Moda Sahnesi, 20 bin TL’lik ocak ayı faturasının ardından şubat ayında gelen faturayı da ödemedi. Elektrik dağıtım şirketi ise Moda Sahnesi’ne elektriğin pazartesi günü kesileceğini bildirdi.
Elektrik faturalarına yapılan yüzde 127’yi bulan zam oranlarının ardından ülke genelinde sokağa çıkan yurttaşlar tepkilerini dile getirirken, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Moda Sahnesi de 20 bin TL’lik ocak ayı faturasına tepki göstermiş ve ödeme yapmayacağını açıklamıştı. Kararın ardından şubat ayı faturası da ödenmezken, tiyatronun yönetmeni Kemal Aydoğan, enerjiSA tarafından arandıklarını ve pazartesi günü elektriğin kesileceğini bildirdiklerini söyledi.
Yönetmen Kemal Aydoğan, “ödemiyoruz” kararının gerekçelerini, özel tiyatroların pandemi ile birleşen ve “sansür” ile sonuçlanan ekonomik zorluklarını İleri Haber’den Emin Şentürk Suljič’e değerlendirdi.
“Nitelikli tiyatro yapabilmemiz için ciddi desteklere ihtiyacımız var”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tiyatrolara 5 milyon TL’lik ödenek çıkaracağına ilişkin iddialar bulunduğunu ancak bunun hangi kriterler ile yapılacağının henüz belli olmadığını belirten Aydoğan, “Örneğin Kadıköy’de üç tane büyük tiyatro sahnesi var; Oyun Atölyesi, Baba Sahne ve Moda Sahnesi. Bunlar kapasite ve metrekare olarak diğerlerinden daha büyük ve bunların diğer küçük tiyatrolardan farklı olduğunun tespiti yapılması ve bu ödeneğin hakkaniyetli bir şekilde dağıtılması gerekir” dedi.
“Ödeneğin doksan küsür tiyatroya eşit olarak dağıtıldığını varsayarsak, bu bizim iki buçuk aylık elektrik faturamızı ancak karşılar” diyen Aydoğan, bunun geçici bir çözüm dahi olamacağını dile getirerek pandemi döneminde tiyatroların gelir elde edemediğini hatırlattı. “Vergi, sigorta, kira, maaşlar ve birikmiş borçlardan dolayı oluşmuş ciddi bir kan kaybımız var” diyen Aydoğan, “Bizim belimizi doğrultabilmemiz için şu anda en az 3-4 yıllık bir enerji desteğinin yanı sıra vergi ve sigorta muafiyeti gibi ek desteğe ihtiyacımız var. Ayakta durabilmemiz ve nitelikli tiyatro yapabilmemiz için bunun gibi ciddi desteklere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
“Bir nevi sansür politikası”
Yaşananların “bir nevi sansür politikası” olduğunu belirten Aydoğan, “Ekonomik olarak faaliyet sürdüremez hale getirip ya benim istediğim gibi ol ya da tiyatronu kapat noktasına getiriyorlar. Muhalif söz içeren tiyatroların güçlenmesini istemiyorlar; o yüzden ben bunun bir baskılama yöntemi olduğunu düşünüyorum. Öyle olmasaydı kamusal dertlerle uğraşan tiyatrolar için daha pandeminin birinci gününden itibaren desteklenme modelleri üretilirdi” değerlendirmesinde bulundu.
Devlet tiyatrolarında “seyirci maliyeti”nin bakanlık tarafından karşılandığını ancak özel tiyatrolarda bu imkanın olmadığını ve zam yaparak çözüm üretilmeye çalışıldığını belirten Aydoğan, “Aslında yeterli ekonomik destek verilmemesinden dolayı daha pahalıya satılan biletlerle, halkın tiyatroyla bağının koparılması gibi problemlerin üstü kapanıyor. İktidarın temel davranışlarından bir tanesi problemleri görünmez kılınacak bir yere çekmek. Bizim son iki ayın faturalarını “ödemiyoruz” derken ki niyetimiz tam da bu. Üstü kapatılmaya çalışılan problemlerin görünür olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Siz bu fatura belasını üç katına çıkararak üzerimize saldınız ve hiçbir destek vermeyerek bizi artık bu işi ekonomik olarak iyice yapamaz hale getiriyorsunuz” şeklinde konuştu.
“Pandemide kapalıyken bile stopaj ödedik”
Devlet tarafından “ticarethane” statüsünde değerlendirilen özel tiyatroların ticaret hukukuna bağlı olduğunu belirten Aydoğan, “Vergi dairesine kayıtlı olmayan kimse ticari faaliyetini yürütemiyor, tiyatro da bunlardan biri. Bizim bilet satabilmemiz için şahıs şirketi, limited şirket ya da anonim şirket olmamız gerekiyor” derken, tiyatrolardan kesilen vergilere ilişkin de şu bilgileri verdi:
“Bizden yüzde 8 ve yüzde 18 olmak üzere iki ayrı KDV kesintisi yapılıyor. Kendi yerimizde sattığımız bilete yüzde 8 KDV, dışarda bir etkinliğe katılıyorsak yüzde 18 KDV kesiliyor. Bu çok ilginç ve anlayamadığımız bir uygulama. Bunun dışında yüzde 20’yle başlayan ve gelir arttıkça yüzde 35’e kadar artan bir gelir vergisine tabiyiz. Bunun dışında stopaj var ve biz pandemide kapalıyken bile stopaj ödedik.”
“Türk örf ve adetlerine uymadığımız gerekçesiyle destek alamadık”
Moda Sahnesi’nin üç yıldır devlet desteği almadığını da belirten Aydoğan, “2019 ve 2020’de vergi, sigorta borcumuz var diye alamadık. Halbuki bakanlık vergi, sigorta borcu olanlara da vereceklerini söylemişti, biz de borcumuzu yapılandırmamıştık, sonra dediler ki vergi borcu olanlara destek vermiyoruz. Borcumuzu yapılandırdık bu seferde 2021 ve 2022 de Türk örf ve adetlerine uymadığımız gibi gayrı resmi bir gerekçeyle destek alamadık” dedi.
“Seyirciye yüklenmekten artık vazgeçelim”
Elektrik faturalarına gelen zammı bilet fiyatlarına yapılacak bir zam ile karşılamayı doğru bulmadıklarını ifade eden Aydoğan, pandemi döneminde seyircinin yeteri kadar destek verdiğini belirtti. Aydoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle aralık ayında 7 bin TL olan fatura ocak ayında 20 bin 61 TL geliyor ve bizim 13 bin TL fazladan bir bütçemiz yok. Bizim bunu karşılamamız için vergi, sigorta ve telif ücretlerini düştükten sonra en az 28 bin TL lik bilet satmamız gerekir, bunun için de 28 bin TL kazanacak kadar biletlere zam yapmamız lazımdı. Biz bu koşulları sonucunda seyircimiz azalacağı için kabul etmiyoruz. Ne fahiş bir bilet fiyatı uygulaması yapabiliriz ne de oyunlarımızın beşini daha bu bütçeye ayıramayız. Zaten sınırlı bir kazanç alanındayız ve burada temelde ödeyemediğimiz şeyler için bankadan borç alıp, devletin veya özel sektörün üzerimize yığdığı bu borcu ödeyip geçici çözümlerin peşinde koşamayız. Bu bir tiyatronun ödeyebileceği bir borç olmaktan çıkmıştır demek istedik ve bunu kazanmak için seyirciye yüklenmekten artık vazgeçelim. Çünkü pandemide zaten seyircinin çok fazla desteği oldu. Hatta seyirci olmasa özel tiyatrolar yürüyemez ve yaşamını sürdüremezdi ama biz her şeyi seyirciye yükleyemeyiz. Seyirci de bu ülkenin ekonomik koşulları altında eziliyor ve biz seyirciye yüklenmemek gerektiğini savunuyoruz.”
Pazartesi elektrik kesilecek
EnerjiSA yetkililerinin kendisini aradığını ve ödeme yapılmaması halinde pazartesi günü elektriği keseceklerini bildirdiklerini belirten Aydoğan, “25 Şubat’ta elektriğimizin kesilmiş olması gerekirdi. Gelmediler. Artık her an gelip elektriği kesebilirler. Şimdi ikinci fatura da geldi. İki faturayı da ödemiyoruz. Yani 2 kere ödemiyoruz. İlkinin borcunu da ödemiyoruz. Gecikme zammını da ödemiyoruz. Dolayısıyla aslında ödemiyoruzu ikiye çıkardık” dedi.
enerjiSA’nın Sabancı Holding’e bağlı olduğunu vurgulayan Aydoğan, “Sabancı Holding kendi sermaye olarak sanatını yaparken; burada sanat üreten bizlerin, tek tek insanların sanat yapma haklarını elinden alıyor demek bu. Aslında sermayenin eline geçmeye çalışan bir sanat var. Bunun başka bir çıkarımı yok. Sermaye şu an suçlu. Toplumsal sanatı, kamusal sanatı ortadan kaldırmakla suçlu. Tehdit ettiği şey bu. Biz bunu ödemeyeceğiz Sabancı bunu kaldırsın. Elektriği kessin, biz de Sabancı’yı şimdiye kadar görülmeyen bir biçimde, şimdi açığa çıkan sanat düşmanlığı tavrı ile de duvara asalım istiyoruz. Herkesin görebileceği yere çıkartalım istiyoruz. Bunların hepsinin görünür oluyor olması lazım. Sabancı veya özel bir firma bir elektrik sağlayıcısı olamaz. Bunun mutlaka kamulaştırılması veya devletleştirilmesi gerekir. Bu zaten başlı başına problemin başladığı yerdir. Özelleştirmeler Türkiye’de kamu hayatını bitiren bir politik anlayış var. Bunun geldiği son noktayı yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bundan sonrası doğaçlama”
Faturaların ödenmemesi kararının ekip içinde tartışılarak alındığını belirten ve “Her şeye boyun eğmekten canımız sıkıldı” diyen Aydoğan, “Bunu Moda Sahnesi’nin kurucusu kimse kabul etmiyor. Tam da buradan “ödemiyoruz” dedik. Bu tavrın, vatandaş olma hakkının yaygınlaşması gerektiği için yaptığımız bir şey bu” dedi. Elektriğin kesilmesi halinde oyunlar nasıl oynanacağına ilişkin de değerlendirmede bulunan Aydoğan, şunları söyledi:
“Bir kere bundan sonrası doğaçlama artık. Bir kere seyirciye diyeceğiz ki biz sürece devam ediyoruz. Siz sıkı giyinin diyeceğiz hava soğuksa. Gaz lambalarınızı getirin, ışıldaklarınızı getirin. Telefonlarınızın şarjı dolu olarak gelin. Bir tür karnavala dönüştürme isteğimiz var bunu. Direnişin karnavalı olmazsa bu işlerin tadı çıkmıyor aslında. Oraya doğru tabi işi çekmek istiyoruz. Tabi ki bu bir direniş. Bunun direniş boyutunun olduğunun farkındayız. Bu hem özel tiyatroların tiyatro yapma koşullarının üzerine düşünülmesi için ve o modelin kurulması için gerekli. Hem de halkın aslında çok zor koşullarda bu ekonomik hayatı sürdürdüğünü göstermesi açısından önemli.”
Yaşanan süreçte diğer tiyatroların tavrına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Aydoğan, “Bizden başka ödemiyoruz diyen tiyatro olmadı ama faturalarını beyan eden ve faturaların yüksekliğini sosyal medyada dile getirenler oldu. Ama sayıları çok değildi. Tiyatrocular bu konuda biraz tepkilerini vermekte bekliyorlar. Bunun nedenini ben anlamakta zorluk çekiyorum. Bizim ilk kapanan özel tiyatro ile birlikte teyakkuz haline geçip basıncı hiç düşürmemiz gerekir. Ama şu an 7-8 tane salon kapandı. Kimlerin ayakta olduğunu bilmiyoruz, kimlerin sürdürülebilir olduğunu bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
“Borcu ödeme teklifinde bulunan çok insan oldu”
Fatura ödememe kararını açıklamalarının ardından seyircilerden de büyük bir destek gördüklerini dile getiren Aydoğan, şunları söyledi:
“Bu borcu ödeme teklifinde bulunan çok insan oldu. Seyircilerden çok destek var. Sol sosyalist partilerden destek var. Halimizi hatırımızı sorup ziyaretimize gelip “ne yapabiliriz?” diye soranlar oldu bu anlamda partilerden. Bir dayanışma göstermek istiyorlar. Bizim hali hazırda onlardan bir talebimiz olmadı ama zaten olay görünür ve herkesin ortasında yaşanıyor. Bir şey olursa “ıslık çalarız” dedik size; sonuçta ıslık kadar yakınız. Onlara bunları söyledik. Tiyatrocular çok ilgilenmedi ya da kulaklarının üstüne yattılar, duymadılar ama kamuoyu duydu aslında. Medya çok duydu şimdi onu söylemem lazım. İnanılmaz bir destek verdi ve çok ilgilendi.”