SYKP Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz, AKP’nin HDP ve HDK’nin yarattığı örgütlü halk gücünden korktuğu için Ergenekon zihniyete sarılarak diktatörlüğünü korumak isteğini ifade etti. Yılmaz “Statükocu anlayışa karşı Türkiye’de devrim ve demokratik dönüşüm perspektifi olan bu mücadelenin hızlanmasını ve önünün açılmasını isteyen bireyler ve cevreler tereddütsüz bicimde HDP’nin yanında yer almalı” dedi.
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz 7 Haziran’da yapılacak olan 25. dönem milletvekili seçimlerini ve bu seçimlerde HDP’nin rolünü ANF’ye değerlendirdi.
Röportaj:Serkan Demirel/ANF
Hem egemenler hem de ezilenler cephesinin bütün yoğunlaşmasını 7 Haziran’da yapılacak seçimlere vermiş olduğunu belirten Yılmaz “AKP, 7 Haziran seçimleriyle Kemalist rejimi de kapsayacak şekilde oluşturduğu statükocu rejimini kalıcılaştırmak ve bunu anayasa ile garantiye almak istiyor. Buna karşı ise ezilenler ve emekçiler AKP’nin 12 yıllık pratiğini ve kalıcılaştırmak istediği statükocu rejim anlayışına dur demek ve yaşama geçirilmesine engel olmak için 7 Haziran seçimlerine büyük önem veriyor. Seçimler de, ülkede otoriter eski Kemalist statükonun bütün olumsuz özelliklerini içinde barındıran ve buna bir de inançsal anlamda kutuplaştırıcı, soygun ve talan düzenini de ekleyerek yeni bir statükomu kurulacak yo ksa buna karşı mücadele eden halkların hayır biz ne Kemalist statükoyu nede AKP yeni ılımlı İslam statükosunu kabul etmiyoruz ve demokratik bir gelişme konusunda ısrarlıyız tablosu mu çıkmasını sağlayacak. Bu iki anlayış 7 Haziran seçimlerinin en önemli içeriğidir” şeklinde konuştu.
HDP’nin varlık gerekçesi olan Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) önemine değinen Yılmaz HDK’nin kurulma amacının sermayenin bütün seçeneklerinden bağımsız ezilenlerin var ettiği 3. cepheyi açmak olduğunu söyledi. Yılmaz, HDK ile var edilen gücün büyüyerek bugün ezilenlerin ve emekçilerin Türkiye siyasi tablosu içerisinde en sonuç almaya yakın olduğu gücü HDP’yi var ettiğini söyledi.
Seçimlerin çok önemli olduğunu belirten Yılmaz, “Tabi ki mecliste ezilenlerin emekçilerin öncüsünün olması onların politikasını savunacak birilerinin olması çok önemlidir. Ama asıl önemli olan HDK içerisinde ki güçlerin, yaşamın içerisinde örgütlü meclislerini ve güçlerini de kurması da çok önemlidir. HDP uzun zamandan beridir üzerinde düşünülmüş ve sonuç almaya getirilmiş bir durumdur. Büyük bir deneyimin ve sentezin ardından bu olgunlaşmayı yakaladık. Ülkede demokrasiyi sağlayacak güç HDP etrafında birleşecek güçlerdir” dedi.
HDP’nin açıkladığı aday listesini de değerlendiren Yılmaz, açıklanan adayların tamda HDK’nin varlık sebebiyle örtüştüğünü dile getirerek şunları belirtti: “Adayların renkliliği demokrasiyi birlikte kazanmanın formülüdür. HDP açıkladığı aday listesi ile Türkiye siyasi tablosu içerisinde ezilenlerin ve emekçilerin odak noktası olmuştur. Adaylar içerisinde hem kadın adayların varlığı hem de seçilebilme oranlarına bakarsak diğer partiler arasında çok büyük bir farkın olduğunu görebiliriz. Tartışmasız olarak Türkiye’de derdi olan mevcut sistemden yana mağdur olan herkesin ben burada olmalıyım diyeceği bir aday tablosu ortaya çıkmıştır.”
Türkiye’de barışı sağlayacak seçeneğin HDP ve HDK olduğunun altını çizen Tuncay, Öcalan ve KCK’nin sık sık tekrarladığı halkların bir birine karşı empati kurarak demokrasiyi ve barışı sağlayıp özgür ve özerk bir şekilde yaşamı inşa etmesi gerektiği mesajını yerine getirecek gücün HDP olduğunu vurguladı. Yılmaz, Öcalan’ın başlatmış olduğu demokratik barış sürecinde de asıl odaklanması gerekilen yerin burası olması gerektiğine belirtti. AKP’nin sorunu çözme gibi bir istek ve pratik içerisinde olmadığını hatırlatan Yılmaz “Bizim için müzakere eşittir mücadeledir. Dolasıyla Kürt halkının büyük ölçüde bunu gerçekleştirmiş durumda. HDK ve HDP ile bunun batıda yansımasını görüyoruz. Bir tarafta demokratik çözümde ısrar eden bir özne var diğer tarafta sürekli masayı devirmeye çalışan sürekli halklar arasında kutuplaşma yaratan sürekli filmi geri saran tutarsız bir iktidar var. Bu gün açıkça görünen müzakere sürecini ilerletebilen barışçıl bir çözümü güçlendirecek tek seçenek var oda HDP ve HDK’dir. Buna karşı AKP’ye ve sistem partilerine yaptığımız tüm eleştirilere rağmen bu sorunun çözümünde samimi bir adım atmak isteyen herkesi destekleriz” dedi.
80 darbesi ile birlikte faşist zihniyet tarafından devrimcilerin, ezilenlerin, emekçilerin, Kürtlerin meclisi girmesini engellemek amacıyla konulan barajın HDP ile birlikte aşılacağını belirten Yılmaz, egemenlerin, Kürtleri, ezilenleri ve emekçileri yönetim organını dışında tutma mantığının halkların birlikteliği ile ortadan kaldırılacağını kaydetti. Tek başına barajı aşarak meclisi gelmenin yetmeyeceğini söyleyen Yılmaz asıl kazanımın sokakta verilecek mücadele ile olacağını işaret etti.
Tuncay “Barajı aşarak 80 veya onun üstünde milletvekili çıkarmamız çok önemli bunun yanı sıra asıl önemli olan sokaklarda vereceğimiz mücadeledir. AKP gelişen demokrasi gücünün önünü kesmek, eski statükonun devamını kurmak için Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklanan generalleri serbest bıraktı ve onlara sarılmış durumda. AKP gözü dönmüş bir şekilde halkların geleceğine saldırmak için yeni durumlar yaratmanın peşinde. Buna karşı sokakta kendi demokrasisini savunabilen, mahalle mahalle, köy köy komünlerini örgütleyip yaratabilen kendi hesabını meclise bırakmayan asıl olarak hesabını kendi yaşam alanında gören ve kuran, kendi iradesini geliştirmeye başlayan meclise sadece bunun sözcülüğünü bırakan bir anlayış sadece diktatörlük heveslerinin önüne geçebilir” dedi.
Tek başına parlamenter sistem yaklaşımı içerisinde olmadıklarını anlatan Yılmaz, şunlara dikkat çekti: “HDP ve HDK ile birlikte Kürt halkında önemli derecede gelişmiş olan örgütlü duruşun batıya yayılması AKP’yi önemli ölçüde kaygılandırıyor. HDP’nin Artvin’de, Rize’de, Samsun’da, Hatay’da, Edirne’de karşılık bulması ve oradaki halk dinamiklerinin ‘biz ülkenin diğer ezilenleri ile birlikte öz yönetimlerimizi kurabiliriz ve kurduğumuz meclislerimizde kendi sorunlarımız çözebiliriz anlayışıdır’ AKP’yi korkutan ve geriletecek olan.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti arasında çıkan iç çelişkilere de değinen Yılmaz, bu durumun bütün otoriter şahıslarda ve yönetimlerde gerçekleştiğini anlatarak, yönetim modelini halka mal etmeyen bunu şahsa indirgeyen sistemlerin hep aynı sorunlarla karşılaştığını söyledi. AKP içerisinde güç odaklaşmasının devam edeceğini dile getiren Yılmaz “Erdoğan başkanlık sistemini kurana kadar bu tür çelişkiler devam edecek. Ya da bu iç çelişkilerini devam ettirerek bir dengelenmeye doğru gidecek. Ama bu bir gerçek Erdoğan başkanlık sistemini kurmak için her türlü oyunu sergileyecek gerekirse kan akıtacak. AKP içerisin de yaşanan iç çelişkilerin oluşması ve Erdoğan’ı bu duruma getiren en önemli gücün HDP ve Türkiye demokrasi güçlerinin mücadelesi ve Kürtlerin yıllardır verdiği sokak mücadelesinin gezi direnişi ile birlikte batıya taşınmasıdır” şeklinde konuştu.
7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde herkesin kendi sesini mecliste duyması için HDP’yi desteklemeye çağıran Yılmaz öncelikle HDP çalışanlarına seslendi. Yılmaz “Bu iki ayı iyi değerlendirmezsek muhatabımız ve hitap ettiğimiz alanlarda ki kitlelerle ve dinamiklerle buluşmanın yolları aşılmazsa emin olun bizi bu barajın altında tutmak sadece AKP’nin değil oylarımızı bölüşmek isteyen bütün kesimlerin işine gelir. Dolasıyla barajı aşmak için birikimi elde tutmaya çalışalım ve bir yandan da bu birikimi kalıcılaştırmak için sistemimizi kurmaya gayret edelim. Bu süreçte akılları, fikirleri, yönelimleri farklı bütün toplum kesimlerine seslenmek zorundayız. Barış, eşitlik, kardeşlik isteyen her kim varsa bunlara seslenen dili iyi kurmalıyız. Halk kitlelerine gerçek kurtuluşunun HDP olduğunu iyi anlatmayız” dedi.
Halklara yönelik çağrıda da bulunan Yılmaz, HDP’yi baraj altında bırakmak için söylenen yazılıp çizilen her şeyin asla gerçeği yansıtmadığını bu politikalarla halkların kendi örgütlü gücünün önüne geçilmek istendiğini vurguladı. Yılmaz “HDP liderler suntası ile yönetilen bir parti değildir. HDP’nin yöneticileri partinin tabanının ve onu oluşturan dinamikleri dikkate almadığında biter. Bugün HDP bütün gücü elinde toplamış her şeyi kendisi belirlemiş liderlerle yürümüyor. HDP sizlerden oluşan bir parti HDP’ye oy verirken sadece onu temsilen görmeyin aynı zamanda kendinize oy verdiğinizin farkında olun. Eğer AKP diktatörlüğüne ‘dur’ demek istiyorsanız, işçinin, emekçinin, yoksulun, ötekileştirilenin, kadının hakkının çoğalmasını istiyorsanız, inançlara, kimliklere özgürlükler artsın istiyorsanız ise Türkiye de tek seçenek var oda HDP’dir. Halklarımız artık alışkanlıklarını, geleneksel davranışlarını, kaygılarını ve korkularını sakince mevcut seçenekleri önüne koyarak değerlendirip HDP’ye oy vermeli. Ulusalcı liberaller ve İslamcı liberaller karşısında demokratik bir seçenek olan 3 cepheyi yani HDP’yi destekleyerek özgürlüklerimizi, umutlarımızı, hayallerimizi yaşamsal kılalım” diyerek çağrıda bulundu.
‘Bizim için Avrupa’dan gidecek her oy tarihi öneme sahip’
Avrupa’daki seçmene de HDP’yi destekleme çağrısında bulunan Yılmaz, Avrupa’daki seçmenin bu seçimlerde tarihin en kritik rolünü oynayacağının altını çizdi. Yılmaz, HDP’nin barajı aşmasında Avrupa’dan gidecek her oyun çok önemli olduğuna dikkat çekerek, Avrupa’da ki seçmenin sadece ülkede istedikleri yaşamdan kaynaklı değil Avrupa’da da yaşadığı problemlerine de çözüm bulmak için HDP’yi desteklemesi gerektiğini vurguladı.
Bugün Avrupa’da seçmenin HDP’yi destekleme nedeninin sadece ülkedeki değişimden yana olmalarının olmaması gerektiğini belirten Yılmaz, “Burada yaşadıkları askerlik sorunundan tutun vatandaşlık haklarına, eğitim gören çocuklarımızın haklarından tutun temel insan haklarına kadar bunların savunucusu HDP olacak. Biz diğerleri gibi gelip buralarda ekonomik çıkarlar etrafında halkın yanında olmayacağız. Biz buralarda yaşayan her vatandaşımızın haklarını savunmak için mücadele edeceğiz. Yani her alanda yaşanan sorunlarımızın çözümünü HDP’de görerek birlikte olmalıyız” şeklinde konuştu.