Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Saadet Parti Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Saadet Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşmede gündemdeki siyasal gelişmeler ele alındı.
Görüşmede, 31 Mart yerel seçimlerinden açığa çıkan sonuçların yanı sıra yeni Anayasa tartışmaları masaya yatırıldı. DEM Parti STK ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz’ün de yer aldığı görüşmede, Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir ve Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya da bulundu. Yaklaşık bir saat süren görüşme sonrası ortak açıklama yapıldı.
Karamollaoğlu: Münasebetlerimizin devamına ihtiyaç var
İlk olarak konuşan Karamollaoğlu şunları söyledi: “Genel seçimler arkasından da mahalli seçimlerde yeni bir döneme girdi. 4 yıldan fazla bir süre seçim yok gibi normal şartlarda. Parlamento çalışıyor. Birtakım kanunların anayasada birtakım değişikliklerin yapılması gündemde. İktidar da bu konuda birtakım adımlar atma peşinde gördüğümüz kadarıyla. Tabi bizim bu münasebetlerimizin bundan sonra da devam etmesine ihtiyaç var. Arkadaşlarımız da bunu arzu ediyorlar. İnşallah Meclis’te gruplar arasında bu ve benzer konuların ele alınabilmesi için bir dirsek temasına bir belki komisyon kurulmasına da ihtiyaç duyulabilir.”
Bakırhan: Diyaloğun çözemeyeceği sorun yok
Sonrasında söz alan Tuncer Bakırhan, görüşmede Necmettin Erbakan’ın Türkiye’deki sorunlara dair yaklaşımları üzerinde de sohbet ettiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Rahmetli Erbakan başta Kürt meselesi olmak üzere Türkiye’deki meselelerin diyalogla müzakereyle Türkiye içerisinde bir çözümünden yana olduğunu her dönem dile getirdi. Bizler de geldiğimiz noktada özellikle 31 Mart’ta ortaya çıkan sonuçlardan sonra, Türkiye’nin aslında müzakere ve diyalogun çözemeyeceği bir sorunun olmadığına inanıyoruz. Bu konuda düşüncelerimiz aktardık. Önümüzdeki günlerde Türkiye ve bölgedeki sorunların diyalog ve müzakere zemininde çözülmesi için muhalefetin daha fazla bir araya gelmesi ve bu konuları değerlendirmesi, istişare etmesi konusundaki kendi düşüncelerimizi de aktardık.
Yine önemli bir gündem vardı. Bu konuda yine huzurlarınızda Temel Başkana teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Van’daki irade gaspı karşısında başta Saadet Partisi olmak üzere Türkiye’deki siyasi partilerin sivil toplum örgütlerinin dayanışması çok değerliydi. Çok kıymetliydi. Bundan sonra da bu ve benzeri durumların yaşanmaması için bir konuşmada bulunduk. Aslında seçim sonuçları çok değerli bir irade ortaya koydu. Buna saygılı olmak gerekiyor. Bu iradenin çalışmasını sağlayacak ortamı yaratmak gerekiyor.”
Hatimoğulları’ndan ‘yol temizliği’ vurgusu
Son olarak konuşan Tülay Hatimoğulları ise önümüzdeki süreçte güçlü bir muhalefet yapabilmek adına temaslarını sürdürdüklerini ifade etti. Hatimoğulları devamla şunları kaydetti: “Tabi Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olan ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, Türkiye’de bulunan 50 milyon insanın açlık ve yoksulluk sınırında yaşadığı bir dönemde artık bu sürecin alarm verdiğini ve bu konuda siyasete düşen çok büyük görevler olduğunu, bu görevlerin ve sorumlulukların nasıl yerine getirilebileceğini değerlendirdik. Bütün siyasi partilerde olduğu gibi bugün de Saadet Partisi heyetiyle bunları değerlendirdik. Elbette anayasa Türkiye’nin temel gündemlerinden biri. Anayasa yapım sürecine girilecekse ve bir demokratik anayasa yapım sürecinden bahsedilecekse yol temizliği konusunda Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar çerçevesinde bir yol temizliğiyle ilgili yine bir fikirde bulunduk. Ve bizler açısından hakikaten çok önemli olan başta ekonomik kriz, düşünce ve ifade özgürlüğü, özgürlükler, farklı halklardan ve inançlardan insanların eşit yurttaşlık hakkı temelinde bu ülkede kendi kimlikleriyle, inançlarıyla özgürce var olabilmeleri başta olmak üzere bu konuların hepsini değerlendirdik. Yine 31 Mart seçimlerinde halkın iradesinin bundan sonraki süreçte tanınması, geçmiş dönemdeki uygulamaların, kayyımcı rejimin bir daha gelmemesi için, halkın iradesinin tanınması bakımından birlikte neler yapılabileceği konusunda hep birlikte müzakere ettik.
Filistin’de derhal ateşkes olmalı
Yine önemli gündemlerimizden biri de mazlum Filistin halkının şu an yaşadıkları. Değerli hocamızın çok önemli değerlendirmeleri oldu bu konuda, çok ufuk açıcı değerlendirmeleri oldu. Gazze’ye yapılan operasyon ve şimdi Refah Sınır Kapısında gerçekleşen operasyon, bütün bunları değerlendirdik. Buradan bir kez daha mesajımızı bütün Türkiye, Ortadoğu ve dünya halklarına veriyoruz. İsrail, Filistin işgalinden vazgeçmelidir. Bugün ülkelerin, Mısır’ın Katar’ın aracılık yaptığı ateşkesle ilgili Hamas’ın yaptığı değerlendirme ve açıklama dikkate alınmalıdır. Tam bu açıklamanın yapıldığı gün Refah Sınır Kapısına bir saldırının yapılması kabul edilemez. Derhal ateşkes ilan edilmelidir. Mazlum Filistin halkı Kürt halkı bölgenin en kadim halklarıdır. Bu bölgede iki kadim sorun olarak tanımlıyoruz. Her iki sorunun halkların kendi iradesiyle demokratik bir biçimde bu sorunun çözüme kavuşması için bizler çabalarımızı sürdüreceğiz. Özellikle son cümle olarak da ateşkese ateşkes talebine kulak verilmelidir. Halkların bu konuda ne söylediği dikkate alınmalıdır. Ve derhal ateşkes olmalıdır.”