Ozan TÜRKÖZ yazdı: “Stadyumda tutuklu arkadaşlarına moral vermek için şarkı söylemeye başlamış ve orada bir de şarkı bestelemişti. Önce şarkı söylemesini engellemeye çalıştılar işkence altında bile şarkı söylüyordu, bir daha gitar çalamasın diye ellerini ve bileklerini kırdılar”
11 Eylül’den bahseden bir yazı olacak bu ama Amerika’nın değil Şili’nin 11 Eylül’ünden. Bu tarihe gelmeden önce başka duraklara uğrayacağız.
1932 yılının 28 Eylül günü San Ignacio, Şili’de doğan Victor Jara, çocukluğunu büyük bir yoksulluk içinde geçirdi. Babası okuma yazma bilmeyen bir çiftlik çalışanıydı ve çalışmasının karşılığında eline çoğu zaman para yerine bir miktar yiyecek verilen bir işçiydi. Biraz okuma yazma bilen annesi en azından harfleri öğrenmeleri için çaba sarf ediyor onları elinden geldiği kadar eğitmeye çalışıyordu. Victor’un annesi aynı zamanda bir “contador”du. Bölgede düzenlenen parti, tören, düğün gibi etkinliklerde gitar çalar şarkı söylerdi. Annesinin Santiago’da bir lokantada düzenli bir iş bulmasıyla oraya taşındılar ve böylece Victor’la kardeşlerinin okuma imkanı ortaya çıktı ancak girdiği ticaret lisesini bitiremeden annesinin ani ölümüyle aile dağıldı. Annesi ölüp, babası da kardeşleri ve onu terk ettiğinde Victor 15 yaşındaydı. Önce okulu bıraktı, yaşadığı bunalımlı dönemde papaz olmaya karar verdi ve 2 yıl boyunca ilahiyat okuduktan sonra onu da bıraktı. Bütün bu süre zarfında bırakmadığı tek şey gitarıydı belki de. İlahiyat okulunun ardından tiyatroya merak salarak tiyatro okuluna yazıldı, bunu yanlarında kaldığı kardeşinin kocasından saklıyordu, Şili’de aralarında Carmina Burana gibi eserlerin de olduğu birçok oyunda rol aldı, ardından tiyatro yönetmenliği yaptı, Bu dönemde Şili siyasetiyle ilgilenmeye başladığı gibi, ileride evleneceği Joan Turner ile de tanıştı.
1960’ların sonlarında Küba devriminin Latin Amerika’da estirdiği rüzgar tazeliğini korurken Şili’de de Marksist Salvador Allende, sosyalistler, komünistler, liberaller ve Hristiyan demokratlardan ayrılanlarla birlikte kurulan Unidad Popular‘ın (Halk Birliği) adayı olarak seçime girmeye hazırlanıyordu. Victor, bir yandan tiyatro yönetmenliğine devam ediyorsa da enerjisini daha çok müziğe vermeye başlamış ve ilk albümünü çıkartmak için çalışıyordu. Tiyatro yerine müzik alanında çalışırsa, kendini toplumun daha geniş kesimlerine ifade edebileceğini düşünüyordu. Latin Amerika’da başlayan ve daha sonraları en önemli temsilcilerinden kabul edileceği “Yeni Şarkı” hareketine katılmış, doğa ve insan merkezli bir sanat anlayışıyla, toplum yaşamında sıradan bireylerin gündelik dertlerine, yoksulluğa dair şarkılar besteliyor, yerel enstrümanların yanı sıra gitar da rock müzik tınılarıyla onlara eşlik ediyordu.
Yoksul ve zengin ayrımının çok keskin yaşandığı Şili’de toprak evlerde oturan yoksul halk, zengin mahallerindeki evlerin panjurları kapandığında başlarına kötü şeyler geleceğini anlardı. Bakır madenleri Amerikalı dev şirketler tarafından sömürülen ülkede, Allende’nin seçimi kazanmasının ardından madenlerin kamulaştırılmasına karşı çıkan şirketin (ITT) CIA’e başvurarak sorunun çözümünü istediği ortaya çıkmıştı.
Victor artık sadece Şili’de değil Latin Amerika’nın tamamında tanınan bir sanatçı haline gelmiş birçok yerde konserler düzenliyordu, bir yandan üniversitelerde gençlere ders veriyor sürekli toplumun içinde onlarla bir arada olmak için gayret gösteriyor diğer yandan da yeni şarkılar besteliyordu. Yeni Şarkı Hareketi başta o olmak üzere Mercedes Sosa, İnti İllimani, Quilapayun, Carlos Puebla gibi yüzlerce müzisyeni etkileyerek Latin Amerika’nın sınırlarını aşmış İspanya’ya kadar ulaşmıştı.
Allende iktidarının üçüncü yılında hala büyük bir toplumsal desteğe sahip olmasına rağmen CIA’in büyük katkıları da alınarak terörize edilen toplumsal yaşam, kamulaştırmaların engellenmesini sağlayan “danışma şartı” gibi yasal düzenlemeler, ordunun hükümete karşı bir darbe hazırlamasının önünü açmıştı.
General Agusto Pinochet, Allende tarafından Şili Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığına getirildikten birkaç hafta sonra, 11 Eylül 1973 günü darbe yaptı. Amerika’nın CIA eliyle yoğun destek verdiği bu darbe aynı zamanda Latin Amerika’da seçimle iş başına gelen Marksist bir devlet başkanına yapılan ilk karşı darbe olma özelliğini taşıyordu.
11 Eylül sabahı darbe haberlerini evinde radyodan dinleyen Victor, o gün üniversitedeki bir sergi açılışında şarkı söyleyeceği için hazırlıklarını yapmıştı, gelişmeler üzerine üniversiteyi aramış ve öğrencilerin okulda toplanmaya başladığını öğrenmişti, bunun üzerine üniversiteye gitmeye karar verdi. Eşi Joan, onu uğurladıktan sonra evde merak ve tedirginlik içinde beklemeye başlamış ve günün ilerleyen saatlerinde Victor onu telefonla arayarak orada durumun çok karışık olduğunu, sokağa çıkma yasağı yüzünden belki de bu gece üniversitede kalması gerekeceğini söylemişti. Oysa Victor bunları söylerken okulun çevresi çoktan sarılmış ve darbeci askerler içerideki öğretmen ve öğrencileri Şili Stadyumu’na götürmeye başlamışlardı.
Joan, Victor’dan bir daha haber alamadı, sadece stadyumdan çıkmayı başarabilen biri onu arayarak bir mesaj iletmişti. Victor bu mesajda stadyumdan çıkmasının mümkün görünmediğini, cesur olmasını ve çocuklara iyi bakmasını söylüyordu.
Stadyumda tutuklu arkadaşlarına moral vermek için şarkı söylemeye başlamış ve orada bir de şarkı bestelemişti, çalıp söylüyordu, tanınan biriydi; tanıdılar. Önce şarkı söylemesini engellemeye çalıştılar işkence altında bile şarkı söylüyordu, bir daha gitar çalamasın diye ellerini ve bileklerini kırdılar, şarkı söylüyordu, öldürdüler, şarkıları herkes tarafından söyleniyordu.
Son sözü eşi Joan’a bırakıyoruz:
“…18 Eylül günü sabahın erken saatlerinde eve Victor’un cesedinin teşhis edildiğini söyleyen bir genç geldi… Makineli tüfek kurşunlarıyla dolu cesetleri gördüm. Ceset yığınının içinden Victor’un cesedini bulamıyordum. Ofislerin bulunduğu ikinci kata çıktım, burası da sıra sıra cesetle doluydu. Ve onların içinden Victor’u buldum. Vücudu kanlıydı çok hırpalanmıştı. Elleri kırık bileklerinden sarkıyordu ve makineli tüfek kurşunlarıyla dolu vücudu yarı çıplaktı. Yüzü kan revan içindeydi. Ben-ben cesedini sonunda alabildim, cesedini almama ve mezarlığa götürmeme izin verdiler…
Öğrencilerle ve işçi arkadaşlarıyla birlikte ölmekten mutluluk duyduğunu düşündüm.
Söyleyebileceğim tek şey, insan, tıpkı benim ve çocuklarımın gördüğü gibi, faşizmin bir aile için, bizim ailemiz için ve Şili’deki binlerce aile için ne demek olduğunu bu kadar yakından görünce, tüm yaşamı tamamen değişiyor…”
Kaynakça:
Victor Jara Ölümsüz Şarkı – Parantez Yayınları (s40-41)
Salvador Allende https://tr.wikipedia.org/wiki/Salvador_Allende#Askeri_darbe_ve_%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC
Yeni Şarkı Hareketi https://tr.wikipedia.org/wiki/Nueva_canci%C3%B3n
Victor Jara https://tr.wikipedia.org/wiki/V%C3%ADctor_Jara