16 Şubat 1969’da, Amerikan 6. Filosu’nun İstanbul’a demirlemesini protesto için toplanan kitleye, gericiler “Müslüman Türkiye” sloganlarıyla saldırdı. Saldırıda Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürüldü, yüzlerce kişi de yaralandı.
16 Şubat 1969’da “Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü” olarak Beyazıt’ta başlayan ve Taksim’de kolluk kuvvetleri ve gericilerin saldırısıyla Kanlı Pazar’a dönüşen eylemden önce Komünizmle Mücadele Derneği, halkı tepki göstermeye çağırmış, Milli Türk Talebe Birliği’nde (MTTB) ise bazı toplantıların organize edildiği belirtilmişti.
14 Şubat’ta yapılan ‘Bayrağa saygı’ mitingi, gericilerin gövde gösterisine dönüşür ve Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin Başkanı İlhan Darendelioğlu, Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) Cağaloğlu’ndaki merkezinde “… Pazar günü komünistler miting yapacak, biz bu mitingde savaşacağız. Silahı olan silahıyla, olmayan baltasıyla gelsin…” demişti.
15 Şubat’ta, Bugün gazetesinin yazarı Mehmet Şevki Eygi, ‘ihtilal’e karşı İslamcı kitleleri ‘sopa, balta ve taşını alarak vazifesini yapmaya’ çağırır; “Cihada hazır olunuz. Büyük fırtına patlamak üzeredir, Müslümanlar ile kızıl kâfirler arasında topyekûn savaş kaçınılmaz hale gelmiştir… Müslüman kardeşim, sen bu savaşta bitaraf kalamazsın… Cihat eden zelil olmaz. Sağ kalırsa gazi olur, canını verirse şehitlik şerefini kazanır” diye yazar.
15 Şubat’ta Adapazarı’ndan, Bolu’dan otobüslerle getirilen kitleye, sopa ve bıçaklar dağıtılarak, işçi yürüyüşüne yapılacak saldırının son hazırlıkları da tamamlanır.
‘Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet’
16 Şubat’ta saat 14.00’te Beyazıt’ta toplanan kitle, Sultanahmet, Sirkeci, Karaköy, Tophane üzerinden Taksim’e doğru yürüyüşe geçer. Yürüyüş esnasında, ‘Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet’, ‘Köylüye Toprak Yok, Amerikan Üslerine Toprak Çok’, ‘Vietnam’da Barınamayan Türkiye’de Tutunamaz’ sloganları atılır.
Gümüşsuyu’nda İstanbul Teknik Üniversitesi önünden Taksim’e doğru yürünürken, grubun küçük bir kısmının Taksim Meydanı’na girmesinin ardından, polis, bombalar atarak kalan kitleyi dağıtır. O esnada, Dolmabahçe Camii’nden Taksim Parkı’na gelerek hazır bekleyen gerici grup, alana giren yürüyüşçülere saldırır. 1500 polisin gözleri önünde yaşanan saldırı esnasında, yaralananlar bir de polis tarafından dövülür ve gözaltına alınır.
Saldırı esnasında, TİP üyesi Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı işçiler öldürülürken, yüzlerce kişi de yaralanır. Saldırının ardından, gerici kitle alanda miting yaptıktan sonra Saraçhane’ye kadar bir yürüyüş gerçekleştirir.
“Solcuların soluk alışlarını bile izliyorum” diyen İçişleri Bakanı Faruk Sükan, olayı ‘tamamen komünistlerin tertibi olarak’ niteler ve “tam bir ihtilal provasıydı o. Eğer tedbir almamış olsaydık, büyük hadiseler olacaktı” der.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrenci Birliği’nin 21 Şubat’ta yayınladığı ‘Kanlı Pazar’ gazetesinde olayla ilgili şu değerlendirme yer alır: “Düpedüz oyundu bu. Amerika’nın işbirliğini övdüğü iktidarın, polisleri ve çember sakallıları yurtseverlere karşı saldırttığı bir oyundu. Yakasında bayrak olmayan herkese vuruyorlardı… Ve ‘Anti-Toplum’ polisleri, suçlu diye yaralı, dövülmüş yurtsever yürüyüşçüleri nezarete götürüyorlardı. Bu saldırı olurken 6. Filo’dan kalkan bir helikopter, alay eder gibi olayları havadan izliyor, Amerikalılar otellerde içki ve kadın âlemleri yapıyor, iktidar da AP’nin kuruluşunu baloyla kutluyordu.”
Kimse ceza almadı, katiller korundu
İki kişinin öldürüldüğü, yüzlerce insanın yaralandığı saldırıyla ilgili olarak cezalandırılan kimse yoktur. Öldürülen Ali Turgut Aytaç’ın bıçaklanma anını gösteren fotoğraftaki bıçaklı kişi ve izleyen polis sorgulanır. “Bıçağı yerde buldum” diyen Seyit Atmaca serbest kalırken, polis Haşim Bozkurt önce tutuklanır daha sonra mahkeme tarafından suçsuz bulunarak serbest bırakılır.
Türkiye Sosyal Tarih Araştırmalar Vakfı (TÜSTAV) Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü olarak İstanbul Beyazıt’tan başlayan Dolmabahçe’de 6. Filo gemileri önünden geçen ve Taksim’de kolluk kuvvetleri ve gericilerin saldırısıyla Kanlı Pazara dönüşen eylemden görüntüler yayınladı.