Kobani olaylarında Yasin Börü ve 3 kişiyi öldürdüğü iddiasıyla 14 yaşından beri tutuklu olan Mazlum İ.’nin olay sırasında bir düğünde olduğuna ilişkin deliller sunulmasına rağmen mahkum edildi.
6-8 Ekim Kobani olayları sırasında Yasin Börü’nün de arasında bulunduğu 4 kişiyi öldürme iddiasıyla 14 yaşında tutuklanan ve 7 yıldır cezaevinde olan Mazlum İ.’nin yargılandığı davada ortaya çıkan bilgiler, mahkemenin verdiği mahkûmiyet kararını tartışmaya açtı.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre dava dosyasına giren belgelerde, Mazlum İ. cinayet anında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde olay yerine 140 km uzaklıkta bir mezrada düğündeydi. Düğün sahibi damat ve Mazlum İ.’yi düğüne götürdüğü söylenen taksici de mahkemede bu bilgileri doğrulayan ifadeler verdi, ayrıca olay sırasında Mazlum İ.’nin telefon sinyallerinin Kulp-Lice arasını gösterdiği belirlendi. Dosyaya giren bu deliller üzerine önce yargılamanın yenilenmesine ve infazın durdurulmasına karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmada ise Mazlum İ. aleyhine tanıklık yapan İ.Ö.’nün ifadesi üzerine görüş değiştirdi ve M.İ. ağırlaştırmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Tanık “duydum” dedi
7 Ekim 2014 günü Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi Cengizler Caddes’inde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Hasan Gökguz ve Riyat Güneş linç edilerek öldürülmesi ve bir kişinin de yaralanmasıyla ilgili olarak açılan davanın sanıklarından Mazlum İ. mahkemede babasıyla düğünlerde müzik yaptığını anlatarak olay sırasında da Kulp’da bir düğünde olduğunu iddia etmişti. Ancak ilk yargılamada davaya bakan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi bu iddiaya ilişkin herhangi bir araştırma yapmadı. Davada tanık olarak dinlenen S.Ç. ise 5 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilen teşhis işlemi sırasında Mazlum İ. için “Ben bu şahsın ismini bilmiyorum. Açık kimlik bilgilerini burada Mazlum İçli olduğunu öğrendim. Bu şahsı mahallemden tanırım. Toplumsal olaylara çok sık katıldığını biliyorum. PKK’nin gençlik yapılanması içerisinde hareket ettiğini duydum ve taşlı molotoflu saldırılar gerçekleştirdiğini mahalledeki arkadaşlardan duydum” şeklinde ifade vermişti.
Ancak Mazlum İ. hakkında “duydum” diyerek ifade veren tanık S.Ç.’nin teşhis ettiği bazı sanıkların da olay tarihinde başka yerlerde oldukları ortaya çıktı. Bunlardan biri olan sanık Ahmet A. Y.’nin olay tarihinde cezaevinde olduğu ispatlandı.
Olay yeri görüntüleri üzerinde inceleme yapan bilirkişi ise görüntülerdeki kişinin Mazlum İ. olduğu konusunda “muhtemel tanımlama” yönünde rapor hazırladı. Mahkeme, diğer sanıkları cezalandırırken Mazlum İ.’yi de ülke bütünlüğünü bozma ve 4 kişiyi öldürmek suçlarından toplam 124 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Savcı mahkumiyete itiraz etti
Ancak Mazlum İ.’nin avukatının yanı sıra Cumhuriyet Savcısı da Mazlum İ. lehine istinaf başvurusunda bulundu. Savcı, temyiz dilekçesinde, “Suça sürüklenen çocuğun (SSÇ) savunmalarını destekleyen HTS analiz raporu içeriği de nazara alındığında, SSÇ’nin olay yerinde olduğuna ve eylemci grupla birlikte hareket etmek suretiyle atılı suçları işlediğine dair mahkûmiyetine yeter derecede somut, inandırıcı, her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığını” yönünde görüş bildirdi.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin talebi reddetmesi üzerine de dosya Yargıtay’a gitti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise 3 öldürme ve devletin bütünlüğünü bozma suçundan verilen cezaları onarken Yasin Börü’nün öldürülmesine ilişkin kısmı ise 2020’de bozdu.
Avukat düğün görüntülerini buldu
Bu arada Mazlum İ.’nin avukatlığını devralan Mahsuni Karaman, Mazlum İ.’nin söz konusu düğüne ait görüntüleri mahkemeye sundu. Söz konusu görüntülerde, Mazlum İ.’nin gün içerisinde, akşam ve gece saatlerinde düğünde yer aldığı, babası türkü söylerken kendisi ise zaman zaman orkestrada bateri çaldığı, ortaya atılan paraları topladığı ve oyun oynadığı görüldü.
Karaman, Mazlum İ.’nin Diyarbakır’a 140 kilometre uzaklıktaki Kulp’un Demirci Köyü Keçiveren Mezrası’nda düğünde olduğuna ilişkin mahkemeye dilekçe vererek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundu. Karaman, alınan HTS raporunda da Mazlum İ.’nin telefonunun Diyarbakır’ın Lice ilçesinde sinyal verdiğini, düğünün yapıldığı köyün, Kulp ve Lice ilçelerinin sınır köyü olduğuna ilişkin belgeleri de mahkemeye sundu.
Yargılama yeniden yapıldı
Bunun üzerine Mayıs 2021’de davaya yeniden bakan mahkeme, görüntülerdeki kişinin gerçekten Mazlum İ. olup olmadığı konusunda birçok yönden araştırma yaptırdı. Karaman’ın sunduğu düğün görüntülerine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırdı. Bilirkişi, düğündeki kişinin İçli olduğuna ilişkin “kuvvetle tanımlama” yönünde rapor hazırladı. Mahkeme ayrıca 7 Ekim 2014 tarihinde Kulp’un Keçiveren Mezrası’nda gerçekten bir düğün olup olmadığını araştırma kararı aldı. Görev verilen Jandarma Komutanlığı, o tarihte söz konusu mezrada bir düğün olduğunu mahkemeye bildirdi.
Mahkeme bu kez görüntülerde düğün yapılan yerin Keçiveren Mezrası olup olmadığının belirlenmesi amacıyla bölgede keşif yapılmasına hükmetti. Düğünün yapıldığı yerde yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, “görüntü kayıtlarındaki yerin aynı yer olduğu, ağaç yeşerme durumuna göre Ekim ayının mevsimsel özelliklerini taşıdığı” vurgulandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen düğün sahibi damat M.B. de Mazlum İ.’nin babası ile birlikte kendisine ait düğünde müzik yaptığını, gece geç saatlere kadar da düğünlerinin sürdüğünü ifade etti. Mazlum İ. ve babasını 7 Ekim’de düğün yerine götüren, 8 Ekim’de geri getiren taksici İ.A. da mahkemede aynı yönde ifade verdi.
Mahkeme araştırmalarını bununla da sınırlı tutmadı. Mazlum İ.’nin öğrencilik yıllarında okula irtibat numarası olarak verdiği bütün telefonları dahil kullanmış olabileceği bütün numaraların HTS kayıtları çıkarıldı. Bilirkişi, bu numaralar üzerinden de Mazlum İ.’nin “olay gün ve saatlerinde Diyarbakır il merkezinde herhangi bir Baz istasyonu sinyal bilgisine ulaşılamadığını” kaydetti.
Cumhuriyet savcısı, toplanan deliller ışığında sanığın beraatini talep etti.
25 Haziran’da görülen duruşmada Mazlum İ. dışında yargılanan 15 sanık, “canavarca hisle veya eziyet çektirerek çocuğu öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Mahkeme, Mazlum İ.’nin dosyasını ise ayırdı. Yargılamanın yenilenmesi talebini kabul eden mahkeme, Mazlum İ.’nin infazının durdurulmasına ve tahliyesine karar verdi. Ancak bir önceki davada beraat isteyen savcı, bu karara itiraz etti. Üst mahkeme olan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması kararını kaldırdı. Mazlum İ. bu nedenle tahliye olamadı.
Yeni tanık bulundu, savcı görüş değiştirdi
Bu aşamadan sonra ilginç bir gelişme yaşandı. Örgüt üyesi olduğu iddia edilen ve bu süreçte yakalanan İ.Ö. adlı kişi mahkemede tanık olarak dinlendi. Mazlum İ.’yi Argeş kod olarak tanığını savunan S.Ö., 2014 yılında Bağlar ilçesinde YDG-H içerisinde faaliyet yürüttüğü esnada gördüğünü, adı geçenin Bağlar ilçesinde meydana gelen eylemlerine katıldığını, BDP’nin gerçekleştirdiği mitinglere katılımı artırmak için de sürekli sokaklarda gezerek halkı mitinge gitmeye ikna ettiğini öne sürdü. Kobani olayları sırasında Diyarbakır’da olmadığını, Suriye’de bulunduğunu belirten S.Ö., Mazlum İ.’nin bu olaylara karışıp karışmadığını bilmediğini savundu.
Cumhuriyet savcısı, daha önce verdiği beraat talebini geri alarak sanığın cezalandırılmasını istedi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi de 29 Eylül 2021 tarihinde Yasin Börü’yü öldürme suçundan Mazlum İ.’nin ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme gerekçesinde, düğünle ilgili “görüntü kaydının ne zaman oluşturulduğunun anlaşılamadığı” belirtilirken düğün CD’sinin orijinalinin de mahkemeye sunulmadığını kaydetti. Mahkeme, Mazlum İ.’nin cinayet tarihi olmayan bayramın birinci günü telefonunun Diyarbakır’da sinyal vermesini de cezanın delili yaptı.
Ceza Yargıtay’a taşındı: Karar siyasi
Avukat Mahsuni Karaman, bunun üzerine Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu. İki aylık süreçte savcılığın ve mahkemenin kararının değişmesini eleştirerek müvekkilinin hukuki durumunda bir değişiklik olmadığını belirtti. Temyiz dilekçesinde Yasin Börü davasının iktidarın siyasi amaçlarla kullandığını, mahkemenin kararının da siyasi saiklerle verildiğini belirtti.
6-8 Ekim olaylarının HDP kapatma davası ile HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı Kobani davasının temelini oluşturduğunu söyleyen Karahan, Yasin Börü davasında verilecek beraat ve mahkumiyet kararlarının bu siyasi yargılamaları doğrudan etkileyeceğini ifade etti. Karaman dilekçesinde “Bir beraat kararı, bu yargılamaların meşruiyetini tartışmalı hale getirecektir. Bu bilinç ve siyasal amaç ile, önce Cumhuriyet savcısı üzerinden, sonra da mahkeme heyeti üzerinden adeta bir operasyon çekilerek müvekkil hakkında verilecek beraat kararının önüne geçilmiştir. Zira bu karar, bu mahkemenin/heyetin kararı değil, zorla kendilerine yazdırılan/verdirilen bir karardır” iddiasında bulundu.
Karaman, dilekçesinde çocuk yaşta tutuklanan ve 7 yıldır cezaevinde olan müvekkiline verilen mahkumiyet kararının bozulmasını istedi.