Van Barosu, cezaevinde tutuklulara yönelik kötü muamele ve işkence uygulandığı tespit edilen hak ihlallerini raporlaştırdı. Yaşanan hak ihlallerinin ve yasal süreçlerin takipçisi olduklarını kamuoyuna duyurdu.
Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi ve Van Tuhay-Der cezaevindeki insan hakları ihlallerinin tespit edilmesi, hak ihlallerinin önlenmesi, yetki ve sorumluluğu olan kişilerin bu ihlalleri sonlandırmasına ve bu doğrultuda etkili soruşturma yürütülmesine yönelik harekete geçinilmesini sağlamak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla “Van F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Hak İhlali Raporu” yayımladı.
25 Ekim 2021 tarihinde yayınlanan rapora göre:
Van Barosu Cezaevi Komisyonu, ÖHD Van Şubesi, İHD Van Şubesi 18 Ekim 2021 tarihinde Van F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne ziyaret gerçekleştirdi.
Görüşülen tutuklular: “14 Ekim tarihinde hapishane idaresince siyasi mahpusların bulunduğu 4 odanın, yeni tutuklanan mahpusların koyulacağı gerekçesiyle boşaltılmak istendiğini, 3 odayı boşaltmayı kabul ettiklerini, ancak son odayı boşaltmak için bir gerekçe olmaması ve hapishanede bu oda yerine kullanılabilecek boş oda olması sebebiyle oda değişimini kabul etmediklerini, tutuklulardan H.A. ve oda arkadaşlarının hakaret ve darba maruz kaldığını, tepki olarak tüm siyasi mahpusların kapı vurma eylemi yaptıklarını, 30 mahpusun süngerli oda denilen yere götürüldüğünü ve yarım saat burada kalabalık bir şekilde ve karantinadaki mahpuslar ile karma bir şekilde bekletildiklerini, görüşmeler neticesinde eylemin sonlandırıldığını ve 30 mahpusun odalarına geri getirildiklerini” ifade etti.
22 Ekim 2021 tarihinde görüşülen mahpus O.E.: “20 Ekim günü odalara baskın yapılarak 15 mahpus darp ve hakarete maruz bırakılarak süngerli odaya götürüldü” dedi.
Rapor komisyonu, tutuklu mahpuslarla görüşmeyi tamamlandıktan sonra kendisinin nöbetçi müdür olduğunu belirten idari personele görüşme hususlarını aktardıklarını ve konu ile alakalı bilgilerinin olup olmadığını sorduklarını ifade etti. Rapor komisyonunun ifadelerine göre idari personel tarafından “yönetmelikten kaynaklı olarak, aynı koridorda aynı örgüt kapsamında tutuklu bulunan 3 oda bulunamayacağı gerekçesiyle oda değişimi yapmak istediklerini, mahpusların 2 oda değişimini kabul edip, son odayı değiştirmeyi kabul etmediklerini, bunun üzerine yapılan eyleme orantılı bir şekilde güç kullanarak müdahale edildiğini, 30 mahpusun süngerli odaya alındığını ve yarım saat sonra geri odalarına götürüldüğü” aktarıldı.
İnfaz koruma memurları tarafından 3 mahpusun hakaret ve darba maruz kaldığı iddiasının sorulması üzerine nöbetçi müdür tarafından birçok mahpusun darp ve cebir raporu için sağlık birimine çıkmadığı, çıkanlara ise herhangi bir rapor verilmediği aktarıldı.
Konu ile alakalı cezaevi savcısı ile görüşme yapmak isteyen heyete randevu verilmedi.
Raporda sonuç olarak şunlar yer alıyor:
“Van F Tipi Hapishanesi’nde kalabalık gruplar halinde mahpusların odalarına girilerek mahpusların rızası dışında oda değişikliklerinin yapılmak istenmesi, kabul etmeyen mahpusların darp edilmesi ve hakarete uğraması, 30 mahpusun pandemi kuralları, sosyal mesafe ve diğer tedbirler hiçe sayılarak kalabalık gruplar halinde süngerli odaya götürülmesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi ve Anayasa’nın 17. Maddesi, AHİM içtihatları, 5275 Sayılı Kanun ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararı bağlamında insan onuru ile bağdaşmayacak tutum ve davranışların sergilendiği görüldü.”
“Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence ve kötü muamele yasağı ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ile personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.”
“Hem ulusal hem de uluslararası hukukta işkence ve kötü muamele açıkça ve mutlak surette yasaklanmıştır. Bir başka deyişle hiçbir hal ve durumda, hiç kimseye işkence yapılamaz. Devletler, taraf oldukları sözleşmelerde yer verilen işkence yasağını da göz önünde bulundurarak, bu tür uygulamalara tamamen son vermeli ve hapishanelerde işkencenin önlenmesi için gerekli tedbirleri almalıdır. Bu husus, devletlerin işkence ve diğer insan hakları ihlallerinin önlenmesine dair aktif yükümlülüklerinin bir gereğidir.”
“İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia eden kişi/lerin, yaşanan hak ihlalinin soruşturulmasını isteme, bir başka anlatımla sorumlularla ilgili şikâyette bulunma hakkı vardır. Bu hakkın en etkin ve sonuç alıcı şekilde kullanımının sağlanması gerekmektedir.”
“Şunu da hatırlatmak gerekir ki işkence suçu doğrudan soruşturulacak ve kovuşturulacak suçlardan olduğundan işkence suçunu işleyen memur ve diğer kamu görevlilerinin soruşturulması için izin alınmasına gerek olmayacaktır. Ayrıca belirmek gerekir ki TCK m.94/6 uyarınca işkence suçu zamanaşımına uğramamaktadır.”
“İnceleme neticesine göre kasti ve ihmali bulunanlar hakkında da adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve haklarında başlatılan soruşturmalar etkin bir şekilde yürütülmelidir.”
Van Barosu, raporda belirtilen hususlara ilişkin, adli ve idari makamlarca kasti ve ihmali bulunanlar hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması ve başlatılacak olan soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti. Yaşanan hak ihlallerinin ve yasal süreçlerin takipçisi olduklarını kamuoyuna duyurdu.