İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda rapor yayımlandı ve iş cinayetlerinin gençler üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekti.
İSİG’in rapaorunda 2013-2024 yılları arasında ölen en az 2 bin 500 genç işçi olduğu vurgulandı. İSİG tarafından yapılan açıklamada, “Raporumuzu, 11 Mayıs 2024 Cumartesi günü Balıkesir Karesi’de önünü kesen kişi tarafından öldürülen Balıkesir Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi, Dominos Pizza moto kuryesi, 20 yaşındaki Ata Emre Akman şahsında tüm kaybettiğimiz genç işçilere adıyoruz…” denildi.
Raporda, özellikle AKP hükümetleri döneminde gençlerin geleceğinin çalındığı ve sermaye için ucuz işgücüne dönüştürüldüğü vurgulanırken, pandemi döneminde genç işçi ölümlerinde gözlemlenen düşüş, ekonomik zorluklar ve yoksullaştırma politikalarının etkisiyle hızla artmaya başladığı belirtildi.
Rapora göre, 2013 yılında en az 193 genç işçi, 2014 yılında en az 226 genç işçi, 2015 yılında en az 222 genç işçi, 2016 yılında en az 233 genç işçi, 2017 yılında en az 232 genç işçi, 2018 yılında en az 225 genç işçi, 2019 yılında en az 206 genç işçi, 2020 yılında en az 202 genç işçi, 2021 yılında en az 174 genç işçi, 2022 yılında en az 252 genç işçi, 2023 yılında en az 260 genç işçi ve 2024 yılının ilk dört ayında en az 75 genç işçi olmak üzere; 2013-2024 yılları döneminde “en az” 2500 genç işçi öldü.
2013-2024 yılları arasında, en az 656 genç işçinin inşaat sektöründe, 424’ünün tarım sektöründe ve diğerleri konaklama, taşımacılık, metal, madencilik gibi sektörlerde öldüğü belirtiliyor. Genç işçi ölümlerinin nedenleri arasında trafik kazaları, yüksekten düşmeler, ezilmeler, elektrik çarpmaları ve şiddet başı çekiyor.
İSİG tarafından yayımlanan raporda şu ifadeler yer aldı:
“Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı… Geleceğimiz dediğimiz gençlerimiz, sağlıklı ve güvenli yaşaması, okuması, çalışması gerekirken; yoksulluk, güvencesiz işçilik, şiddet ve iş cinayetleri cenderesi altındalar. Özellikle AKP döneminde hayata geçirilen tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalar gençlerin geleceğini ellerinden aldı ve sermaye için ucuz işgücü haline getirdi…
Yüzde 83’ünü ulusal basından; yüzde 17’sini ise genç işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla;
2013 yılında en az 193 genç işçi, 2014 yılında en az 226 genç işçi, 2015 yılında en az 222 genç işçi, 2016 yılında en az 233 genç işçi, 2017 yılında en az 232 genç işçi, 2018 yılında en az 225 genç işçi, 2019 yılında en az 206 genç işçi, 2020 yılında en az 202 genç işçi, 2021 yılında en az 174 genç işçi, 2022 yılında en az 252 genç işçi, 2023 yılında en az 260 genç işçi ve 2024 yılının ilk dört ayında en az 75 genç işçi olmak üzere; 2013-2024 yılları döneminde “en az” 2500 genç işçi öldü…
• Genç işçi ölümleri pandemide kısmen düşüş eğilimi gösterse de (çalışma kısıtı göz önüne alınmalı) özellikle 2021 yılı Eylül ayı ile beraber derinleşen (döviz-enflasyon yükselişi ile hissettiğimiz) yoksullaştırma politikaları sonucu hızla artmıştır.
Genç işçi kavramı üzerine
Gençler (genç işçiler), uluslararası ve ulusal kurumlar tarafından farklı yaş gruplarına (12-24, 15-24, 15-25 yaş gibi) ayrılabiliyorlar. İSİG Meclisi olarak bizler bu ayrımları gözönüne alıyoruz. Yine ülkemizde yasalar tarafından “15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi genç işçidir” tanımını güncel olarak ve uzun vadede istisnalar, çalışma hakları, sosyal güvenceleri gözeterek unutmuyoruz. Ancak yine uluslararası ve ulusal yasaları ve sözleşmeleri de gözönüne alarak 18 yaşını doldurmamış toplumun her üyesini “çocuk” ve çalışanları da “çocuk işçi” olarak nitelendiriyoruz.
Bu ve benzeri gerekçelerle raporumuzda genç işçi kavramını “18-25 yaş grubu” için kullanacağız. (15-17 yaş grubu gençler için değerlendirmelerimizi çocuk işçi iş cinayetleri raporunda okuyabilirsiniz) Bazı mesleklerde 25 yaş da yukarı çekilebilir ama raporda bir sınır da koymak zorundayız. 12 yılı aşkın mücadele sürecimizde genç işçilerle ilgili ilk çalışmamız olduğu için raporumuz tablolarımızı kısa yorumlama ile sınırlı kalacak. Umuyoruz ki önümüzdeki dönem genç işçilerle ilgili İSİG mücadele başlığını derinleştirebiliriz.
2013-2024 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:
İnşaat, Yol işkolunda 656 genç; Tarım, Orman işkolunda 424 genç (296 işçi ve 128 çiftçi); Konaklama, Eğlence işkolunda 203 genç; Taşımacılık işkolunda 162 genç; Metal işkolunda 149 genç; Madencilik işkolunda 146 genç; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 114 genç; Belediye, Genel İşler işkolunda 90 genç; Enerji işkolunda 86 genç; Gıda, Şeker işkolunda 62 genç; Tekstil, Deri işkolunda 59 genç; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 57 genç; Savunma, Güvenlik işkolunda 54 genç; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 48 genç; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 43 genç; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 28 genç; Ağaç, Kağıt işkolunda 27 genç; Basın, Gazetecilik işkolunda 15 genç; İletişim işkolunda 4 genç; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 genç; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 72 genç işçi öldü…
• İstihdam dağılımına baktığımızda genç işçi ölümlerinin yüzde 93’ünü ücretliler oluşturuyor. Bu durum geçmiş yıllara göre bugün gençlerin ücret dışında bir gelir sahibi olmadığını ve yaşamak için çalışmak (İSİG tabiriyle çalışmak için yaşamak) zorunda olduklarını gösteriyor.
• Sektörel dağılıma baktığımızda genç işçi ölümlerinin yüzde 34’ünü sanayi, yüzde 27’sini inşaat, yüzde 22’sini hizmetler ve yüzde 17’sini tarım oluşturuyor. Genç işçi ölümlerinin başta metal, maden, enerji olmak üzere sanayide yoğunlaştığını görüyoruz. Yine şehirleşmenin bir sonucu olarak inşaaatlarda ve hizmetlerde genç işçi ölümleri artıyor. Çocuk işçi ölümlerinin yarısından fazlasını oluşturan tarımdaki ölümler ise bu yaş grubunda giderek düşüş eğilimi gösteriyor.
• İşkolları açısından baktığımızda ise son yıllarda dikkat çekilmesi gereken işkolu “konaklama”. Son beş yıldır (özel olarak moto kurye mesleğinin artışının yanısıra) bu işkolunda güvencesizlik temelinde yaşanan kitlesel işçileşmenin bir sonucu bu.
2013-2024 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
Trafik, Servis Kazası nedeniyle 590 genç; Yüksekten Düşme nedeniyle 407 genç; Ezilme, Göçük nedeniyle 385 genç; Elektrik Çarpması nedeniyle 231 genç; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 201 genç; Şiddet nedeniyle 154 genç; Patlama, Yanma nedeniyle 113 genç; İntihar nedeniyle 95 genç; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 72 genç; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 57 genç; Kesilme, Kopma nedeniyle 29 genç; diğer nedenlerden dolayı 166 genç işçi öldü…
• Özellikle tarım ve taşımacılık nedenli trafik ve servis kazası, inşaat nedenli yüksekten düşme ve sanayi işkollarından dolayı ezilme öne çıkıyor. Ancak elektrik çarpması gibi çok ucuza önlemler ile engellenebilecek ölümlerin oransal olarak bu kadar fazla olması keza benzer şekilde zehirlenme ve boğulmaların çokluğu, genç işçilerin çalışma koşullarına dair (aşırı-yoğun-fazla çalışma, önlem ve denetimsizlik) zemini ortaya koyuyor.
2013-2024 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle:
18 yaşında 205 genç, 19 yaşında 279 genç, 20 yaşında 288 genç, 21 yaşında 231 genç, 22 yaşında 318 genç, 23 yaşında 350 genç, 24 yaşında 342 genç ve 25 yaşında 487 genç işçi öldü…
• 18 yaşında ölen genç işçileri (18 yaşını tamamlamış) olarak değerlendiriyoruz (Bazı işçiler 18 yaşını doldurmamış “çocuk işçi” olabilir. Ancak kimlik bilgilerini tam olarak öğrenemiyoruz)
• Tersi bir durum da 25 yaş için olabilir. Bu yaş için tespit ettiğimiz işçilerin bir kısmı 26 yaşında olabilir ama benzer bir nedenle 25 yaş olarak değerlendiriyoruz.
2013-2024 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 214 kadın ve 2286 erkek işçi öldü…
• Genç kadın işçiler yoğunlukla mevsimlik tarımda, gıda-kimya-tekstil gibi sanayi işkollarında, market-büro-lokanta gibi hizmetlerde, sağlık alanında ve genel işler işkollarında çalışıyordu.
2013-2024 yılları döneminde 260 göçmen Genç İşçi öldü. Bu işçilerin geldikleri ülkelere bakarsak:
134’ü Suriyeli, 80’i Afganistanlı, 10’i Türkmenistanlı, 6’sı Özbekistanlı, 5’i İranlı, 4’ü Iraklı, 3’ü Azerbaycanlı, 3’ü Ukraynalı, 2’si Pakistanlı, 2’si Gürcistanlı, 1’i Kırgızistanlı, 1’i Kolombiyalı, 1’i Macaristanlı, 1’i Moldovyalı, 1’i Nepalli, 1’i Nijeryalı, 1’i Rusyalı, 1’i Sudanlı, 1’i Venezuelalı, 1’i Zimbabveli…
• Genç işçilerde göçmenlerin ölüm oranı genel iş cinayetlerinin iki katıdır. Ayrıca çocuk işçilerdeki Suriyelilerin dışında başta Afganistan olmak üzere birçok ülkeden gelen göçmen işçi ölümleri vardır. Bu durum Türkiye işçi sınıfının bugün ve geleceğine dair örgütlenmesinde önemli bir duruma işaret etmektedir.
• Göçmen genç işçi ölümleri mevsimlik tarım, gıda-tekstil-metal gibi sanayi işkolları, inşaat, konaklama ve genel işler işkollarında yoğunlaşıyor.
2013-2024 yılları döneminde iş cinayetlerinde ölen Genç İşçilerin 84’ü (yüzde 3,36) sendikalı işçi, 2416’sı ise (yüzde 96,64) sendikasız. Sendikalı işçilerin 63’ü maden, 10’u metal, 3’ü kimya, 3’ü güvenlik, 1’i tekstil, 1’i eğitim, 1’i enerji, 1’i sağlık ve 1’i belediye işkolunda çalışıyordu…
• Genç işçi ölümlerindeki sendikalılık oranı genel iş cinayetlerinde ölen sendikalıların oranının yarım katı. Bu durum sendikal örgütlenmenin yeni işçileri daha az koruyabildiği tartışmasını da beraberinde getirmektedir.