Kadıköy Yeldeğirmeni’nde bir araya gelen “geçinemeyenler”, gıda krizine, yoksullaşmaya, açlığa karşı boş tencereleri ile sebze-meyve sergisi gerçekleştirdi.
“Geçinemiyoruz” diyenler bugün Yeldeğirmeni Nuh Köklü Heykeli önündeki sebze-meyve sergisinde buluştu.
Eylemde bir yıl önce 122 TL olan mutfak tüpünün fiyatının 316 lira olmasına dikkat çekildi. En temel gıda ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını söyleyen Kadıköylüler sebze-meyve sergisi yaparken “Krizi yaratan bedelini ödesin” sloganı atıldı.
SendikaOrg’un haberine göre eylemde konuşan Cihan Uyanık, AKP politikaları ile gıda krizinin nasıl adım adım yaratıldığını aktardı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında çiftçinin toplam borcunun 2,4 milyar lira olduğunu ifade eden Uyanık, 2020 yılında bu borcun 134 milyar liraya çıktığını ifade etti.
Çiftçiye destek vermesi amacıyla kurulan Ziraat Bankası’nın yandaş şirketlere fon aktarma görevini üstlendiği için üretimin durma noktasına geldiğini ifade eden Uyanık, “Türkiye’nin 2020 yılında toplam tahıl ithalatının yüzde 57 Rusya’dan, yüzde 13’ü Ukrayna’dan geldi. Üretmediğimiz için pandemiden de, savaştan da etkileniyoruz” dedi.
Tarım ülkesinde gıdaya fahiş fiyatlarla ulaşıyoruz
Eylemde basın açıklamasını Özlem Hacıoğlu okudu. Yıllık enflasyonu TÜİK’in yüzde 61, bağımsız kuruluşların ise yüzde 142 olarak açıkladığını hatırlatan Hacıoğlu, “Marketlere, pazarlara girdiğimizde ellerimiz boş çıkıyoruz. Tarım ülkesi Türkiye’de tarımsal ürünlere fahiş fiyatlarda ulaşıyoruz”
Hacıoğlu açıklamanın devamında şunları söyledi:
Hali hazırda ülkedeki yüksek enflasyon nedeniyle halkın gıdaya ulaşımı imkansızlaşırken, geçtiğimiz ay yapılan kdv indirimi de fiyatlara yansımadan boşa düştü. Üretimde dışa bağımlılık, ekonomik kriz nedeniyle tarımda ihracata öncelik verilmesi, çiftçiye dönük sübvansiyonların yetersiz olması, tarımsal alanların, zeytinliklerin inşaat sermayesi için imara açılması ve tabii kapitalist sistemin yarattığı iklim krizinin bir sonucu olarak önümüzde bizleri büyük bir gıda krizi bekliyor.
Tek sorumlusu AKP’dir
Bütün bunların tek bir sorumlusu var. O da AKP iktidarıdır. 20 yıllık iktidarları boyunca uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu tarımsal destek azaldı. Küçük üreticiler büyük şirketler karşısında güçsüz, çaresiz korumasız bırakıldı.
Artan döviz maliyetleriyle ithalata dayalı mazot, gübre, zirai ilaç, tohum üreticinin de belini büktü.
Verimli toprakları yüksek tarımsal üretim potansiyeline sahip bir ülkeyi, üretmek yerine ihtiyacını bile karşılayamaz hale getirmek, tarımsal girdileri ihracata mecbur bırakmak cinayettir.
Her geçen gün katlanarak artan maliyetler üreticiyi üretemez, halkı da tüketemez hale getirdi. Canımızdan bezdirdi. Tencere boş, sofrada aş yok, mutfak yangın yeri. Geçinemiyoruz!
Utanmıyorlar!
Meyve sebzeyi tane tane alır hale gelmemizin sorumluları, yüzleri kızarmadan, tarımda Avrupa birincisi, dünya onuncusu olduğumuzu söylüyor. Utanmıyorlar.
Dışa dayalı tarım politikaları sebebiyle çiftçi tarlasını ekmeyip terk ediyor. Halk meyve ve sebzeye ulaşamayacak hale geliyor mutfaklar yanmaya devam ediyor.
Vatandaş ıspanağı, pırasayı, patatesi unuttu. Beslenemiyoruz, Geçinemiyoruz, Tüketemeden Tükeniyoruz, İnsanca yaşamak istiyoruz.
Tarımsal girdi ürünlerde dışa bağımlı politikalardan vazgeçin.
Tarımsal üretim için kullanılan mazottan Zirai ilaçtan ÖTV’yi KDV’yi kaldırın!
Gübreye yapılan zamları geri çekin.
Tarım alanlarını, zeytinlikleri, tüm dikili alanları koruyun. Rant için mevzuat düzenlemeyin.
Tarımda emek sömürüsünü önleyin.
İnsanca yaşamak hakkımız!