Adana’da Suriyeli Ali el Hemdan, F. K. ismindeki bir polis tarafından öldürüldü. Cinayetin hemen ardından Adana Emniyeti, Adana Valiliği ve medya eliyle düzmece raporlar ve yalan ifadelerle olay kapatılmaya çalışıldı. Ancak ortaya çıkan gerçekler, düzmece raporu ve yalan ifadeyi çürüttü.
18 yaşındaki tekstil işçisi Suriyeli mülteci Ali el Hemdan, 27 Nisan 2020’de Adana’da F. K. ismindeki bir polis tarafından öldürüldü.
Hemdan’ı vuran polis memuru, başlatılan soruşturma kapsamında olaydan bir gün sonra Adana Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmış, sorgusunda, “yorgun olduğu için sendeleyip yere düştüğünü”, “düşerken silahının ateş aldığını”, “öldürmek gibi bir niyetinin olmadığını” söylemişti.
Independent Türkçe’den Cihat Arpacık Ali el Hemdan cinayetinin nasıl karartılmak istendiğini yazdı. Olayın basına yansımasının ardından Adana Valiliği tarafından yapılan açıklamada, Hemdan’ın “uygulama noktasında ‘dur’ ikazına uymayarak kaçtığı, uyarı ateşi açılması esnasında kazaen yaralandığı, yaralı olarak hastaneye sevk edildiği ama tıbbi müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği ifade ediliyordu.
Bu açıklama medya kuruluşlarınca geniş biçimde haberleştirildi.
Haberlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, vurulan gencin ailesini arayarak taziye dileklerinde bulunduğu da belirtiliyordu.
Ama o esnada, Adana Emniyet Müdürlüğü’nde “hummalı” bir çalışma vardı.
Olaydan bir gün sonra, yani Adana Valiliği tarafından açıklama yapıldığı ve polis memurunun tutuklandığı gün Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi olayla ilgili delilleri, incelenmek üzere Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne gönderdi.
Delilleri inceleyen uzmanlar, 2 gün sonra raporunu tamamladı.
Laboratuvardan, polisin ifadesine uygun rapor çıktı
Laboratuvar müdürlüğüne bağlı Kimyasal İnceleme Şube Müdürlüğü, öldürülen Hemdan’ın tişörtünün sol göğüs bölgesinde bulunan yırtılmanın sert bir yüzeyden sekerek ya da buralara çarparak gelen mermi çekirdeği veya mermi çekirdeğine ait parçanın oluşturduğunu belirtiyordu.
Rapor, polis memuru F.K.’nın, “ben yere düşünce silah ateş aldı” ifadesini doğruluyordu.
Kamera görüntüleri ortaya çıkıyor…
Ama olayı soruşturan savcılık bu raporla yetinmedi ve olayın gerçekleştiği sokakta bulunan güvenlik kamerası görüntülerine el koyma talimatı verdi.
O görüntülerden birinde cinayet anı bütün açıklığıyla görülüyordu.
Ne polis memuru F. K., iddia ettiği gibi yere düşmüş ne de silah yanlışlıkla ateş almıştı.
Bu görüntülerle ilgili hazırlatılan bilirkişi raporunda şu ifadeler yer alıyordu:
“Sokağın giriş tarafından bir şahsın yürüme mesafesi ile kendisinin yaklaşık 14-15 adım gerisinden gelen bir polis memuruna yüzü dönük halde geri geri yürür şekilde ekran görüntüsüne girdiği, şahsın el kol hareketlerinden anlaşıldığı kadarı ile karşısındaki polis memuru ile bir şeyler konuşur halde geri geri yürüdüğü, polis memurunun ise şahsın 14-15 adım gerisinden yüzü şahsa bakar halde şahsa doğru yürüyerek geldiği ve her iki şahsın da bu şekilde 10-12 adım yürüdükleri esnada polis memurunun elindeki silahı karşısında bulunan ve yüzü kendisine dönük şahsa doğrulttuğu (ateş anı net görülmekle birlikte bu sırada silahın ateş almış olabileceği) akabinde şahsın bir anda sol göğsünü tutarak yere düştüğü, polis memurunun ise şahsın yere düşmesi sonrası normal bir şekilde yürür halde elindeki silahı beline koyarak şahsın yanına doğru geldiği (…)”
Aynı bilirkişi raporunda, Hemdan’ın saat 12.07’de ambulansa konularak aracın kapılarının kapatıldığı ama 12.13’e kadar ambulansın orada beklediği bilgisi de yer aldı.
Görgü tanığı: Çocuk hiç koşmadı, sadece yürüyordu
Soruşturma dosyasına bir görgü tanığının ifadesi de girdi.
Görgü tanığı S.D., savcıya şunları söyledi:
“Polis şahsa durmasını söyledi. Bunun üzerine çocuk arkasını döndü. Yüzünü polise doğru döndüğünde polis elindeki silahı çocuğa doğru doğrultarak bir el ateş etti. Polis kesinlikle havaya ateş etmedi. Polisin ayağı falan da takılmadı. Çocuk hiç koşmadı, sadece yürüyordu. Dediğim gibi polis ‘dur’ dediğinde çocuk arkasını polise doğru dönmüştür. Polis, o sırada hedef alarak ateş etti.”
Adli Tıp: Daha önce kimyasal işlem yapıldığından atış mesafesini incelemek hatalı sonuçlara yol açabilir
Hazırlanan ilk raporlarda, cinayete ilişkin atış mesafesinin de tespit edilmediği iddia ediliyordu.
Savcılık, delilleri bu kez Adli Tıp’a gönderdi ve incelenmesini talep etti.
Adli Tıp’ın 23 Mayıs 2020 tarihinde hazırladığı raporda, Hemdan’ın giysilerinin üzerinde daha önce kimyasal inceleme yapıldığından tekrar inceleme yapılmasının hatalı sonuçlara yol açabileceği belirtiliyordu.
Kamera görüntüleri ortaya çıkmasaydı, atışın ne kadarlık bir mesafeden yapıldığı hiçbir zaman bilinemeyecekti.
Savcı “kasten cinayet”ten dava açtı
Savcılığın düzenlediği iddianamede, Adana Kriminal Polis Labaratuvarı tarafından düzenlenen raporda merminin sert bir yüzeye çarparak Hemdan’a isabet ettiğinin belirtildiği hatırlatılsa da “Kamera görüntüleri, merminin isabet ettiği yerin göğüs sol üstü kısmı olması ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, merminin sektiğini kabul etmenin olanaksız olduğu” vurgulandı ve polis memuru hakkında kasten insan öldürmek suçundan dava açılması istendi.
Ama gerçeğe uygun olmayan polis raporları hala dosyadaydı.
Mülkiye Başmüfettişi: Raporlar birbiriyle örtüşmüyor
İddialar Ankara’ya kadar ulaşınca İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği devreye girdi.
İddiaları incelemek için Başmüfettiş İmran Kürşad Ağca görevlendirildi. 28 Ekim 2020’de göreve başlayan Ağca, raporunu 1 Şubat 2021’de tamamladı.
Müfettişliğin soruşturması kapsamında, merminin sekerek Ali el Hemdan’a isabet ettiğine yönelik raporu hazırlayan polisler; F.B, B.D, F.F ve Y.K’nın ifadeleri alındı.
Bütün polisler raporu objektif kriterlerle hazırladıklarını, kimseden talimat almadıklarını, baskı görmediklerini, cinayet anına ilişkin görüntüleri ise izlemediklerini söyledi.
Mülkiye Başmüfettişi’nin raporunun sonucunda ise “Adana Kriminal Polis Laboratuvarı uzmanlarının düzenledikleri uzman raporları ile olay anının görüntülerinin yer aldığı DVD içinde kayıtlı bulunan ve açık/net olarak görülebilen görüntüler karşılaştırıldığında, arada uyumsuzluklar ve çelişkiler olduğu, görüntüler ile uzman raporlarında yazan hususların birbiri ile örtüşmediği değerlendirilmiş olup, bu durumun Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında savcılık tarafından değerlendirilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır” denildi.
Suç duyuruları sonuçsuz kaldı
Hemdan’ı vuran polis memuru F. K.’nın 25 yıl hapis cezası aldığı davayı başından bu yana takip eden Adana Barosu Cezaevi Komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek, dönemin valisi, emniyet müdürü, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen polis memurları hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek hala soruşturma izni verilmediğini kaydetti.
Suç duyurusunu Mülkiye Başmüfettişliği’nin raporuna dayanarak hazırladıklarını belirten Bek, Yargıtay Başsavcılığı’nın vali hakkında dilekçenin işleme konmaması yönünde bir karar aldığını ifade ederek, “Bu tür bir karar mesnetsiz suçlamalar karşısında alınır. Oysa ortada mesnetsiz bir suçlama bulunmuyor. Mülkiye Başmüfettişliği’nin raporu ortada” dedi.
Ailesi Suriye’deki savaştan kaçarak canını kurtarmaya çalışan Ali el Hemdan’dan geriye ise üzerinde 1,2 x 07 cm genişliğinde bir kurşun deliğinin yer aldığı bir tişört ile 150 lira para kalmıştı.