Bülent TEKİN yazdı: Rusya’nın Ukrayna’yı kendi toprağı sayması, onları Rus olarak görmesi, onlara verilen toprağı bir lütuf olarak görmesi kapitalist modernite çağında bile köleci bir bakıştır. Ukrayna’yı ekonomik ve siyasi girişimlerle sıkıştırması, ezilebilecek bir böcek şeklinde görmesi “Büyük Rus Şovenizmi”ne tekabül eder. Bu durum çar olma, Çarlık Rusya olma ve emperyalist olmanın göstergeleridir.
ABD-ki buna NATO diyebiliriz-ve Rusya-buna da Putin diyebiliriz-inanılmaz ölçüde sorumsuz, korkmaz ve adeta sakınmaz davranıyorlar. Batı, Ukrayna’nın AB ve NATO üyesi yapılması için elinden geleni yaptı. Ukrayna’daki faşist güçlere büyük destek verdiler. Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı’ndan türeyen oligarklarla dayanışma ve yakın durma pozisyonunda oldular. Bu durum Rusya için yaşamsal bir tehlike yarattı. Ukrayna’nın genişleyen Rusya karşıtı devletler içinde olması, Rusya’yı emperyalist saldırganlık karşısında zayıf düşürecekti. Emperyalist baskı nedeniyle zayıf düşecek Rusya belki de kendi topraklarında da bir değişime zorlanacaktı. Bütün bunlara rağmen yine de AB ve ABD’nin Ukrayna’yı Rusya’nın etki alanından çıkartmak istemesi, Rusya’nın attığı adımları mazur gösteremez.
Rusya devletini ve Putin’i dışarıda tutmayarak yaptıklarıyla AİHM’e gidecek pek çok davaya neden olacağı ve bunun ABD ve diğer emperyalist devletler tarafından propaganda konusu yapılacağını şimdiden söyleyebilirim. Aslında yok birbirlerinden farkı! Her ne kadar Putin bunu göz ardı ediyorsa da savaşın sürmesi ve ileri boyutlara taşınması, içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sıkıntıları çoğaltacağı yönündedir. Ayrıca Rusya’nın yanıt şeklindeki saldırgan tavrı da gerici ve emperyalist bir nitelik taşımaktadır.
Rusya’nın Ukrayna’yı kendi toprağı sayması, onları Rus olarak görmesi, onlara verilen toprağı bir lütuf olarak görmesi kapitalist modernite çağında bile köleci bir bakıştır. Ukrayna’yı ekonomik ve siyasi girişimlerle sıkıştırması, ezilebilecek bir böcek şeklinde görmesi “Büyük Rus Şovenizmi”ne tekabül eder. Bu durum çar olma, Çarlık Rusya olma ve emperyalist olmanın göstergeleridir.
Burada Putin’e özel bir paragraf açmak gerektiğine inanmaktayım. Putin, SSCB’nin ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra devletin üretim araçlarını ve sanayisini yağmalayarak zenginleşmiş oligarkların temsilcisidir. Onun ideolojisi ve hükümeti, Ukrayna işçi sınıfına ya da oradaki ilerici demokratik unsurlara denk gelecek bir nitelikte değildir. Putin aynı zamanda kendi toprakları içindeki ilerici ve demokratik unsurların yanında da olamaz. Ama Putin’in davranışları, Ukraynalı faşistler ile onların ABD’li ve Alman destekleyicilerinin Ukrayna’da şovenizmi artırmalarına neden olmaktadır.
NATO’nun pervasızca genişlemesiyle paniğe kapılan ve sıkışan Putin’in Ukrayna’yı işgal etmesi haksızdır ve bu durum ABD-Avrupa emperyalizmine yaramıştır. Ayrıca bu işgal Putin’e karşı Rusya topraklarında savaşa karşı protestolar yapılmasına neden oldu. Belki Putin nükleer savaştan bahsederek yarattığı gerilim siyasetiyle NATO’yu taviz vermeye zorlayabileceğine inanmış olabilir. Bu plan, ABD ve Biden yönetimini ikna eder mi, çok zor bir olasılık şeklinde görünüyor.
Savaşın çok kanlı boyutlara gelmesi, kazanacakları çıkarları göz önüne aldıklarında emperyalistlere geri adım artırmıyor. NATO Putin’i, Putin de NATO’yu faka bastırdığını ve zor durumda bıraktığına inanıyor. Oysa olan sadece insani ve ekonomik krizlerdir. İnsanlar katlediliyor, şehirler yakılıp yıkılıyor. Savaş’ın sürmesi her iki tarafta da rejim değişiklikleri beklentisi yaratıyor. Putin açısından kısa sürede gitmesi zor olasılık diye düşünüyorum.
NATO’nun çatışmaya girmemesi konusunda da bir iki laf etmek gerekir. Bunun sadece bir söylem olduğunu düşünüyorum. NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri, Ukrayna’ya en modern savaş silahlarını göndererek zaten savaşın içinde dolaylı olarak oluyorlar.
Dünya’da ve özellikle Batı ülkelerinde Ukrayna’nın karşı karşıya kaldığı işgale tepki olarak yapılan protestolar çok da savaş karşıtı değil! Bu tip protestolar daha çok Rusya karşıtı olarak değerlendirilebilir. Çünkü savaş karşıtı protestolar veya talepler, nükleer bir çatışmaya neden olabileceğinden uçuşa yasak bölge talebinde bulunmaz.
Tuhaftır ve gerçektir ki savaşa karşı gerçek unsuları taşıyan tek gösteriler, Rusya’da yapılmaktadır. Çünkü Rusya’daki gösteriler ve protestolar en azından kendi hükümetlerine karşı yapılıyor. Gösterilerde Ukrayna’nın işgaline son verilmesini talep ediyorlar. Olması gereken budur!
Emperyalizm, sömürü, rekabet ve savaş, kapitalizmin ruhunda var. Bugüne kadar olanlar NATO ve ABD emperyalizminin kendi hegemonyalarını ve nüfuz alanlarını genişletmek oldu. Rusya, Çin gibi emperyalist devletler de yaptıkları, elde tuttukları güçleri korumak ve hatta genişletmek şeklinde oldu.
Putin’in ve Rus devletinin söylemine göre Ukrayna’da meydana gelen sorunun nedeni Bolşeviklerin uyguladığı “ulusların kendi kaderini tayin hakkı”dır. Putin bu konuda Lenin ve Bolşevikleri suçlamaktadır. Oysa Putin’in Ukrayna’nın Rusya’nın tarihten gelen bir parçası olduğunu söylemesini, onun çarlık ve imparatorluk hayallerini dışarıya vurumu olarak görmeliyiz.
Rusya’nın emperyalist politikaları ve Ukrayna’nın işgali halkların kardeşliğine ev dünya barışına büyük bir darbe vuruyor. Lenin’e laf eden Putin, aslında Lenin’e ne yapmalı diye sormalıydı. Tarih bir kez daha Lenin ve Bolşevikleri haklı çıkartmıştır. Sonuç itibariyle halklar Rusya veya ABD paralelinde oluşan emperyalist politikalardan birine destek veremez, vermemelidir.