“Wiener geniş bir biçimde tartışılmış ve Almanca konuşulan coğrafyanın edebi avangardının en radikal girişimlerinden biri olarak saygı görmüştür. Bazı kuramcılara göre avangardist ilerleme inancında bir dönüm noktası, post modern çalışmanın belki de ilk örneği olmuştur. “
Çeviri: Erhan Altan*[1]
Oswald Wiener 1935 yılının Ekim ayında Viyana’da dünyaya gelir. (Kendi kendine çalmayı öğrendiği kornet ile) 16-17 yaşında caz müzisyenliğine soyunan Wiener, kısa zamanda Viyana caz çevresiyle temas olanağı bulur. Caz müzisyeni Walter Terharen onu, kendisi de bir caz müzisyeni (bancocu) ve şair olan Konrad Bayer’le (1932-1964) tanıştırır. Terharen, Bayer ve diğerleri “real jazzband” adlı bir caz grubu kurmuşlardır. Bayer daha sonra Wiener’i, “Art Club”ın buluşma yeri olan (Adolf Loos’un iç mimarisini yaptığı “American Bar”ın altındaki) “Strohkoffer”e[*] eşlik etmeye ikna eder. Art Club, Viyanalı avangart sanatçıların uluslararası sanatçılar ve filozoflarla bir araya geldikleri (Jean Cocteau ziyaret eder) bir birliktir. Wiener burada, daha sonra birlikte “poetik eylemler” gerçekleştireceği Hans Carl Artmann (1921-2000) ve Gerhard Rühm’le (1930) tanışır. Bu poetik eylemler, resmigeçitler ve toplantılardan oluşur: “in memoriam to a crucified glove”[†] veya “fest des hl. Simeon, quasi una fantasmagoria”[‡] bunlardan önde gelen ikisidir.
Friedrich Achleitner (1930) aralarına, 1955’de ressam Arnulf Rainer’in villasında verdiği bir partide katılır. Beş şair sonrasında düzenli olarak buluşmaya, yapıtlarını ve estetik meseleleri tartışmaya başlarlar. Oldukça üretken bir edebi deneysellik dönemi olur bu. 1955-1959 yılları arasında Oswald Wiener, daha sonra “Viyana Grubu” olarak adlandırılacak bu avangart formasyonun kuramsal yöneliminde belirleyici olur. Şairler, (Marc Adrian’la birlikte, “yöntemsel buluşçuluk” olarak adlandırılacak) rastlantı, matematik ya da geometrik prensipler tarafından belirlenen sözel montajlar yapmaya başlarlar. Şiirsel metinlerin otomatik üretimi olarak ele alınan bu algoritmik çalışmalar (Bayer ve Wiener’in ortak metni “kuş ötüyor. 571 parçadan oluşan bir şiir makinası”[§]), henüz bilgisayarlar tarafından şiir üretilmeye başlanmadan önce gerçekleşir.
Wiener somut (“hayvan hayvan hayvan”, “parlakparlakparlakparlak”) ve sahnesel metinler (“endişe”, “sevinç”, “kırmızı kıta”, “sümük – bir viyana diyalekt oyunu”, “insan – bir resimli kitap”), “konstelasyonlar”, “montajlar” (“gün – bir rijid montaj”), şansonlar, deneysel düzyazı ve (sonra kaybolan) meşhur “cool manifesto”yu üretir. Ancak her şeyden önce Wiener, Avusturya’da akademi dışında Ludwig Wittgenstein’ın yapıtlarını fark eden ilk kişilerden biri olarak (önce Tractatus Logico-Philosophicus sonra Felsefi Soruşturmalar) kuramsal meselelerle ilgilenir. Dilin siyasi eleştirisiyle harmanlanmış bir dil felsefesi ve linguistik kuşkuculuk bu dönemde Wiener’in ilgisinin yöneldiği alanlar olur. Yine bu dönemde Wiener çalışmalarında temel olarak epistemoloji, solipsizm ve anarşizme yönelir (Fritz Mauthner, Max Stirner, M. A. Bakunin).
Wiener, geliştirdiği bu kuramsal arka planı, Viyana Grubu’nun 1958 ve 1959’da (Dada’nın “Cabaret Voltaire”ine ve Helmut Qualtinger’in o dönemki kabarelerine gönderme yaparak) “edebi kabareler” olarak adlandırdığı iki edebi happening’inin konseptinde ve hayata geçirilmesinde kullanır. Her iki kabareye de, Living Theatre, Allan Kaprow’un happening’leri ve Independent Group’tan biraz önce gerçekleşen happening’ler olarak bakılabilir.
Wiener’in Viyana Grubu’nun bir üyesi olduğu dönemdeki edebi ve kuramsal çalışmaları iki farklı ve çelişen eğilimde toplanabilir. Bir yandan sanat çalışmalarında estetik etkiyi artırmayı amaçlar ve bunun sonucu olarak da daha etkili sanat yapıtları üretmeye çalışır. Diğer yandan sanat yapıtlarının alımlanmalarında rol oynayan bilişsel ve duygulanımsal süreçler konusunda daha iyi bir anlayış geliştirmeyi dener.
Döneminin şairi olarak Wiener, dili ve dilsel sanat yapıtlarını ciddiyetle ele almaya çalışır. Dil eleştirisinden yola çıkarak konvansiyonel dili ortadan kaldırmayı ve sanatçının lebensgefühl’ü [yaşam duygusu] ile daha iyi uyuşacak yeni ve sanatsal bir dil yaratmayı amaçlar. Bu amaca yönelik olarak (daha sonra imha ettiği) cool manifesto [1954] adında, ilk talebi duygu ve empatiden vazgeçilmesi olan bir bildiri tasarlar. Wiener manifestosunu sonradan şöyle betimler: “Herkes kendi yaşantı ve anlama kalitesinden kendi sorumluydu, bağımsız aklınsanata gereksinimi yoktu çünkü mesele yapmak değil anlamaktı. Benim Dada’dan anladığım buydu.”
Birlikte çalışmaya başladıkları ilk dönem olan 1953’ten itibaren Viyana Grubu’nun şairleri, tarihsel avangartların neredeyse tamamen silinmiş izlerini tekrar bulmayı amaçladıkları “izci” işlevleri içinde olurlar: August Stramm, Kurt Schwitters, Hans Arp, Otto Nebel, Gertrude Stein, “Sturm çevresi, “Die Aktion”, Franz Richard Behrens, Carola Giedion-Welcker’in Öbür Tarafın Antolojisi, Dada’nın yeniden keşfi vd. 1958 ve 1959’daki iki edebi kabare Dada’yı aşmaya yönelik o derece başarılı denemeler olurlar ki Wiener’i Dada’nın “yanlış kişiler” tarafından yürütüldüğü düşüncesine bile getirir. Dada bilime, dilsel kavrayışın ve semiyotiğin tüm tuhaflıklarını anlama yönüne doğru geliştirilmeliydi. Nitekim birkaç yıl sonra Paul Feyerabend bu meseleyi epistemolojik anarşizm ve felsefi Dadaizm kavramları ile dile getirir.
Wiener 1959 yılında bu dönemine dair (çoğu somut) metinlerini imha eder ve (İtalyan büro malzemeleri üreticisi Olivetti’nin Avusturya branşının başı olarak) daha önce “Viyana Grubu” üyesi Konrad Bayer tarafından “kurtarıldığı” burjuva varoluşuna geri döner. Ancak Bayer Wiener’i 1962 civarında tekrar sanata ve edebiyata çağırır, Wiener Orta Avrupa’nın İyileştirilmesi adlı romanını yazmaya koyulur. Wiener için bilim her zaman doğal bilimdi. Bu, Wiener’in doğal bilimlere yöneliminin başlangıç noktası olur, sanatsal ya da felsefi araştırma gerçek bilgi ve kavrayışa ulaşmada fazla elastik kalıyordu. Bu dönemde Wiener diğer Viyana Grubu üyeleri ile birlikte, sanatsal pratiklerin dilin ve düşünmenin işleyişine dair işe yarayan bakışlar sunamadığını fark eder. Daha önce Wiener, deneysel şiirde dilsel birimlere uygulanan manipülasyonunun dille düşünce arasındaki derinlerdeki ilişkiyi meydana çıkaracağına inanmış olsa da Orta Avrupa’nın İyileştirilmesi’ni yazarken bu bakışı net bir biçimde reddeder.
1965 civarında Viyana Aksiyonistleri’nden sanatçılarla ilişkiye geçer ve 29 Ekim 1966’daki Al Hansen için Aksiyon Konseri ve 17 Nisan 1967’deki ZOCKfestivali adlı önemli happening’lerde yer alır. Wiener ve Otto Mühl tarafından kaleme alınan bir erken ZOCK manifestosu yılbaşı gecesi Wiener’in Viyana’nın birinci bölgesindeki dairesinde okunur, zamanın Avusturya avangartları için heyecan verici bir andır bu. Wiener ve Günter Brus, 8 Haziran 1968’te Viyana Üniversitesi’nde gerçekleşen ve şaibeli “sanat ve devrim” adlı happening’de yer almaları nedeniyle Avusturya devlet otoriteleri tarafından cezaya çarptırılır ve Viyana’yı, sürgüne gittikleri Batı Berlin’e doğru terk etmek zorunda kalırlar.
Batı Berlin’de Wiener birçok sanatçı kafesi ve restoranı açar (Matala, Axwax, Exil) ve entelektüel ve avangart sanatçıların önde gelen figürlerinden birisi olur. Bir yandan da 1980’den itibaren Berlin Teknik Üniversitesi’nde matematik okumaya başlar (1950’lerde Viyana’da matematik, hukuk, müzik ve Afrika dilleri okumuştur).
Wiener görüşünü değiştirir ve dili dış dünyanın, içine insanın kendi içeriklerini yansıttığı bir parçası olarak alır. Dahası “edebi deneyler” konusunda daha da eleştirelleşmeye başlar. Kullandıkları linguistik araçlar deneysel şairleri, geleneksel içerik ifade etme yollarına tekrar entegre etmektedir. “Taktiğin korktuğu, büyük ölçüde başına gelmiştir. Yeni bir anlamlılığı harekete geçirme girişimlerinde eski anlam ayakta kalmıştır. Tam da bir kalkışmayı betimlemek için geçici olarak kullandığımız cümleler, ifadeler ve stiller, şimdi aşılmalarına çalıştığımız şeyleri gösteriyorlar, araç sapmıştır.” Bu, 1945 sonrası edebi deneylerin neden “içerikselden ziyade bireysel açılardan temellendirilebilen bir kuram hedefleyen tüm biçimsel iletişim kuramlarını” eleştirmekte başarısızlığa uğradığının açıklamasıdır. Bu, Wiener’in bilime doğru yeni yönelimi ile el ele gider.
Bu dönemde sanat ve edebiyatı reddeder (dil felsefesi ve linguistiği de meyvesiz uğraşlar olarak ele alır), görece yeni bilim olan sibernetiğe yönelir. Sibernetik başlangıçta mekanik sistemlerin planlamasında yardımcı olmak üzere tasarlanmış, sonrasında enformasyon teorisine transfer edilmişti (Max Bense). Bu transferin ve bir bilim olarak sibernetiğin hükümetler tarafından iktidarlarını arttırıcı yönde kullanılmasının eleştirilmesi, Wiener’in metinlerinde temel yönelimi olur. Turing makinesi kuramı bundan sonra Wiener’in ilgi alanı haline gelir, her ne kadar John-von-Neumann’ın, bilgisayarın hiçbir zaman insan düşünmesini ve davranışını ikame edemeyeceği hazin itirafını bilse de.
Wiener’in Orta Avrupa’nın İyileştirilmesi’ni bitirdikten sonra geliştirdiği görüşüne göre, işaret dizileri, yazarın onlar aracılığıyla iletişimde bulunmak istediği düşünceleriyle veya [alımlayıcıda] uyandırdıkları düşüncelerle herhangi bir yapısal ilişki içinde değildirler. Bu, semiyotiğin tüm formlarının net bir reddidir. Sözcükler olsun, sesler, biçimsel linguistik öğeler olsun hepsi de birtakım “yapı”ların adlarıdır. Bu aynı zamanda Wiener’in, otomat kuramında Turing makinesi terimleriyle formüle ettiği “yapı” tanımını işaret eder: “Bir işaret dizisinin yapısı, bu işaret dizisini kabul eden veya üreten Turing makinesidir.[1] Wiener’in Turing’in kuramı üzerine araştırmalarından kaynaklanan bu tanım, onun “düşünme psikolojisi”nin başlangıç noktası ve üzerinde yükseldiği temelidir. Wiener burada Turing makinesinin didaktik ve epistemolojik modelini, problem çözmede ve gündelik olaylarda kullanılmak üzere rafine edilmiş bir iç-gözlem yöntemi olarak düşünmeye dair sorulara yönlendirir. Bu, Wiener’in günümüzdeki kuramı için başlangıç noktasıdır, düşünmenin iç-gözlem temelinde realist bir betimlenmesi.
1986’da Berlin’den ayrılır ve 2013’e kadar Kanada’da Yukon bölgesindeki Dawson City’de yaşar. Yılın yarısını Avrupa’da geçirir, 1992-2004 arasında Düsseldorf Sanat Akademisi’nde edebi estetik profesörü olarak ders verir. Yapay zekâyı sorgulamaya başladığı Kanada’da dil ve sanat felsefesinden tamamen uzaklaşır (istisnalar: 1990’da Evo Präkogler mahlasıyla yazdığı Yine mi[**] ve 1998 yılında yazdığı yemek sonrası konuşması Bouvard ve Pécuchet Duyular İmparatorluğunda[††]). Wiener çalışmalarında Alan Turing’in kuramı temelinde epistemolojik sorularla ilgilenir. 2013’ten beri Avusturya’nın Steiermark eyaletinin güneydoğusunda yaşamakta ve bilimsel çalışmalarına otomat kuramı, bilişsel araştırmalar ve düşünme psikolojisi, bilimsel olarak dışlanmış olan iç-gözlem yönteminin tekrar kullanıma sokulması üzerine sürdürmektedir.
——–
Wiener geniş bir biçimde tartışılmış ve Almanca konuşulan coğrafyanın edebi avangardının en radikal girişimlerinden biri olarak saygı görmüştür. Bazı kuramcılara göre avangardist ilerleme inancında bir dönüm noktası, post modern çalışmanın belki de ilk örneği olmuştur. Halen Wiener’in ‘edebi’ yanı birçok doktora ve incelemede araştırılmış bulunmaktadır. Her ne kadar Wiener’in eserinin biricikliği kabul edilse de henüz tüm açılardan değerlendirilmeyi beklemektedir. Tüm bu yorumlar öncelikle, Wiener’in deneysel olarak adlandırılan metinlerinin içerdiği dil eleştirisine ve felsefi bakış açılarına odaklanmaktadır. Eleştiri, Wiener’in Orta Avrupa’nın İyileştirilmesi’ni sanal gerçekliğe dair bir ilk girişim veya daha sonra analitik filozofların ele alacağı düşünce deneylerinin ilk örneği (“The Brain in a Vat Argument”, Putnam 1982) olarak da görmüştür.
Wiener’in kuramsal yapıtı ele alındığına bir ikilem iyice görünür hale gelir ki bu Wiener’in kendi entelektüel ikilemine benzer. Sanat alanları içinde büyümüş biri olarak Wiener, daha sonra ideolojisi ve yetenekleri arasındaki uyumsuzluğun verdiği gerilimin yönlendirmesiyle bilim insanı olur. Buna karşın bilişsel alandan veya psikolojiden meslektaşları, onun katkılarına yeterince değer vermeme eğilimine girerler. Bunun nedeni muhtemelen Wiener’in, Alan M. Turing kökenli otomat kuramıyla bu kuramın (insan zekâsını ele geçirebilmek için fazla katı bulunan) yapay zekâya ve (psikologlar tarafından fazla muğlak bulunan) iç-gözleme uyarlanmasında yatmaktadır.
Edebiyat ve sanat alanında Wiener’in yapıtı çok etkili olur, Almanya konuşulan coğrafya avangardının birçok yazarına dolaylı ya da dolaysız etkileri olur (Reinhard Priessnitz, Franz Josef Czernin, Ferdinand Schmatz, Ulf Stolterfoht, Thomas Kling, František Lesák, Olaf Nicolai, Ann Cotten vd.). Bundan da öte Wiener, Düsseldorf’ta onun yanında okuyan birçok önemli sanatçı ve besteciyi etkiler (Rosa Barba, Klaus Sander, Jan St. Werner – Mouse on Mars; Barba ve Werner Wiener ve eşi, sanatçı Ingrid Wiener, müzik grubu “Wichtel und die Wuchteln”).
[1] Oswald Wiener, Selbstbeobachtung(Erhan Altan, Zugunruhe – Viyanalı Şairler Albümü kitabında çevirdi)
[*] https://www.mediathek.at/oesterreich-am-wort/suche/treffer/atom/1B0C74DC-0DA-0023C-00000820-1B0B7835/pool/BWEB/
[†] “Çarmıha gerilmiş eldiven anısına”.
[‡] “Aziz Simeon yortusu, bir çeşit fantazmagori” .
[§] “der vogel singt. eine dichtungsmaschine in 571 bestandteilen”.
[**] Nicht schon wieder…. Eine auf einer Floppy gefundene Datei, Matthes & Seitz, 1990.
[††]Bouvard & Pécuchet im Reich der Sinne, Gachnang & Springer, 1 Ocak 1998.