İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaparken 685 sayılı KHK ile ihraç edilen Dr. Savaş Karabulut, OHAL Komisyonu kararıyla görevine iade edildi. Ancak cezalandırma devam ediyor. YÖK’ün Karabulut’a sunduğu tercih listesinde kendi üniversitesi ile üç büyük il yer almıyor!
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaparken 685 sayılı KHK ile ihraç edilen Dr. Savaş Karabulut, OHAL Komisyonu kararıyla görevine iade edildi. YÖK’ün Karabulut’a sunduğu tercih listesinde kendi üniversitesi ve üç büyük il yer almayacak!
Bilindiği gibi, “Bu suça ortak olmayacağız!” bildirisini imzalayan akademisyenlerin yaklaşık 400’ü (2020 Sonbahar raporuna göre 406 akademisyen) KHK’lar ile ihraç edilmişti. OHAL Komisyonu kararı ile görevine iade edilmiş Barış Akademisyeni yok.
KHK’lar ile ihraç edilen Barış akademisyenleri dışında politik kimliği ve sendikal faaliyetleri nedeniyle de akademisyenler KHK’larla görevlerinden ihraç edildiler. Eğitim Sen’e üye 39 akademisyen bu biçimde ihraç edildi bugüne kadar. Dr. Savaş Karabulut bu durumdaki akademisyenlerin ilk örneklerinden biri.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından gündeme gelen OHAL hukuku çerçevesinde OHAL Komisyonu kararı ile görevine iade edilen akademisyenlere ilişkin prosedürün ne olacağı da çıkarılan KHK ile düzenlendi. Bu kapsamda çıkarılan KHK’ya göre, YÖK bir tercih listesi sunuyor, bu tercih listesinde göreve iade edilen akademisyenin kendi üniversitesi ile Ankara, İstanbul, İzmir ilindeki üniversiteler yer almıyor. Akademisyen kendisine sunulan tercih listesindeki bir üniversiteyi seçebiliyor. Bu uygulama sürgün cezalandırması olarak görülüp sert biçimde eleştiriliyor.
Dr. Savaş Karaduman da YÖK’ün kendisine sunduğu tercih listesinden bir üniversiteyi tercih edecek. Görüşüne başvurduğumuz Eğitim Sen’in 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Beyzade Sayın, Eğitim Sen’in Dr. Savaş Karabulut adına bu uygulamayı dava edeceğini söyledi.
Beyzade Sayın, söz konusu uygulamayla ilgili olarak şu görüşleri de dile getirdi:
“Öncelikle haklarında herhangi bir yargı kararı olmadan KHK ile yapılan ihraçları kabul etmemiz mümkün değil. Savaş Karabulut gibi 29 Ekim 2016 tarihinde ve daha sonra çıkarılan KHK’ler ile ihraç edilen arkadaşlarımız emek, barış, demokrasi ve sınıf mücadelecileridir. Bu arkadaşlarımızın bir kısmı ise barış imzacısıdır. Aslında bütün arkadaşlarımız keyfi ve hukuksuz bir şekilde ihraç edildiler.
Ayrıca bu arkadaşlarımız asistan hareketinin öncülerinden, 50/D asistan mücadelesini örgütleyen her biri bulundukları fakültelerin işyeri temsilciliğini üstlenmiş arkadaşlarımızdı. Savaş arkadaşımız da Mühendislik Fakültesi asistan ve işyeri temsilcisiydi. Bir bütün olarak siyasal iktidar kendine muhalif olarak gördüğü, emek, barış ve demokrasi mücadelesi veren sınıf arkadaşlarımızı seçerek, sınıf mücadelesiyle birlikte toplumsal muhalefete de gözdağı vermiştir.
Üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler, OHAL inceleme komisyonu eliyle işlerine iade edildikten sonra bile başka bir ceza ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Çıkarılan bir KHK ile kendi üniversitelerine ve İstanbul, Ankara ve İzmir dışında bir ile “sürgün” olarak gönderiliyorlar. Bu aynı zamanda arkadaşlarımızın rotasyona tabi tutulması ve cezalandırılması anlamını taşımaktadır. Bizler bu uygulamayı da yargıya taşıyarak arkadaşlarımızın ihraç edildikleri kuruma geri dönmeleri için her türlü mücadeleyi hep birlikte sürdürmeye kararlıyız.”