HDP’nin dış politikaya dair çözüm önerilerini sıralayan HDP’li Tülay Hatimoğulları, “İç ve dış siyaseti yeniden inşa ederek, Türkiye ve bölge halklarına sözümüz olsun ki demokratik bir cumhuriyeti kuracağız; o vakit yakındır, o vakit yarındır ” dedi.
Genel Kurul’da Dışişleri Bakanlığı bütçesine dair konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, partilerinin dış politikasına dair konuştu.
12 Eylül Askeri Darbesi döneminde katledilen Erdal Eren’i anarak söze başlayan Hatimoğulları, “Bu ülkenin demokrasi güçleri olarak hep beraber yöneteceğiz ve hep beraber dış politika sorunlarını hep birlikte aşacak yol ve yöntemleri beraber arayacağız” dedi.
Suriye’de yurtta ve dünyada barış merkezli bir dış siyaseti inşa edeceklerini kaydeden Hatimoğulları, şunları söyledi: “Suriye’deki sorunun tabii ki merkeze alınarak orada barışı hep birlikte nasıl tesis edebileceğimizin yol ve yöntemini arayacağız. Arap dünyasıyla Türkiye’yi pazarlamak için değil, barışı sağlamak için görüşeceğiz. Yıkılan komşu ülke Suriye’de yeniden Suriye’nin inşa edilmesi ve yapılması için Türkiye’de yaşayan 5 milyon mültecinin yeniden ülkelerine uluslararası güçlerin de denetimiyle sağlıklı bir şekilde dönebilmelerini sağlayacağız.
“Sınır ötesi operasyonlara son vereceğiz”
Rojava topraklarına yapılan sınır ötesi operasyonlara son verecek ve oradaki askerleri geri çağıracağız. Suriye’de demokratik bir anayasanın yazılması ve bugüne kadar IŞİD’e karşı güçlü bir şekilde mücadele veren Kürt halkının, Rojava’da yaşayan halkların haklarının demokratik bir Suriye anayasasında yer alması için elimizden gelen çabayı sağlayacağız.
“Irak deyince akla MİT faaliyetleri gelmeyecek”
Irak deyince akla MİT faaliyetleri gelmeyecek. Irak’ta Federe Kürdistan ve merkezî hükûmetle başta Kürt ve Türk halkı olmak üzere bölgede yaşayan bütün halkların demokratik bir zeminde özgürce yaşayabilecekleri bir hukukun, bölgesel bir hukukun tesis edilmesi için çaba harcayacağız ve tabii bütün bunları yapabiliyor olmamız için başta Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesini sağlayacağız. Orta Doğu bölgesinde demokratik, özgürlükçü bir yönetim modelini göstereceğiz. Libya’da bölünmüş bir Libya’dan fayda sağlamaya çalıştı bu iktidar.
“Libya’dan askerleri geri çekeceğiz”
Komisyon aşamasında da Dışişleri Bakanına sormuştum, daha önce bu Mecliste Libya’nın bir tarafıyla birçok anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalara Libya Temsilciler Meclisi ‘Geçerli değildir’ dedi. Bana verilen yazılı açıklamada Bakan geçerli olduğunu söylüyor. Bizler Libya’daki askerlerin geri çekilmesini, nasıl Libya Temsilciler Meclisi bunu somut olarak talep ediyorsa, tersten biz orada yaşıyor olsaydık bizler de bunu talep ederdik bu talep kesinlikle yerine getirilecektir.
Evet, kardeş Azerbaycan ve Ermenistan’da silah satmak ve müteahhitlere orada iş alanları açmak için siyaset değil, tam tersi barış için aracı olmak zorundayız ve biz bunu yapacağız. Doğu Akdeniz’de mavi vatan naraları atıp mangalda kül bırakmayıp sonra da sessizce içine sinen siyaset yerine Doğu Akdeniz’de Akdeniz’e kıyıdaş bütün ülkelerle diyaloğu sağlayacak, adil enerji dağılımı ve halkın ihtiyacı olduğu kadar doğaya saygılı bir enerji üretimini esas alacağız.
Uluslararası sözleşmeleri bir gece ansızın yok saymayacağız. Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere Sevgili Kavala, Demirtaş ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını salık veren AİHM kararlarını harfiyen yerine getireceğiz. Diplomaside yandaş, akraba, uyuşturucu ticareti yapanları değil, liyakatli insanlar bu görevin başına getirilecektir.
“Demokratik bir cumhuriyeti kuracağız”
Değerli Türkiye yurttaşları, bunları başarmak mümkün, bunları başarmak asla zor değildir. Türkiye çok keskin bir virajdan geçiyor, gemi batıyor ama yanlış anlamayın, bu geminin içinde onlar yok; bu gemide bu ülkenin işçileri, emekçileri, yoksulları, kadınları, gençleri, Alevileri, Kürtleri, doğa ve insan hakları savunucuları var, bu geminin içinde farklı halklar ve inançlar var. İktidar ve yandaşlarının en tepesindeki bir avuç sermayeye sahip olan insanlar servetlerini yedi cetlerine yetecek kadar Man Adaları’na, vergi cennetlerine zaten göndermişler. Onların tuzu fazlasıyla zaten kurudur. Bu gemide bizler varız ve bu gemiyi kurtarmak bu ülkedeki demokrasi güçlerinin kenetlenerek, iç ve dış siyaseti yeniden inşa ederek demokratik bir Türkiye’yi ve demokratik bir cumhuriyeti hep beraber inşa ederek bunları başarabiliriz. Türkiye ve bölge halklarına sözümüz olsun ki demokratik bir cumhuriyeti kuracağız; o vakit yakındır, o vakit yarındır.”