CHP’li Tanrıkulu mecliste, “sözde Halepçe Katliamı”nı tartıştı. AKP’li Özkan, insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olan ve 5 bin civarı Kürt’ün yaşamını yitirdiği Halepçe Katliamı’na, “Türklere karşı yapılmış bir cinayettir” dedi.
Genel Kurul’da görüşülen İflas, İcra ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerinde CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu söz aldı. Tanrıkulu, Diyarbakır’da sendika yöneticileri ve siyasetçilere yönelik gözaltılarda emniyette sorulan sorularda Halepçe Katliamı’na dair tutanaklarda geçen “Sözde Halepçe Katliamı” ifadesine dikkat çekti.
“Ayrımcılık yoktur, eşitsizlik yoktur” sözlerine atıfta bulunan Tanrıkulu, Alevilerin kamu kurumlarından hizmet almada, kamu hizmetlerine girmede, yükselmede, kendi inançlarını yaşamada, ayrımcılığa tabi tutulduğunu belirtti.
Halepçe Katliamı’nda 5 bine yakın Kürt katledildi
“Sözde Halepçe Katliamı” ifadelerinin yer aldığı polis tutanaklarına dair de Tanrıkulu, “1988 yılında ben 25 yaşında Diyarbakır Barosu’nun Genel Sekreteri’ydim. 16 Mart 1988’de Halepçe’de insanlık tarihinin en büyük katliamlarından birisi yaşandı. 5 bine yakın Kürt El-Enfal Harekâtı sonucunda sarin gazlarıyla yaşamını yitirdi ki o dönemde 200 bin Kürt yaşamını yitirmişti. 16 Mart 2021 tarihinde Diyarbakır’da anma için bir toplantı yapılıyor, gözaltına alınan siyasetçiler var. Geçtiğimiz hafta itibarıyla sorulan soru var, nasıl bu zihniyeti değiştirmediniz de nasıl bu zihniyeti kalıcı hâle getirdiniz onu anlatmaya çalışıyorum. Sorulan soru şu: ‘Sözde Halepçe Katliamı…’ Bakın, Kürtlerin en büyük acısına, insanlığın en büyük acısına eğer bu cumhuriyetin kamu görevlileri ‘sözde’ diyorsa siz Kürt meselesini değil çözmek ancak daha da derinleştirirsiniz” ifadelerini kullandı.
“Kamu görevlisi özür dilemeli”
Aynı tarihlerde Diyarbakır’da olan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile de görüştüğünü anlatan Tanrıkulu, “Orada bakana da söyledim, yapmanız gereken şu: Bu ‘sözde katliam’ lafını kullanan kamu görevlisini getireceksiniz, özür dileyecek; Kürtlerin acısını bu şekilde aşağılayan, ‘Kürtlerin’ demiyorum, insanlığın acısını bu şekilde aşağılayan ve ‘sözde’ diyen bu zihniyeti, bu personeli teşhir edeceksiniz, ‘Olmaz böyle’ diyeceksiniz” dedi.
Keçiören’de Mem Ararat’ın konserinin yasaklanmasına tepki gösteren Tanrıkulu, “Cahit Bey bir telefon aç, Keçiören Belediyesi’ne de ki: ‘Gerçekten, bu sözleşmeyi Kürtçe şarkı söyleneceği için mi iptal ettiniz?’ Arıyorsunuz AFAD’dan bilgi alıyorsunuz, burada paylaşıyorsunuz, bunu da paylaşın, Keçiören Belediyesi sizin belediyeniz. Neden kiraya verdiniz, neden sözleşmeyi iptal ettiniz bunu sorun” diye belirtti.
“Diyarbakır Adliyesi’nde itirafçı yaratılıyor”
Diyarbakır Adliyesi’nde itirafçılar yaratıldığını dile getiren Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Ya, cumhuriyet savcıları ve diğer kamu görevlileri itirafçı yaratıyorlar, sonra aracıları iş adamlarına gönderiyorlar: ‘Adınız bak burada geçiyor, hadi gelin şu kadar para verin, isminizi çıkartalım.’ İş adamı para vermiyorsa gözaltına alınıyor, sonra yine görevliyi gönderiyor ya da aracıyı gönderiyor. Ya, bunlar Diyarbakır Adliyesinde oluyor, oldu. İki gün önce burada konuştum, Bakan tek bir laf etti mi bugüne kadar, tek bir şey söyledi mi bugüne kadar? Bu sadece Diyarbakır Adliyesinde olmuyor, Türkiye’nin bütün adliyelerinde bakın pazarlamaya dönüşmüş bir adliye zihniyeti var ve bunlar sizin iktidarınız döneminde oluyor. Yurttaşlarımız adalete uzaklar, adalete uzaklar, adaleti yerle bir ettiniz gerçekten, bunu içi yanan bir insan olarak söylüyorum. Sizlere kimse ulaşamıyor maalesef bakın, ama bizler bunları duyuyoruz.”
“Düşman ceza hukuku uyguluyorsunuz”
AKP’nin düşman ceza hukukunu uyguladığını aktaran Tanrıkulu, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a ceza verilmesini de eleştirdi. Tanrıkulu, “Ya, asgari kural kan davasında bile yakınlarına, eşine, çocuğuna karışmazsınız, bu en asgari kan davasında böyledir, düşman ceza hukukunda bile yoktur. Çıktı FOX TV’ye, FOX TV’ye ceza; sonra ardından Diyarbakır Adliyesinde altı yıl ceza. Ya, olmaz böyle bir şey gerçekten, biraz okuyun. Bakın, bunlar meseleyi derinleştiriyor, bunlar meseleyi derinleştiriyor. O hâkimlerden siz hesap sorun, biz değil; biz gelince soracağız ama şimdi siz sorun bu yurttaşlarımıza karşı düşmanca ceza hukuku uygulayanlara” şeklinde konuştu.
Katliamı “itibar” kelimesiyle andı
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan da, “Biz, bu coğrafyada Türklerin, Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların barış içerisinde yaşayacağı bir iklimi, bir coğrafyayı inşa etmek zorundayız” dedi. Özkan, Kürtlere yönelik katliam yapıldığını söylerken, konuşmasının devamında Türkleri, Türkmenleri, Araplara da yapıldığını söyledi. Özkan’ın “Bu anlamda, Halepçe Katliamı’nın herhangi bir şekilde itibarsızlaştırılmaya veya gözden düşürülmeye çalışılmasını…” sözlerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel tepki gösterdi.
Özel, “ ‘İtibar’ diyor. Düzelt, düzelt, bunu düzelt” dedi. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da “Katliamın itibarı olmaz ya” sözleriyle tepki gösterdi.
AKP’li Özkan tutanaklarda olmadığını savundu
Sözlerini sürdüren Özkan, tutanaklarda böyle bir ifade olmadığını öne sürerek, şöyle devam etti: “Sosyal medyada ve konvansiyonel medya organlarında da duymuş idik, bu çerçevede, yargısal makamlar nezdinde Halepçe Katliamı’yla ilgili ‘sözde’ adı altında bir beyanın tutanaklarda, zabıtlarda olmadığını istihbar etmiş bulunmaktayız. Aynı şekilde, emniyet ifadelerinde de tutanaklara yansıyan böyle bir ifade yoktur. Bu şekilde, bir ifadeyi kabul edemeyiz. Yapan yanlış yapmıştır, eğer böyle bir delil, bilgi, belge söz konusu olsa bunun elbette başta AK PARTİ olarak bizler de hukuken hesabını, takibini yapmak zorunda olduğumuzu Genel Kurulun bilgisine sunarım.”
Tanrıkulu: O zihniyetle mücadele edilmeli
Özkan’ın ifadelerine yanıt veren Tanrıkulu, konu kendine iletildiğinde inanmadığını ve tutanakları istediğini belirtti. Tutanakları AKP’li Grup Başkanvekili’ne gösteren Tanrıkulu, “Aynen şöyle diyor: ‘Sözde Halepçe katliamı konulu basın açıklaması yapılmış’. Tutanak burada, sorgu tanığı burada. Dolayısıyla, yani ‘Yoktur, yanlıştır, falandır’ demek değil. Mesele, bu acıyı gerçekten aşağılayan zihniyettir. O zihniyetle, o zihniyetin temsilcileriyle mücadele etmektir. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’nden, İçişleri Bakanlığı’ndan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bu tutumu bekliyoruz. O nedenle bunu söyledim yani bizim yurttaşlarımızın tarihindeki en büyük acısının bu şekilde aşağılanmış olmasını kabul edemeyiz” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da tutanakların elinde olduğunu ve istendiği takdirde AKP Grup Başkanvekili ile paylaşabileceklerini belirtti.
Tutanaklar ortaya çıkınca geri adım attı
Tutanakların ortaya çıkması üzerine AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, teyit ettiğini söylediği ve “Böyle bir şey yok” dediği sözlerinden geri adım atarak, “Biz de kabul etmiyoruz; yanlıştır, kabul etmiyoruz, hesabı sorulmalıdır” dedi.
Beştaş: Halepçe Kürt halkına yapılmıştır
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, AKP’li Özkan’ın Halepçe Katliamı’na ilişkin sözlerine dair “Yalnız bu akşam şunu da gördük: Yani her şeyi çalma hastalığı şimdi de Kürtlere yönelik, Saddam Hüseyin diktatörü tarafından yapılan bir katliamı, oradaki Türk, Türkmen herkese yapılmış gibi ifade etti. Öyle bir şey yok. Keşke hiç kimseye karşı katliam yapılmasa biz bunu söylemek zorunda olmasak ama tarihte Halepçe Kürt halkına yapılmış bir katliamdır…” dedi.
Israrla Halepçe Katliamı’na dair sözlerinden geri adım atmayan Özkan, “Halepçe bir katliamdır, yapan diktatördür, canidir, katildir, tarih nezdinde, zaman nezdinde hesabını verecektir, vermiştir, vermeye de devam edecektir” dedi. HDP’li Beştaş’ın “Kime karşı yapıldı?” sorusuna ise Özkan’ın ifadeleri tutanaklara, “Türklere karşı yapılmış bir cinayettir ve Türkler, Türkmenler, Kürtler, Araplar… Toplumsal barışımızı tehdit eden bir cinayettir” diye geçti.
(MA)