Partisinin “Dayanışma Yemeği” etkinliğinde konuşan SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, iktidarın ancak Üçüncü Yol siyasetinin örülmesi ile gideceğini söylerken, HDP’li Tülay Hatimoğulları ise demokrasi ittifakı dışında başka seçeneğin olmadığını belirtti.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Mersin İl Örgütü, SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları’nın katılımı ile “Dayanışma yemeği” etkinliği düzenledi. Yeni Şehir Kent Konseyi bahçesinde düzenlenen etkinliğe, HDP Mersin İl Eşbaşkanları Bedriye Kuş ile Hoşyar Sarıyıldız, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir ile kentte bulunan Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) ve siyasi parti temsilcilerin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Sinevizyon ve saygı duruşu ile başlayan etkinlik, SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce ile HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları’nın konuşması ile devam etti. Etkinlikte ilk olarak konuşan Yüce, ülkeye yayılmaya çalışılan faşizmin özgürlük mücadelesi ile engellendiğini ve özgürlük mücadelesi olduğu sürece, faşizmin Türkiye’de kurumsallaşamayacağını belirtti.
‘Üçüncü Yol’u örmesek bu iktidar gitmeyecek’
Önümüzdeki süreçte fabrikalarda, tarlalarda ve mahallelerde mücadeleyi yükselteceklerini kaydeden Yüce, “Bu iktidara karşı hep birlikte Üçüncü Yol’u yani ezilenlerin tarihsel ittifakını oluşturmazsak, biz bu iktidardan kurtulamayacağız. ‘Bırakalım zaten gidiyorlar, gidecekler’ gibi söylemlerin bizi rehavete kaptırmasına asla izin vermeyeceğiz. Eğer biz seçenek olmazsak, eğer bizler bugün sosyalistler ve emekçiler olarak HDP’nin öncülük ettiği Üçüncü Yol’u hep birlikte örmezsek, bunlar gitmeyecekler. O yüzden bizler diyoruz ki, bu gün kapatma davası ile HDP’yi kapatmaya çalışanlar, bir sürü yoldaşımızı cezaevine alanlar bilmeli ki, bizleri asla bu yoldan döndüremeyecekler” dedi.
’Demokras İttifakı dışında bir seçeceğimiz yok’
Yüce’nin ardından söz alan HDP’li Tülay Hatimoğulları ise, faşizm ile tek adam diktatörlüğünün ancak en geniş yelpazede kurulacak demokrasi ittifakı ile ortadan kaldırılabileceğinin altını çizdi. Hatimoğulları, “Demokrasi ittifakında birleşmek dışında bir seçeneğimiz yoktur. Tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, bütün ayrı gayrılarımızı bir kenara bırakarak, demokrasi paydasında, demokratik bir cumhuriyeti tesis etme paydasında ve asgari müştereklerde de olsa, bir arada olmamız gerekirken, demokrasi ittifakında mutlaka ve mutlaka buluşmak, bu mücadeleyi bu kulvarlardan büyütmek zorundayız. Şuan da Türkiye siyasetinin, toplumsal alanın ve herkesin ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu.
’Zamana yayılmış sivil darbe’
Hatimoğulları, Türkiye’nin darbeler tarihine tanıklık eden bir ülke olduğunu söyleyerek, “Bu gün zamana yayılmış bir sivil darbe ile karşı karşıyayız. Türkiye’de yaşanmış darbelerden ve askeri cunta yönetimlerden de farkı budur. İşte bu zamana yayılmış darbeye karşı en güçlü direnişi gösterebilmek bakımından, kadın hareketinin güçlü örgütlenmesine, işsizliğin, yoksulluğun, geçinememenin derinleştiği bu dönemde emek sömürüsüne karşı tüm yoksulların, işçilerin, çiftçilerin, esnafların bir arada olması gereken bir dönemden geçiyoruz. Bütün siyasi kesimlere özelliklede, toplumun sesini dinlemesi gerektiğini söylüyorum. Çünkü bu toplum, ‘ne yaparsanız yapın bizi bu ceberut iktidardan ve faşizmden kurtarın’ diyor. İşte bizler Türkiye’deki demokrasi güçleri olarak, HDP olarak bu işte kendimize büyük bir vazife çıkardık” ifadelerini kullandı.
’Emek kavgası ve barış mücadelesi’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye büyük bir operasyon hazırlığı içerisinde olunduğu bilgisini de paylaşan Hatimoğulları, son olarak şunları söyledi: “Bugün aynı zamanda KDP’nin içinde bulunduğu durum ortadadır. Bizler her ortamda olduğu gibi, burada da Kürtlerin ulusal birliğini önemsediğimizi ve bunun bölge barışına ne kadar hizmet edeceğinin vurgusunu bir kere daha yapmak istiyoruz. Bugün Kürt halkının Rojava’da İŞİD gibi bir katil terör örgütüne karşı yürütmüş olduğu mücadelenin sonuçlarını bölgede hep beraber yaşıyoruz. Bugün bizler burada biraz rahat nefes alabiliyorsak, Kobanê direnişinin sonuçları olarak da değerlendirmek zorundayız. Netice olarak bizim iki temel meseleye ihtiyacımız var: Ekmek kavgası ve barış mücadelesi. O yüzden diyoruz ki, bizler bir yandan Türkiye’de bu ceberut faşist rejimden kurtulmak için demokrasi ittifakını kurmak zorundayız. Bir yandan ekmek kavgasını büyütmek, bir yandan barış mücadelesinin büyütmek. İşte bizim en temel hareket ve odak noktalarımız buralar olacaktır.”
(MA)