PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim: “Hem hegemon güçler hem de diğerleri, Ortadoğu’yla ilgilenenler Kürtsüz bir çözüm bulamayacaklarını ve Kürtsüz bir denklemin olamayacağını anladılar. Bütün buradaki savaş da Kürtlerin bu denklemden çıkarılması içindir.”
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, Türkiye’nin Rojava’ya dönük saldırılarını, Bağdat’ta yoğunlaşan diplomasi-görüşme trafiğini, Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine dönük işgal saldırılarını, Kürt ulusal birlik görüşmelerini ve İmralı tecridi ile tecride karşı yapılanları ve yapılması gerekenleri, ANF’ye değerlendirdi.
“Başûrê Kürdistan’daki savaş başladığından Kobanê’den, Hesêkê’den, Qamişlo’dan şehitlerimiz var. Diğer parçalardan şehitler var. Demek oluyor ki, bu savaş tüm Kürt halkını ilgilendiriyor” diyen Salih Müslim, saldırılarının amacını şu ifadelerle belirtiyor: “Hegemonik güçler Kürtsüz bir denklemin olmayacağını ve Kürtsüz bir çözüm bulamayacağını anladı. Kürtlere karşı yürütülen bütün bu savaşlar da Kürtlerin bu denklemden çıkarılması içindir. Kürtlerin bunun farkına varması ve birleşmesi lazım.”
“Kürtler artık Ortadoğu denkleminin bir parçası”
Salih Müslim Bağdat’ta birçok ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Irak konferansı ve Emmanuel Macron’un IKBY ziyaretine ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Sanırım Bağdat’taki toplantı veya kongre diyelim, daha çok Irak ile ilgiliydi. Irak’ın fazla işlerine karışılmaması, bütün komşuların Irak için neler yapması gerektiğine dair yapıldığını düşünüyorum. Tabii Fransa Cumhurbaşkanı kendi ülkesinden ziyade NATO’yu; NATO ülkelerini temsil ediyordu. Sanırım bu ziyaretlerin devamı da gelecektir. Muhakkak başka toplantılar da olacaktır. Bunun içerisinde tabii Kürt meselesi de vardır. Macron’un kalkıp Kürdistan’a gitmesi hatta Şengal’e gitme girişimi oldu. Tabii bazıları onu ziyaretten vazgeçirdi ama onun planında Kürt meselesi de vardı.
Daha önce ‘Yeni Şam’ diye bir proje vardı. Irak-Şam-Mısır. Şimdi onu genişletip Körfez ülkelerini de katıyorlar. Yeni bir eksen oluşturuluyor. Ortadoğu politikasıyla ilgilidir diye düşünüyorum.
Çok hassas bir süreçten geçiyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar kimse Kürdün uluslararası veya Ortadoğu denkleminde yer almasını beklemiyordu. Ama şimdi görüyoruz ki hem hegemon güçler hem de diğerleri, Ortadoğu’yla ilgilenenler Kürtsüz bir çözüm bulamayacaklarını ve Kürtsüz bir denklemin olamayacağını anladılar. Bütün buradaki savaş da Kürtlerin bu denklemden çıkarılması içindir.
Kürtlerin bunun farkına varması gerekiyor. Ve biz artık Ortadoğu’nun denkleminde varız. Herhangi bir çözüm Kürtsüz olmayacaktır. Onun için birleşelim. Sözümüz, davranışımız bir olsun. Düşmanlarımızı dostlarımızı tanıyalım ki bu denklemde hem kendi halkımız hem de bölgedeki halklar için çok olumlu bir rol oynayabilelim.”
“KDP bindiği dalı kesiyor”
Müslim KDP’nin Türkiye ile kurduğu işbirliğine ilişkin de şunları söyledi:
“KDP’nin içerisinde öyle bir kesim var ki, iradesi falan artık esir mi olmuş, satmış mı? Türkiye’nin planlarını uyguluyor. İzlediğimiz kadarıyla gerilla alanlarına gönderilenler peşmerge falan değildir. En çok KDP’ye bağlı özel güçlerdir. Belli odakların emri altındaki güçlerdir. Gulan, Zerevani gibi… Bunların hepsinin kime bağlı olduğunu herkes biliyor. Onun için çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Başta kendi halkına, gücüne ve KDP’ye karşı çok tehlikeli bir oyundur. Buradaki Kürtlerin direnişi sonucu bir değer olmuştur. Bu savaşla bindiğin dalı kesiyorsun.
Gerçekten böyle bir savaş patlak verirse, akıllı davranılmazsa en başta ve en fazla zarar görecek olan KDP’nin kendisidir. KDP içerisindeki odakların kendisidir. Bu nedenle -onlar da kardeşlerimiz olduğu için- sanırım bu yanlıştan dönerlerse çok iyi olur.
PYD olarak bunları durdurmak için elimizden ne gelirse yaparız. Arabuluculuk olursa da yaparız. Bütün buradaki güçlerimizden ne istenirse buna hazırız. Çünkü ufukta büyük bir bela görünüyor. Bunu önlemek için elimizden gelen her şeyi yaparız. Umarım oradaki güçler akıllarını başlarına alır ve bundan vazgeçer. Çünkü bu, Kürtler için çok büyük bir beladır.”
“İmralı’daki tecrit hiçbir yasaya uymuyor”
Salih Müslim, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamasıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu:
“Önderliğin bir sözünden bile rahatsız oluyorlar. En azından Kürtlerin ona bağlılığını biliyorlar. Onun için Kürt halkını bastırmak için orada işkence ve tecrit uyguluyorlar. Mesele buradadır. Buna karşı da Kürt halkı nerede olursa olsun direniyor. Zindanlarda, meydanlarda, Avrupa’da, Kürdistan’da buna karşı direniyor. Artık herkes bunun farkındadır. Kürt sorununa çözüm bulmak için tek muhatap vardır. Önder Abdullah Öcalan’dır. Ancak o Kürt halkını ikna edebilir. Başka çaresi yoktur.
Bu tecridi uygulayarak Kürt sorunu konusunda hiçbir zaman ciddi bir adım atmak niyetinde değiller. Bu baskılar onların kötü niyetli olduğunu gösteriyor. Halk da tabii buna karşı direniyor ve direnecektir de. Hangi güç olursa olsun, gerçekten Ortadoğu’da istikrarı, Kürt sorununun çözümünü istiyorsa muhakkak İmralı’da başlamalıdır. Kürt halkı sadece İmralı’yı dinliyor. Başka yolu yoktur…
Orada uygulanan tecrit uygulamaları hiçbir yasaya uygun değildir. Hatta Türkiye’nin uluslararası kanunlarına göre de uyumlu değildir. Öyle bir duruma gelmiştir ki, artık ahlaki boyutu kalmamıştır. Bu nedenle kabul edilemez. Avrupa’da olsun, şurada burada olsun; eğer gerçekten insanlığı, insan haklarından hukuktan bahsediliyorsa bu gerçeği görmeleri gerekiyor.
Türk devleti saldırırken, sadece Bakur Kürtlerine ya da PKK’ye saldırmıyor; bütün Kürt halkına karşı savaşıyor. Demek oluyor ki, buna ortak olan da bütün Kürt halkına karşı savaşıyor.”