görünmez kılınıyor’
Açıklamanın devamında şunlara yer verildi: “Tabii ki çocukların işçileştirilmesinin de iş yerlerinde yaşamlarını yitirmesinin de esas sebebi kapitalizm ve onun ‘varoluşsal çıkmazı’ niteliğindeki kar hırsıdır. Çocukların istismara, yaşam hakkı ihlaline, yoğun emek sömürüsüne maruz bırakıldıkları günümüz koşulları; kapitalist, erkek egemen, ırkçı sistemin bir tezahürüdür, tüm bu sonuçlar bunların tezahürüdür. Türkiye’de işçileştirilen çocuklar, üretimi ayakta tutan bir olgu olarak varlığını korumaktadır. Türkiye’nin en güvencesiz, korunmasız, sömürülen ve şiddete uğrayan kesimi, çalışmak zorunda bırakılan çocuklardan oluşurken ‘çocuk işçilik’ sorunu yokmuş gibi bu alan, görünmez kılınmaktadır. Sermaye dostu muktedirler tarafından sanki etkili bir mücadele yürütülüyormuş illüzyonu yaratılmak istense de gerçek böyle değildir. Oy kullanma yaşı 18 iken çalışma yaşının 15 olduğu bir yerde çocukların işçileştirilmesi, bu sorunu ortaya koymaktadır.
Son 11 yılda en az 689 çocuk yaşamını yitirdi
Bunların bir sonucu olarak ise iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk sayısı her geçen gün artmaktadır. Çocukların iş yerlerinde yaşamını yitirmesinin bir diğer sebebi ise AKP’nin iktidarını baki kılmak ve sermayedarların kar hırsını devam ettirmek için yaşamın başka birçok alanında da karşılaştığımız ‘cezasızlık politikalarıdır.’ Bu politikayla failler cezalandırılmamakta, yaşam hakkı ihlaline kadar varan durumlarda mağdurun zararları giderilmemekte ve en mühimi benzeri vakaların tekrarlanmaması için yapısal tedbirler alınmayarak çocuk cinayetleri görünmez kılınmaya çalışılmaktadır. Sonuç olarak İSİG’in son açıklamasında, son 11 yılda en az 689 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. AKP iktidarları döneminde bunun iki katıdır. Bu neye tekabül ediyor? Her 6 günde bir çalışan çocuk hayatını kaybetmekte, sorumlular ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamakta. Kamu otoritesi sorumluluktan kaçmaktadır. Kamu görevlisi sonrasında da bir önlem almamaktadır.
MESEM uygulamasından derhal vazgeçilsin!
2012 yılında 4+4+4 eğitim düzenlemesi uygulamaya geçirilmiş, bununla birlikte çıraklık ve stajyerlik uygulamaları gibi çok sayıda düzenleme yapılmıştır. AKP, bu düzenlemelerle çocukların yaşam ve eğitim hakkını hiçe sayarak eğitimden uzaklaşmasına ve işçileştirilmesine neden olmuştur. Çalışma hayatında yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitlenen ve sayıları yüz binleri bulan çocukların sömürü ve istismarı bu sayede artmıştır. 2 milyona yakın öğrencinin bulunduğu MESEM’lerde çocuklar, ‘bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma’ adı altında sermayedarların bir ‘memleket meselesi’ olarak gördükleri meslek liseleri vasıtasıyla yoğun emek sömürüsüne maruz bırakılmaktadır. Devlet bunu yasallaştırıyor, çocukları güvencesiz bırakarak sermayedarların hizmetine gönderiyor.”
Açıklamada, çocuk yaşta çalıştırmanın önlenmesi için şu tedbirlerin alınması istendi:
“*Çocukları ucuz işgücü olarak gören ve bunun altyapısını oluşturan eğitim politikalarına son verilmelidir.
*Çocuk yoksulluğuna ve çocukların işçileştirilmesi ile ilgili bilimsel ve güvenilir düzenli veriler kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
*Çocuk çalıştıran kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.
*Yasadışı çocuk çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.
*Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkânı sağlanmalı, çocukların sağlık hakkı gasp edilmemelidir.
*Çocukların toplumsal özneler olarak özgürleşme mücadelesini sürdüreceğiz.”
Açıklamada son olarak, “Bizler çocukların işçileştirilmediği, toplumsal üretim ilişkilerine sermayenin ihtiyaçları için değil; eşit ve toplumsal özneler olarak özgürleşmek için dahil olmalarını destekleyeceğiz ve bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz! Her zaman söyledik ve bugün bir kez daha söylüyoruz; çocuklar işçi değildir! Zarok ne karkeren, Çocuk, yaşam, özgürlük! Zarok, jiyan, azadî” denildi.