HDP’li Demirtaş, YouTube’da yayımlanan Aç Parantez programına konuk oldu. Demirtaş, Akın Olgun, Gözde Bedeloğlu ve Kemal Bozkurt’un sorularını yanıtladı.
Edirne F Tipi Cezaevi‘nde 5 yıldır tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Akın Olgun, Gözde Bedeloğlu ve Kemal Bozkurt’un hazırlayıp sunduğu ‘Aç Parantez’ programı için soruları yanıtladı.
Demirtaş ile yapılan kısa röportaj, 24 Aralık 2021 Cuma günü Aç Parantez YouTube kanalında izleyiciyle buluştu.
Programın ‘3 soru 3 cevap’ bölümünde gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtlayan Demirtaş, halkın desteği ile tek adam rejimine karşı mücadeleye devam ettiğini ve büyük bir değişimin kapısını aralayacak olanın yine halkın kararlığı olduğundan kuşku duymadığını söyledi. Türkiye’nin ikinci yüzyılına solun rengi ve damgasının vurulmak zorunda olduğunu belirten Demirtaş, “biz her daim güçlerimizin emekçiler lehine birleştirilmesinden yana olup gönlümüzü ve kapımızı açık tutmaya devam edeceğiz” dedi.
Hem masayı kuracağız hem de masada olacağız
Gözde Dedeloğlu: Daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye inşa edebilmek için, hep birlikte oturmamız gereken o masada sizce ne eksik, ne fazla?
Selahattin Demirtaş: Masanın kendisi eksik bir defa. Ortada henüz masa yok. Bir çeşit fiskos sehpaları ve sehpaların etrafında kümelenip mırıldanan siyasi gruplar var. Bu da geleceğe dair umudun ete kemiğe bürünmesini engelliyor. Tüm demokrasi güçleri (siyasi partiler, sendikalar; emek, çevre, kadın ve gençlik hareketleri, inanç grupları, sol hareketler) eksiksiz bir şekilde ve eşitler arası hukukla yuvarlak bir masaya oturup gelecek yüzyılın ortak manifestosunu ilan edebilirlerse, işte bu, somut bir alternatife dönüşecek, karamsarlığı ve kararsızlığı dağıtacaktır. Türkiye’nin geleceğine ve ikinci yüzyılına solun rengi ve damgası vurulmak zorundadır. Emekten, eşitlikten, doğadan, kadından, ezilenden yana güçlü bir iktidar alternatifini ortaya çıkarmak mümkündür. Biz de bu konuda samimi bir uğraş içerisindeyiz. Bunu anlayan da var anlamamakta ısrar edip kısır tartışmalara boğmak isteyen de. Biz hepsine saygı duyarız ancak bildiğimiz ve inandığımız yolda yürümeye de devam ederiz. Kaybedecek zamanımız yok, yoldaşça omuz omuza mücadele etmeye hazır olanlarla beraber somut adımlar atarak ilerleyeceğiz. “Ayrı durup mücadele edeceğiz” diyenlere de saygı duyarız. Ama biz her daim güçlerimizin emekçiler lehine birleştirilmesinden yana olup gönlümüzü ve kapımızı açık tutmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin “ötekileri” ülkenin yeniden inşasında bir adım öne çıkma cesaretini gösteremezlerse “öteki” olarak kalmaya devam edecekler. Biz bunu kabul etmiyoruz ve bir adım öne çıkıyoruz. Hem masayı kuracağız hem de masada olacağız.
Röportajın tamamını izlemek için tıklayınız.