Seçim kanununun eskisine göre antidemokratik ve adaletsiz yanlarına dikkat çeken Adil Seçim için Seçim Güvenliği Platformu, AYM’ye itirazın tek parti imzası ile değil, ortak imza ile yapılmasını önerdi.
TBMM’de kabul edilen seçim kanunu değişiklik yasası hakkında açıklama yapan Adil Seçim için Seçim Platformu, “Antidemokratik seçim kanununun iptali için görev: Birlikte AYM’ye gitmek!” başlıklı açıklama yayımladı.
Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu, şu kurumlardan oluşuyor: “DİSK / KESK / TMMOB / TTB / SODEV / Alevi Bektaşi Federasyonu / Eşit Haklar İçin İzleme Derneği / Hak İnisiyatifi Derneği / İnsan Hakları Derneği / Mülkiyeliler Birliği / ODTÜ Mezunları Derneği / Anıtpark Forum / Anti Kapitalist Müslümanlar / Demokrasi İçin Birlik / Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu / Hak ve Adalet Platformu / Seçim 2023 Yerel Medya Koordinasyonu / Sensiz Olmaz Hareketi / Yurttaş Girişimi”
Adil Seçim için Seçim Güvenliği Platformu, üç gün süren Genel Kurul tartışmalarında aşağıdaki hususları gözlemlediklerini belirtti:
-Teklifin Komisyon ve Meclis görüşmelerinde muhalefet sözcüleri önemli açıklamalar yaptılar. Ancak, bu açıklamaların kamuoyu ile paylaşılması ve seçmen tabanına ulaştırılması için çaba harcanmadı.
-Muhtarlarla ilgili maddenin (madde 13) çıkartılması, seçmen kütük işlemlerinin bir yıl önceki kayıtlar üzerinden alınmak yerine üç ay öncesine çekilmesi Meclis’te bir şeylerin değişebildiğinin göstergesi idi. Bunlar dikkate alınıp teklif iyileştirilebilir, partilerin tam katılım sağlaması ve ortak hareket etmesi ile bu antidemokratik teklifin demokratik hale getirilebilmesi için çaba gösterilebilirdi.
-Genel Kurul tutanakları ve basına yapılan açıklamalar incelendiğinde muhalefet cephesinde iktidarın zaten gideceği havasının yaygın olduğu, bu nedenle değişikliklerin önemsenmediği görüldü.
-Kanun tekliflerinin açık oylandığı TBMM Genel Kurulu’nda bu Teklif açık olarak oylanmadı ve bir madde hariç vekillerin elektronik oy kullanması sağlanmadı. Böylesi bir değişikliğe neden olanlar kayıtlara geçmemiş oldu.
-Komisyon aşamasında 14 partinin 8’inin katılmamasına ek olarak, Genel Kurul aşamasına katılan muhalif milletvekili sayısının azlığı dikkat çekti. Bu önemli kanunda yapılacak olan değişiklikler sırasında parti genel başkanlarının Genel Kurulda bulunmaları ve oylamaya katılmaları kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından son derece yararlı olurdu.
Açıklamada, “İl barajı görevi görecek ve birinci partiye imtiyaz sağlayarak, diğerlerinin temsil hakkına el koyacak bir düzenlemenin getirildiğini, kıdemli hakimlerin tasfiye edileceği, daha önce bakanlar ve başbakana getirilen seçim yasaklarından Cumhurbaşkanı’nın muaf tutulduğunu ve Cumhurbaşkanı’nın geçen seçimlerde suistimal ettiği her şeyin böylece kanuni hakkı haline getirilmesini adil ve güvenli bir seçim açısından son derece tehlikeli buluyoruz. 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı’nın kampanya bütçesi, hazine yardımı, TRT’ye çıkma süreleri, TV reklamları, kamu kaynaklarının kullanımı gibi pek çok konuda eşitsizliği bizzat uyguladığını hatırlatmak istiyoruz.” denildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemde, muhalif siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve yurttaşlarımıza önemli görevler düşüyor. Daha önce başbakan ve bakanlara getirilen seçim yasaklarının bu değişiklik ile Cumhurbaşkanı’na getirilmemesi Anayasa’ya aykırıdır. Bu nedenle Teklif’in AYM’ye götürülmesi gerekiyor. Başvurunun tek parti tarafından değil, adil bir seçimin herkesin çıkarına olacağı düşüncesi ile bütün partilerin ortak imzası ile AYM’ye iletilmesinin çok daha değerli olacağını düşünüyoruz. Yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları süreci yakından izlemeli ve görüşlerini siyasi partilere iletmelidirler.
TBMM’den geçen Kanun, seçim güvenliği çalışmalarının yerele indirilmesinin ve muhalif tüm siyasi partilerin yerelde birlikte hareket etmelerinin hayati önemini ortaya koyuyor.
Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu olarak; seçimlerin adil ve eşit koşullarda yapılması için, içinde bulunduğumuz seçim süreci, seçim günü ve seçim sonrasında, başta bu seçim kanunu ile ortaya çıkacak sorunlar ve zaten var olan sorunların çözümüne dönük bir yurttaş seferberliği yaklaşımıyla hareket edeceğiz. Seçmenlerin seçime katılımını artıracak önlemleri ortaya koymaya, kamuoyu ve siyasi partilerle veri paylaşımı başta olmak üzere iş birliğini geliştirmeye, sandıklara giren oyun aynı şekilde çıktığı, sonuçta halkın iradesinin sandığa yansıdığı bir seçim için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”