Cumartesi Anneleri’nin 700. haftasında yapılan polis saldırısı sonrası kapatılan Galatasaray Meydanı’nda ki abluka önceki günlerde kaldırılmıştı. Annelerin bu haftaki çağrısıyla meydan yine polis ablukası altına alındı.
Galatasaray Meydanı; Cumartesi Anneleri’nin, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve belli olan faillerin yargılanması için sürdürdüğü uzun soluklu bir mücadelenin meydanı… 25 Ağustos 2018 tarihinde, oturma eyleminin 700’üncü haftasında toplanan Cumartesi İnsanları’na polisler tarafından biber gazı ve plastik mermiyle müdahale edilmiş, polis saldırısı sonrası meydan bariyerlerle abluka altına alınmıştı. O günden 21 Eylül gecesine kadar bariyerlerle çevrili olan Galatasaray Meydanı’da 160 hafta sonra abluka kaldırıldı. Fakat üç gün sonra polisin bariyerleri ve zırhlı araçlarıyla yeniden işgal edildi.
Polisin, bariyerleri kaldırma hamlesinden sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, iktidarın her an kararını değiştirerek, tekrardan bariyerleri koyma ihtimalinin olduğuna dikkat çekmişti. Yoleri, “Çünkü ‘demokratikleşme, insan hakları’ dediği günün ardından çok ciddi baskılar kurabiliyor. AKP iktidarı döneminde kısmı özgürlükler sağlandıysa da bu AKP’nin iradesiyle olmadı. İçerideki toplumsal muhalefet ve dış baskılar sonucu oldu. Bu gün burada Galatasaray Meydanı’nı özgür görüyoruz. Çok mutlu olduk. Umuyoruz ki devlet sorumluluklarını bilerek davranır” ifadelerinde bulundu. Yoleri, aksi bir durum olmadığı taktirde bu hafta Cumartesi günü annelerle birlikte meydanda olacaklarını aktardı.
Ancak Galatasaray Meyda’nı, bu açıklamalardan sonra gece saatlerinde polisler tarafından bariyerlerle kapatıldı. Zırhlı araçların getirildiği meydanda polisler yeniden nöbet tutmaya başladı.
700 hafta önce ne olmuştu?
Eylemden önce emniyet görevlileri tarafından, kaymakamlığın 700. hafta oturmasının keyfi bir şekilde yasaklandığı bildirdi. Cumartesi insanları ise 699 haftadır aynı meydanda oturduklarını ve 700. haftada yine oturacaklarını söyledi. Meydana yürümek isteyen kalabalığa polis göz yaşartıcı gaz ve boyalı mermi kullanarak müdahale etti. Ardından oturma eylemi için buluşan yüzlerce kişi ters kelepçeyle gözaltına alındı. Eylemde iki fotoğraf kamuoyunun gündemine oturdu. Bu fotoğraflardan ilki Gazi Olayları sürecinde 21 Mart 1995’te kaybolan Hasan Ocak’ın annesi 82 yaşındaki Emine Ocak’ın iki kadın polis tarafından sürüklenerek alandan çıkarılmasıydı.
İkincisi ise 2007 yılında öldürülen gazeteci Hrant Dink’in oğlu Arat Dink’in polis tarafından gözaltına alınmak istenirken HDP’li milletvekilleri Garo Paylan, Ahmet Şık ve Hüda Kaya’nın onu tuttuğu fotoğraftı.