AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Soros artığı’ ifadeleriyle hedef aldığı tutuklu iş insanı Osman Kavala, “Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum.” dedi.
Dört yıldır tutuklu bulunan iş insanı ve Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik açıklamalarının ardından yazılı bir açıklama yaptı.
‘Soros artığı’ gibi ifadelerin son derece esef verici olduğunu kaydeden Kavala, “Ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının şeffaf biçimde desteklenmesi amacıyla yasalara uygun biçimde kurulmuş ve faaliyet göstermiş olan Açık Toplum Vakfı’nın yönetim kurulunda diğer yönetim kurulu üyeleri gibi görev yaptım. Hiçbir dönemde başkanlığını üstlenmedim, Açık Toplum Vakfı’nı ya da George Soros’u temsil eder nitelikte bir yetkim, statüm olmadı” dedi.
“AKP ile Sorus’un diyaloğu devam etmiş”
Kavala, şöyle devam etti:
“George Soros’un Türkiye ziyaretlerinde Vakıf yönetim kurulu üyeleriyle benim de katıldığım görüşmeleri, Vakfın çalışmaları ile ilgili sivil toplum faaliyetleri kapsamında gerçekleşti. Bildiğim kadarıyla, Sayın Erdoğan George Soros ile bu Vakfın kuruluşundan önceki bir tarihte tanışmış ve Soros’un en son Kasım 2015’te Türkiye’ye yaptığı ziyaret sonrasına kadar, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mensup siyasetçiler ve Cumhurbaşkanı’nın danışmanları ile Soros’un diyaloğu devam etmiş. Ben bu görüşmelere dâhil olmadım, içerikleri hakkında da bilgi sahibi değilim.
“Adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadı”
Bana yöneltilen suçlamalar herhangi bir delile dayanmıyor olmasına rağmen dört yıldır tutukluyum. Cumhurbaşkanı’nın hüküm giymemiş ve yargılaması devam etmekte olan bir kişiye yönelik aşağılayıcı ve lekeleyici ifadeleri, insan haysiyetine saldırı niteliğindedir. Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır. Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum. Hukuk devletini savunan bir yurttaş olarak, yargının maruz kaldığı bu durumu meşrulaştırıcı bir edimde bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2019’daki bağlayıcı kararına, altı kararına ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin derhal serbest bırakılmasını talep eden bir geçici karara rağmen, Osman Kavala serbest bırakılmıyor.