SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, AKP-MHP iktidarının kurumsallaştırmak istediği faşizme karşı, “Ne restorasyon ne AKP-MHP bloğu, ezilenlerin ve emekçilerin 3’üncü yolunu örmek zorundayız” dedi.
Tüm kentlerde kadınlar erkek-devlet şiddetine ve yoksulluğa karşı sokaklara çıkarken 8 Mart’ta kitlesel katılımlarla yapılacak final mitinglerinde kadınlar bir kez daha taleplerini dile getirecek. Tüm renkleriyle sokaklara çıkacak olan kadınların ortak mücadelesinin iktidarın kirli politikalarına son vereceğini kaydeden Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, kadınların ne Cumhur ne de Millet ittifakına mecbur olmadıklarını, Demokrasi İttifakı etrafında birleşmeleri gerektiğini belirtti.
Örgütlü mücadele
AKP-MHP iktidar bloğunun politikalarını tekçi, milliyetçi, ırkçı ve özgürlüklerin kaldırılması üzerine kurduğunu ifade eden Yüce, iktidarın kadınlara saldırısının en büyük sebebinin renkliliği, din, dil ve ırk ayrımı yapmadan mücadeleyi ortaklaştırmalarından geldiğini dile getirdi. Yüce, “Makbul, muhafazakar bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Buna karşı çıkan kadınlara da saldırıyor” diye konuştu.
Kadın emeğine, bedenine, kimliğine ve her anlamda saldırılara karşı bir örgütlülüğün olduğunu kaydeden Yüce, birleşerek mücadeleyi yükselteceklerini belirtti. AKP-MHP bloğunun 2023’e giderken faşizmi kurumsallaştırmaya çalıştığını ve kadınlar olarak bu süreci sadece bir seçim süreci olarak görmediklerini belirten Yüce, “Eğer biz bu süreçte AKP-MHP iktidar bloğuna kaybettirmeyi başaramasak, başta kadınlar olmak üzere emekten, demokrasiden ve barıştan yana demokrasi güçlerinin sesi tamamen kısılacak. Verdiğimizi mücadeleyi de bu anlamıyla en geniş cephede vermeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kadınların kazanımlarına da saldırıların olduğunu kaydeden Yüce, “Bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi de nafaka hakkının gaspı gündemde. Gün geçmiyor ki, bir kadın katliamı, taciz, tecavüz ve şiddetle karşı karşıya kalmayalım. Bu süreci büyük ölçüde buraya getiren iktidarın ataerkil sistemle birlikte kadın düşmanı politikalarıdır” dedi.
Kadın ittifakı
Demokrasi İttifakı’nın kadınlar için önemine değinen Yüce, kadınların bu süreci daha iyi okuduğunu ifade etti. “Bu süreçte kadınların kendilerine özgü ve kolektif iradesiyle yer alması gerektiğini düşünüyoruz” diyen Yüce, kadınların Demokrasi İttifakı’nda argümanlarıyla, kendi talepleriyle ve mücadele yöntemleriyle yer alması gerektiğini dile getirdi.
Tüm alanların 3’üncü yol etrafında birleşerek kendi taleplerini dile getirmesi gerektiğini kaydeden Yüce şöyle devam etti: “Emek alanı, inanç örgütleri içerisinde, siyasi oluşumlar için de bunu önerebiliriz. Ortak paydalar etrafında yan yan gelebiliriz. Bu birilerinin bizim adımıza söz söylemesi anlamını taşımıyor. Tam tersi, herkesin kendi sözünü söylediği ama bu sözleri birleştirdiği ittifak ve dayanışma alanı anlamı taşıyor. Bu anlamda kadınların Demokrasi İttifakı’nda önemli bir rol oynayacağını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
3’üncü yolu örmek
Altı siyasi partinin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı” metnine dikkati çeken Yüce, “Peki kadınlar bu metnin neresinde? Bu deklarasyonda kadınların ve LGBTİ+’ların talepleri var mı? AKP-MHP iktidarın faşizmi kurumsallaştırma tehlikesinden söz ediyoruz. Bu tehlikenin dışında aynı zamanda, aynı söylemlerle yeni bir restorasyon süreci de oluşabilir. Bunun karşısında olmamız gerekiyor. Ne restorasyon ne AKP-MHP bloğu, ezilenlerin ve emekçilerin 3’üncü yolunu örmek zorundayız. Bu cephenin dinamik gücünün kadınlar olduğunu düşünüyoruz. Kadınlar, 8 Mart kapsamında çalışmaları sürdürürken, ortak paydada mücadele içerisinde birleşebiliyor. Bunun bütün alanlarda olması gerektiğini söylememiz lazım” dedi.
(MA)