Kürtçe şarkı söyledikleri gerekçesiyle Leyla Güven ve 8 tutukluya verilen disiplin cezasının gerekçeli kararında, şarkı söylemenin “cezaevi güvenliği için tehdit” olduğu belirtildi. Ayrıca hakimlik, Güven’in Kürtçe savunma yapmak istemesini “susma hakkı” olarak değerlendirildi.
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş başkanı Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eş başkanı Hülya Alökmen, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) eski Genel Başkan Yardımcısı Fethiye Ok, Beritan Anahtar, Emine Erkan, Nuray Çelik, Dicle Bozan, Mihriban Şorli, Remziye Yaşar’a Kürtçe şarkı nedeniyle Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından 20 Ağustos’ta 1 aylık iletişim yasağı cezası verildi.
Karara karşı avukatların Elazığ İnfaz Hakimliği’ne yaptığı itiraz da 15 Eylül’de reddedildi.
İtirazın reddedilmesi kararının gerekçesini açıklayan hakimlik, Güven’in Kürtçe savunma yapmak istemesini “susma hakkı” olarak değerlendirildi. Kararda, Güven’in soruşturma aşamasında Türkçe ifade vermesi nedeniyle Kürtçe vermesinin hakimlikçe kabul edilmediği, tercüman ücretinin kendisi tarafından ödenmesi seçeneğinin Güven tarafından kabul edilmemesi nedeniyle Kürtçe savunmaya izin verilmediği kaydedildi.
“Ceza infaz kurumu tarafından kurumun düzeni ve güvenliği için bir tehdit”
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre cezanın “gereksiz yere marş” gerekçesiyle verildiği belirtilen kararda, şunlar kaydedildi: “Önemli olan slogan ve marşın gerekli olup olmaması değil, slogan atma veya marş söylemek eylemi nedeniyle ceza infaz kurumunda güvenliği, disiplinin ve düzenin bozulup bozulmadığıdır. Eğer slogan atılması ve marş söylenmesi eylemi nedeniyle ceza infaz kurumunda güvenlik, düzen ve disiplin zarar görmüyorsa, sloganın konusu ne olursa olsun ilgilinin cezalandırılması mümkün değildir. Ancak içeriği suç teşkil etmese bile atılan slogan nedeniyle belirtilen kavramlar zarar görüyorsa ilgilinin cezalandırılması yoluna gidilecektir. Elbette ki ceza infaz kurumlarında, güvenlik ve disiplin kavramı, diğer hayat alanlarına göre daha farklı, sert ve belirgin olarak tanımlanmalıdır. Eyleme konu olan olayın terör örgütü lehine atılan slogan ve söylenen şarkılara ilişkin olması ve toplu hareket edilmesi, ceza infaz kurumu tarafından kurumun düzeni ve güvenliği için bir tehdit olarak değerlendirilmiştir. Bu tehdide yönelik Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından eylemin niteliğine, usul ve yasaya uygun bir disiplin cezası ile düzenin ve güvenliğin bozulmasını engellemeyi hedeflemiştir.”
Hakimlik kararında, Kürtçe şarkı söyleyip halay çekmenin disiplin ve düzen bozulması ile güvenliği nasıl tehdit ettiğine ise değinmedi.
Hakimliğin bu kararına karşı avukatlar, Elazığ 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edecek.