Bütün engellemelere rağmen adalet arayışını 250 gündür sürdüren Emine Şenyaşar, “Ailemden 3 kişi öldürdüler, biz de burada adliye önünde ölüyoruz. Ölmeden oğlumu görmek istiyorum” dedi.
AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınlarının 14 Haziran 2018’deki saldırısı sonucu eşi ve iki oğlunu yitiren Emine Şenyaşar ile saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar’ın, Urfa Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti, yarın 250’nci gününe giriyor. Aile, 9 Mart tarihinde Urfa Adliyesi önüne, “Yeter artık adalet gelsin” diyerek oturma eylemi başlattı. Aile, Elazığ Kapalı Cezaevi’nde 3 yıl 5 aydır tek kişilik hücrede tutulan Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılmasını talep ediyor. İşyerlerine dönük 50-60 kişilik bir grubun saldırdığını duyan Şenyaşar, kardeşlerini korumak için iş yerine gelmiş, çıkan arbedede yaşamını yitiren AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız’ın ölümünden sorumlu tutuluyor. Ancak olay yeri raporları ve kriminal incelemede, Yıldız’ın hangi silahla öldürüldüğü tespit edilemedi. Fadıl Şenyaşar’a ait silaha ise Yıldız ailesi fertleri tarafından el konulduğu iddia ediliyor. Fadıl Şenyaşar’a 2 Nisan’da Malatya’da görülen duruşmada 37 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Katliam dosyaları “iş yeri” ve “hastane” olarak ikiye ayrıldı. İş yeri dosyası Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay ve Enver Yıldız’a verilen 18 yıllık hapis cezaları ile sonlandırılırken, 3 yıl 5 ay geçmesine karşı hala hastanede yaşananlara dair dosyada ‘gizlilik’ kararı korunuyor. Aile, ayrıca dosyadaki gizlilik kararının da kaldırılmasını talep ediyor.
Aile taleplerinin karşılanması için başlattıkları nöbet eylemi boyunca şimdiye kadar 6 defa gözaltına alındı. Anne Emine Şenyaşar hakkında, “Erdoğan’a, İçişleri Bakanı ve İbrahim Halil Yıldız’a hakaret” ettiği gerekçesiyle 5 ayrı soruşturma başlatıldı. Anne Şenyaşar hakkında bugün Urfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, İbrahim Halil Yıldız’a “hakaret” ettiği gerekçesiyle açılan davanın ilk duruşması görülecek. Ayrıca katliamda yaşamını yitiren Hacı Esvet ve oğulları Celal ile Adil’in fotoğraflarının bulunduğu pankart nedeniyle Ferit Şenyaşar’a para cezası kesildi. Ailenin adliye yerleşkesinde oturması ise “gerekçe” sunulmaksızın yasaklanıyor.
3 mevsim 21 bin kilometre
Bütün engellemelere rağmen Adalet Nöbeti’ne kesintisiz devam eden anne Emine Şenyaşar, nöbete başladığından bu yana 10 kilo kaybetti. Eylem boyunca bir an gözyaşları dinmeyen anne Şenyaşar’ın gözlerinde oluşan yüzde 70 görme kaybı ve dizlerindeki rahatsızlık, doktor raporlarına da yansıdı. Görmekte ve yürümekte zorlanan Şenyaşar, birçok ilaç kullanıyor. Anne Şenyaşar, tedavi olmayı ise oğlu Fadıl Şenyaşar serbest bırakılana kadar kabul etmeyeceğini belirtiyor. Anne ve oğlu ilkbaharda başlattıkları eylemlerini sonbaharın bitmesine yakın 3 mevsimdir sürdürüyor. Her gün Suruç ilçesinde bulunan evlerinden 42 kilometre yol alarak adliye binası önüne gelen aile, akşam saatlerinde aynı yolu tekrar geri dönüyor. Aile, bu güne kadar “Adalet” uğruna 21 bin kilometre yol kat etti.
Anne Emine Şenyaşar ve oğlu Ferit Şenyaşar ile taleplerini konuştuk.
İki talep
Adalet Nöbeti’ne başladıklarında mevsimin ilkbahar olduğunu hatırlatan Ferit Şenyaşar, kış mevsimine girmeye az bir süre kaldığına dikkat çekti. Adalet mücadelesine başlarken bu denli uzun süreceğini beklemediklerini dile getiren Şenyaşar, “Çünkü taleplerimiz açık ve netti. Türkiye bir hukuk devletiyse, gereği hemen yapılır biz de normal hayatımıza döneriz dedik. İki talep ile oturduk, kardeşim Fadıl 3 yıl 5 aydır hukuksuz bir yere tutuklu bulunuyor, meşru müdafaa yaptı, ancak siyasi baskı altında 37 yıl 9 ay hapis cezasına çaptırıldı. Kardeşimin serbest bırakılması talebi amasız fakatsız vazgeçemeyeceğimiz bir taleptir. İkinci talebimiz ise hastanede yapılan katliama dair gizlilik kararı korunan dosyanın açılması. Babam ve kardeşlerim devlet hastanesinde, devlet kurumunda çalışan memurların gözlerinin önünde katledildi” diye konuştu.
Vatandaş değil miyiz?
Taleplerinin hukuki olduğunun altını çizen Şenyaşar, “Savcılar taleplerimizi karşılamak yerine ‘biz bu aileyi nasıl buradan kaldırabiliriz’ arayışı içine girdiler. Bizi buradan kaldırmak için denemedik yöntem bırakmadılar. Hukuksuz bir şekilde birçok kez gözaltına alındık. Annemin ağıtlarından bir kelime bahane edilerek hakkında dava açıldı. Dosya savcısının adliye binası içinde odasının kapısında ismi var, ancak 4 aydır kendisi içerde yok. Süresiz izne ayırmışlar. Biz adliyeye girdiğimizde başsavcı binanın arkasından kaçıyor. Neden kimse bizi umursamıyor? Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz?” diye sordu.
Taş olsa çatlar
Adalet istedikleri için 250 gündür zulüm gördüklerini vurgulayan Şenyaşar, “Bu zulmü her gün önümüzden geçen başsavcı görüyor. Burada annenin yerinde bir taş olsaydı çatlardı. Türkiye topyekun bu zulmü izliyor. Savcılar görevlerini yapmalarına izin verilmiyorsa, istifa etsinler” dedi. Adalet Nöbeti boyunca destek ziyaretleri sayesinde ayakta kalabildiklerini vurgulayan Şenyaşar, “Halktan aldığımız destek sonucu burada oturabiliyoruz. Umutluyuz. 8 aydır buradayız, yetkililer henüz bir adım atmamış olsalar da biz umudumuzu yitirmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yıldız itiraf etti
Geçtiğimiz aylarda katıldıkları bir televizyon programına, kendilerinden sonra telefon ile bağlanan AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın eşi Pınar Yıldız’ın, “dava dosyası açılsın, suçlu kimse açığa çıksın” dediğini hatırlatan Şenyaşar, “Milletvekilinin eşi katıldığı TV programında eşinin katliam esnasında hastanede olduğunu kabul etti. Bu bir itiraftır. Savcılar bu itiraf üzerinden gerekli yasal işlemleri yapmaları gerekir, ancak maalesef böyle bir şey olmadı. Milletvekili şu an Meclis’te. Halkın kürsüsüne çıksın ve ‘bu katliamı ben yapmadım, talimat vermedim’ desin. Milletvekili çıksın çağrı yapsın, ‘dosyada neden gizlilik var?’ desin” diye belirtti.
Şenyaşar, talepleri karşılanana kadar Adalet Nöbeti’ni devam ettireceklerinin altını çizerek, devamında şunları söyledi: “Bu zulüm bitene kadar adalet diye haykırmaya devam edeceğiz. Daha önce adalet talebimizi farklı illerden dillendirmiştik. Önümüzdeki günlerde de farklı illere gideceğiz. Yeniden Ankara’ya gideceğiz. Biz mağduruz. Katliama uğradık. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kimlik kartlarını taşıyoruz. Neden kimse taleplerimizi görmüyor. Bizi vatandaş olarak görüyorlarsa derhal gerekli adımlar atılmalı. İktidar milletvekilini korumayı bırakmalı.”
“Gözyaşlarımı görmüyorlar mı?”
Anne Emine Şenyaşar ise her geçen gün sağlık sorunlarının arttığını belirterek, “Yaşım 65. Evde torunlarım ile oturup zaman geçirmem gerekirken, 250 gündür adliye binası önüne geliyorum. Evde oturamıyorum. Artık yeter, gözyaşlarımı görmüyorlar mı? Artık anneler ağlamasın” dedi.
“Öleceksem burada öleyim”
Adalet Nöbeti’ne başlamadan önce sağlık sorunları olmadığını dile getiren Şenyaşar, “Ailemden 3 kişi öldürdüler, biz de adliye önünde ölüyoruz. Ya bizi tutuklasınlar oğlumun yanına koysunlar ya da oğlumu bıraksınlar eve gelsin. Her gün oğlum için ağlıyorum. Ölmeden oğlumu görmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Şenyaşar, Urfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, İbrahim Halil Yıldız’a “hakaret” ettiği gerekçesiyle açılan dava duruşmasına dair, “Çocuklarımı katledenler ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Kimin katliam yaptığını yetkililer biliyor. Ancak onlara dokunmak yerine bize dava açıyorlar. Adalet sağlanmadan buradan kalkmayacağım, öleceksem burada öleyim” şeklinde konuştu.
(Emrullah ACAR/MA)