Fatoş OSMANAĞAOĞLU yazdı: “Emperyalistlerin daha fazla kazanç uğruna oynadığı savaş oyunu, tüm ezilenleri, işçileri, emekçileri, köylüyü daha da yoksullaştırıyor. Doğaya verdiği tahribat geleceğimizi daha da karartıyor, gezegendeki canlı yaşamı yok ediyor. Paylaşmak için öldürenler yaşamımızı, geleceği çalıyorlar.”
Ben aslında Ukrayna’da yürütülen paylaşım savaşının getireceği ekolojik yıkımı yazmak istiyordum. Görüntüler geldikçe, yıkıntılar arasında insanların mağdur durumu içlere yumruk gibi yerleşiyor ve barış çığlıkları da büyüyor. Fakat bu arada başka bir şey oluyor sosyal medyada, görülmeyecek gibi değil. Bu yıkıntılar içindeki çaresiz insanların görüntülerini paylaşanlar, barış dedikçe Kürt halkı isyan ediyor. “Görmediniz, biz de yaşadık bunları, şimdi barış diyorsunuz…”
Evet içimizde, Diyarbakır’da, Cizre’de, Hakkari’de, Şırnak’ta yaşadık, hemen yanı başımızda, az ötemizde Afrin’de, Kobane’de aynı görüntüler vardı. Kadınların, çocukların görüntüleri aynıydı. Tümüyle tahrip olmuş kentler, yok olan binlerce yıllık kültür varlıkları, aynı zamanda Afrin halkının geçim kaynağı da olan zeytinlikler, yakılan Cudi dağındaki ormanlar, hepsi aynıydı aslında.
Ukrayna’nın kentlerinden gelen görüntüleri görebiliyoruz henüz, tanıdığımız görüntüler tekrar ediyor, kentler tüm varlıkları ile yok edilmiş. Ukrayna dünyanın tahıl depolarından biri, bilemiyoruz henüz tarım alanları ne durumda ama tahmin etmek zor değil. Rusya’nın işgal ettiği bölgede eski maden işletmelerinin olduğunu biliyoruz, yaratılan tahribatın nükleer santrallerle, atıklarla yeraltındaki atıklarla birlikte sulara ve toprağa sızmasıyla oluşacak korkunç sonucu görüyoruz.
Kapitalizmin militarist, erkek aklının getirdiği yıkım her yerde aynı, tarih tekrar ediyor. Dünyanın bugün geldiği evrede sadece Ukrayna’nın yıkımı konuşulmuyor, Afrika’nın en fazla tahıl ithalatı yaptığı ülke Ukrayna, bizim de farklı değil durumumuz, açlık, gıda krizi can yakıyor ve daha da kötü günler geliyor.
Emperyalistlerin daha fazla kazanç uğruna oynadığı savaş oyunu, tüm ezilenleri, işçileri, emekçileri, köylüyü daha da yoksullaştırıyor. Doğaya verdiği tahribat geleceğimizi daha da karartıyor, gezegendeki canlı yaşamı yok ediyor. Paylaşmak için öldürenler yaşamımızı, geleceği çalıyorlar.
Sonuç olarak yakınımızdakilere hipermetrop bakıp sadece uzağımızdakileri görerek yaşamımızı sürdürdüğümüz sürece ölmeye, yoksullaşmaya devam edeceğiz. İnsanlığa ve doğaya hiçbir faydası olmayan bu bir avuç kapitalistin ve devletlerinin savaşına, Ukrayna’da, Rusya’da, ABD’de, Almanya’da, Çin’de, Türkiye’de yani her yerde eş zamanlı, topluca yanıt vermeye başlarsak bu düzeni değiştirebileceğimizi de göreceğiz ve gerçek barış ancak böyle gelecek. Değişim en yakınımızdakilerin acılarını görerek başlayabilir ancak.