“Eymür’ün açıklamaları, devletin insanlığa karşı işlediği suçların itirafıdır” diyen İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, savcıları harekete geçmeye çağırdı.
Diyarbakır’da, kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şube üyeleri, faili meçhul cinayetlerle katledilenler ile gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini ve faillerini sormak için 665’inci kez Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla yapılan eyleme, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri de katılarak destek verdi.
Katledilen ve kaybedilen isimlere ait fotoğrafların taşındığı eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, devletin 90’lı yıllarda Kürt illerinde giriştiği zorla kaybettirme ve işkence uygulamalarını dile getirmek için bir kez daha bir araya geldiklerini dile getirerek, insanlık dışı uygulamaların devletin “cezasızlık” politikasından kaynaklandığını ifade etti.
“Açıklamalar delil niteliğinde”
Zeytun, konuşmasının devamında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün henüz görevde bulunduğu dönemde yürüttükleri faaliyetlere dair kamuoyuna yansıyan açıklamalarına dikkat çekti. Zeytun, Eymür’ün açıklamaları için, “Adliye koridorlarında, meydanlarda, mahkeme salonlarında ifade ettiğimiz şeyleri tekrarlamıştır” dedi.
İHD Başkanı Zeytun konuşmasına şöyle devam etti: “Aynı zamanda delil niteliğinde olan bu açıklamalarıyla eksik de olsa bu karanlık döneme ilişkin itiraflarda bulunmuştur. Bu açıklamaların içerisinde devletin 90’lı yıllarda hukuka karşı politikası ve insanlığa karşı suçları itiraf edilmiştir. 90’lı yıllardaki bu hukuksuzluk rejiminde Eymür’ün beyanları, dönemin politikasına uygun bir şekilde devlet destekli yapıların, suçları ve bu suçların sürekliliğini sağlayan devletin politikalarının ifadesidir.”
Dönemin devlet politikasını bilen ve içinden biri olarak Eymür’ün açıklamalarının olayların faillerinin tespiti için yeterli somut veriler bulundurduğunun altını çizen Zeytun, “Devletin politikalarından kaynaklı uygulamalarından doğan insanlığa karşı bu ağır ihlal mirasıyla devletin yüzleşme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sebeple savcılar harekete geçmeli ve ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı dönemdeki tüm kamu görevlileri dahil yetkilileri ve birimlerin sorumlularını tespit edecek bağımsız bir soruşturma yürütmelidir” çağrısında bulundu.
Halis Kılıç’ın failleri soruldu
Zeytun’un konuşması ardından İHD Şube Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, 20 Mart 1994’te Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Geliyé Cumaté (Cumat) köyünde askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülmüş halde bulunan Halis Kılıç’ı anlattı.
Akdeniz’in açıklamasından sonra oturma eylemi yapıldı.
(Duvar)