Avukat Tugay Bek, Suriyeli Ali El Hemdan’ın polis tarafından öldürülmesine ilişkin kriminal rapora müdahale eden vali ve emniyet müdürünün terfi aldıklarını söyledi.
Adana’da yaşayan Suriyeli Ali El Hemdan’ın 27 Nisan 2020 tarihinde öldürülmesi ile ilgili yargılamada polis memuru Fatih Karaca hakkında “kasten öldürme” suçlaması ile verilen müebbet hapis cezası; “iyi hal indirimi” ile 25 yıla düşürüldü.
Yargılama dosyasında yer alan Adana Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Şube Müdürlüğü’nün raporunda “polis kurşununun Hemdan’a yerden sektikten sonra isabet ettiği” değerlendirmesi yapıldı. Olaya ilişkin görüntülerin, bu değerlendirme ile çelişmesinin ardından hazırlanan bilirkişi raporunda ise silahın Hemdan’a doğrultulduğu belirtildi.
Bilirkişi: Polisi koruma kararı aldılar
Bilirkişi raporu ile kriminal raporunun çelişmesinin ardından Mülkiye Müfettişi görevlendirildi. Kriminal laboratuvar uzmanları Y.K., F.B., B. D. ve M.F.F. hakkında rapor hazırlandı. Bu raporda, dönemin Adana Emniyet Müdürü olan şimdiki İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve dönemin Adana Valisi şimdiki Mardin Valisi Mahmut Demirtaş’ın isimleri de girdi. Mülkiye Müfettişi İmran Kürşad Ağca, raporunda şu değerlendirmeleri yaptı:
“Adana ilinde Ali el Hemdan isimli sığınmacının bir polis memuru tarafından vurularak vefat etmesi olayının basına yansıması üzerine, Adana İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın apar topar Adana Valisi Mahmut Demirtaş ile görüştüğü, sığınmacı genci vuran polisi koruma kararı aldıkları, bu kapsamda Adana Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Şube Müdürlüğü’nün olayla ilgili olarak hazırlayıp savcılığa gönderdiği raporda; ‘Ali El Hemdan’ın üzerinden çıkan tişörtün sol göğüs bölgesinde bulunan deliğin sekerek gelen mermi çekirdeği veya mermi çekirdeğine ait parçanın oluşturduğu delinme olduğu ve delinme üzerindeki atış artıklarının renk dağılımı göz önünde bulundurulduğunda delinmenin aşağıdan yukarıya doğru gerçekleştiği kanaatine varılmıştır” denildiği,
Genci vuran polisin de bu yönde ifade verdiği, savcılık makamı tarafından vurulma anının görüntülerine ulaşılması üzerine polisin yere düştüğü, merminin sektiği gibi uydurmaların gerçek dışı olduğunun ispatlanmış olduğu,
Görüntülerde polis memurunun silahını söz konusu şahsa doğrudan hedef alarak ateşlediğinin net olarak görüldüğü, bu durumun kriminal uzmanların yazdığı raporla uyumlu olmadığı dolayısı ile söz konusu uyumsuzluğun Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca değerlendirilmesi gerektiği…”
‘Kriminal suçlar savcılıkça değerlendirilmeli’
Ağca, bütün kriminal uzmanlara “Raporun yazımı sırasında il valisi Mahmut Demirtaş veya il emniyet müdürü Zafer Aktaş tarafından şahsınıza raporun yazımı ile ilgili yönlendirme veya bir baskı oldu mu?” sorusunu yöneltti. Kriminal uzmanlar ise Demirtaş ve Aktaş’ın kendilerine yönelik “telkin ve baskısının olmadığını” karşılığını verdi.
Rapora göre, kriminal uzman F.B.; görüntülerin ortaya çıkmasının ardından bunu izleyip izlemediğine ilişkin soruya “Rapor öncesinde ve sonrasında olayın görüntülerini izlemedim. Merak da etmedim” yanıtını verdi.
Raporda, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen; “resmi belgede sahtecilik”, “görülmekte olan davada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla işlem yapma”, “gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla delillerin gizlenmesi”, “görevi kötüye kullanma” suçları hatırlatıldı. Ağca, kriminal uzmanlar hakkındaki durumun savcılıkça değerlendirilmesi gerektiğini belirtti ve raporunu İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na sundu.
Avukat Tugay Bek, kamuoyuna yaptıkları açıklamaların ardından mülkiye müfettişinin görevlendirildiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Polisin kaza kurşunuyla ölüme sebebiyet verdiğine yönelik (kriminal) rapor hazırlamışlar. Rapor yanıltıcı ve maksatlı. Zaten bu raporu da cumhuriyet savcısı da iddianamede değerlendirerek, ‘Görüntü kayıtlarıyla uyuşmuyor. Dosyayı kasten adam öldürmekten açıyorum. Adli tıp kurumuna gönderiyorum’ diyor. Adli tıp kurumu da bir rapor hazırlıyor. Seken mermi sonucuna varılamayacağını belirtiyor.”
Avukat Bek: Suç duyurularına işleme koymama kararı veriliyor
Mülkiye müfettişi raporunda Aktaş ve Demirtaş hakkındaki değerlendirmeye dikkat çeken Bek, şunları kaydetti:
“Adana Valisi, emniyet müdürü olayın yansımasının ardından alelacele bir araya gelerek polis memurunu korumak için karar aldılar. Kriminal polis laboratuvarından bu amaçla rapor düzenlettirdiler. ‘Görüntü kayıtlarıyla çelişen bu rapordan kaynaklı olarak savcılığın işlem yapması gerekir’ diyor ama savcılık bir işlem yapıyor mu? Yapmıyor. Bizim yaptığımız suç duyurularına işleme koymama kararı veriliyor. Mülkiye müfettişi; valinin, emniyet müdürünün, kriminal laboratuvar uzmanlarının sorumluluğu olduğunu ve bunların soruşturulması gerektiğini söylüyor.
‘Terfi ettirildiler’
Bunların görevden alınması ve haklarında dava açılması gerekir. Tam tersine bu kişiler terfi ettiriliyor. Dönemin Adana Emniyet Müdürü, İstanbul Emniyet Müdürü oluyor. Dönemin Adana Valisi de Mardin Valisi ve Mardin Belediyesi kayyumu yapılıyor. İkisinin de terfi ettirildiğini görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hemdan’ın ailesiyle görüştüğünü ve aileye vatandaşlık verildiğini anımsatan Bek, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türk vatandaşlığına alınmanın prosedürleri var. Türkiye’de ilk defa yabancı uyruklu aile telefon ile talimat verilerek Türk vatandaşı yapılıyor. Devlet niye Türk vatandaşı yapıyor aileyi, sus payı, kan parası şeklinde vatandaşlığa alınma işlemi söz konusu.”
‘Katilin hakkını, hukukunu savunma gayreti’
Erdoğan’ın, “Ali’nin hakkını, hukukunu biz savunacağız” dediğini anımsatan Bek, “Vali, emniyet müdürü, kriminal el birliği ile katili aklamak için çabalıyorlar. Buradan biz görüyoruz ki Ali’nin hakkını, hukukunu savunmak değil katilin hakkını, hukukunu savunmak gibi bir gayret içerisine girilmiş” dedi.
Bek, Hemdan olayında kriminal uzmanlarının verdiği raporun Türkiye’deki bütün yurttaşları ilgilendirdiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Bu yaşam hakkını ihlal eden polisin korunması için gösterilen gayret daha da vahim durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Mahkemeler kriminal laboratuvarların vermiş olduğu raporlara dayanarak, mahkumiyet veya beraat kararları verirler. Buradan çıkan sonucun adaletin tecellisi olduğuna inanıyoruz. Burada sahte rapor düzenleyen uzmanlar görevlerinin başında ve rapor yazmaya devam ediyorlar. Bu mahkemeler onların yazmış olduğu raporlara dayanarak, mahkumiyet veya beraat kararları veriyor. Bu bütün olarak milyonları ilgilendiren kısım burası aslında. Herkesin mahkemeye bir işi düşebilir. Basit bir hırsızlık olayı da olabilir. Mahkemenin hakkı teslim etmesini yolu kriminal laboratuvarların vermiş olduğu rapor. Bu raporu düzenleyenler sahte rapor veriyor ama yine de görevlerinin başında. Yine sahte rapor veriyor olmaya devam edecekleri ihtimalinin kendisi bile yeterince adalete güveni sarsıcı durum. O sebeple bu kişilerin derhal görevden alınması ve haklarında soruşturma açılması gerekir.”
Defalarca konuyu gündeme getirmelerine karşın İçişleri Bakanlığı’nın açıklama yapmadığını aktaran Bek, “Hayır, öyle değil böyle’ denmedi. En ufak yanıt verilmedi. Sahte rapor düzenleyenler görevinin başında diyoruz, en ufak açıklama yapılmıyor. Bahsettiğimiz konu milyonları ilgilendiren konu. Bir defa yapan hep yapabilir” dedi.
(ANKA)