Göç İdaresi Başkanlığı’nın sosyal paylaşımları nedeniyle yedi mülteci hakkında sınır dışı kararına karşı sivil toplum örgütleri ortak açıklama yayımladı. Açıklamada, “Kimse ifade özgürlüğünü kullandığı için sınır dışı edilemez” denildi.
‘Mültecilerin muz yediği fakat Türkiyeli vatandaşların yiyemediğine’ dair sosyal medya paylaşımının ardından yaşanan gelişmeler üzerine 16 sivil toplum örgütü ortak açıklama yayınladı. Açıklamada, “Mültecilerin sosyal medyada verdiği tepki tamamıyla ifade özgürlüğü kapsamındadır ve kimse ifade özgürlüğünü kullandığı için sınır dışı edilemez” denildi.
Bir sokak röportajında, “mültecilerin muz yediği fakat Türkiyeli vatandaşların yiyemediğine” dair sözlerin ardından sosyal medya üzerinden mültecilere yönelik artan tepkiler üzerine, Göç İdaresi Başkanlığı 7 mülteci kişi hakkında sınır dışı kararı verileceğini duyurmuştu. Daha sonra, konuyla ilgili “provakatör” paylaşım yapan 11 yabancının gözaltına alındığı ve bu “provakatör” videoları paylaşan 31 kişinin de kimliğinin belirlendiğine dair haberler medyaya yansımıştı.
Bu gelişmeler üzerine aralarında İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM), İnsan Hakları Derneği (İHD), Hak İnisiyatifi, Medya ve Göç Derneği’nin bulunduğu 16 STK ortak açıklama yayınlayarak ifade özgürlüğüne dikkat çekti.
Açıklamada, siyasilerin ve medyanın hedef göstermesi sonucunda derinleşen ekonomik krizin tüm sorumlusunun mülteciler olarak görülmesinin kutuplaşmayı arttırdığı; bir arada yaşamaya yönelik bir söylemin hâlâ oluşturulmamış olmasının çatışmaların kaynağını oluşturduğu ifade edildi.
Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğu ve sözleşmenin 10. Maddesinin “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamları tarafından müdahale edilmeksizin ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın, görüş sahibi olma, bilgi ve düşünceleri edinme ve yayma özgürlüğünü içerir” hükmünü içerdiği de hatırlatıldı.
Açıklamada ayrıca, 1951 Mültecilerin Hukuku Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’nin 33. Maddesine göre “Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir” hükmünün de Türkiye dahil herhangi bir ülkenin çekince koyma hakkı bulunmadığı vurgulandı.
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun (YUKK) 54. Maddesinde kimlerin sınır dışı edilebileceğine dair hususları içerdiği ve şiddet içermeyen, şiddeti özendirmeyen, muz yiyerek bir tepki ortaya koyan eylemin YUKK 54. Maddenin hiçbir bendinde sınır dışı nedeni olarak belirtilmediğine de dikkat çekildi.
Açıklamanın sonunda “Mültecilerin sosyal medyada verdiği tepki tamamıyla ifade özgürlüğü kapsamındadır ve kimse ifade özgürlüğünü kullandığı için sınır dışı edilemez. Türkiye’yi ulusal mevzuatına uymaya ve uluslararası sözleşmelerde verdiği sözü tutmaya davet ediyoruz ve öncelikle söz konusu paylaşımları yapan mülteciler için sınır dışı işlemlerinin bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz. Ayrıca, her an, mültecilere yönelik ayrımcı ve nefret söylemi üretenlere karşı gerekli yargısal önlemlerin alınmasını talep ediyoruz.” ifadeleri yer aldı.
Açıklamaya imza atan STK’lar:
Eşitlik Çalışmaları Derneği
Fikir ve Sanat Derneği Çocuk Hakları Merkezi (FİSA)
Göç Araştırmaları Derneği (GAR)
Hak İnisiyatifi
Halkların Köprüsü Derneği
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM)
İnsan Hakları Derneği (İHD)
İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD)
İzmir Barosu
Kaos-GL
Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi
Medya ve Göç Derneği
Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der)
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV)
Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu
Yurttaşlık Derneği