Metin Lokumcu’nun 2011’de polis saldırısı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin 13 polisin yargılandığı dava görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine gönderildi. Polislerin davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesine karşı yaptığı itirazlar reddedildi. Mahkeme, polislerin ‘kasten yaralama sonucu ölüm’ suçunu işlemiş olabileceğini belirtti.
Artvin Hopa’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011’deki mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin sıktığı biber gazı sonucu yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümü ile ilgili 13 polisin yargılandığı davada yeni bir gelişme yaşandı. Trabzon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı sonrası bazı polislerin dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karşı yaptığı itirazlar reddedildi.
“Metin Lokumcu Davası” Twitter hesabından karar “13 polisin yargılandığı davamızın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karşı yapılan itirazlar reddedildi. 10 yıl 3 ay 21 gün sonra nihayet talep ettiğimiz ve olması gereken noktaya geldik. Davamız artık Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.” ifadeleriyle duyuruldu.
Ne olmuştu?
31 Mayıs 2011’de Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim gezileri kapsamında il merkezi yerine bir ilçede miting yapmayı tercih etti.
Erdoğan’ın mitingi Hopa sahil dolgu alanında bulunan festival alanında gerçekleşecekti. Başbakan’ın kentlerine geleceğini öğrenen Hopalılar, hidroelektrik santraller ve çaya konan kotaya karşı Hopa meydanında basın açıklaması yapmak istedi. Henüz mitinge saatler vardı, henüz Başbakan kente gelmemişti ama basın açıklaması çok sert polis şiddetiyle karşılaştı. HES’lere karşı yaşamı savunmak için horona duranları, çay üreticilerinin hakları için el ele tutuşanları gazlarla boğmak istediler. Metin Lokumcu da oradaydı. Lokumcu; yoğun kimyasal gazlı saldırıya fazla dayanamadı, fenalaştı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
O günden sonra geçen yaklaşık yaşananları madde madde özetlersek:
• O gün Hopa’ya Artvin dahil toplam 7 kentten çevik kuvvet polisi getirildi. Kars Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nün mühimmatı bitti, Artvin’den takviye kimyasal gaz fişeği ve gaz bombası getirtildi. Dönemin Hopa kaymakamı daha sonra ellerindeki gazın bittiğini açıklayacaktı.
• O gün yapılan eylemde polis ‘Smoke (gaz el bombası), 37/38 mm gaz fişeği, chlorobenzalmalononitrilo (CS) ve oleoresincapsicum (OC) gaz solusyonu’ kullandı. Adı geçen CS ve OC, Kimyasal Silahlar Konvansiyonu’na göre kimyasal silah kategorisinde sayılıyor.
• Adli Tıp Kurumu (ATK) Trabzon Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi, 20 Haziran 2011 tarihli otopsi raporuna Lokumcu’nun ‘kalp ve akciğer hastalığı nedeniyle’ hayatını kaybettiğini söylüyordu. ATK Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu da 16 Aralık 2011’de hazırladığı raporla bu iddiayı tekrarladı.
• Bu arada Lokumcu ailesi rapora itiraz etmiş ve Türk Tabipleri Birliğinden (TTB) inceleme talep etti.
• TTB Bilimsel Araştırma Kurulu hazırladığı rapor ATK’nin tam tersini söylüyordu. Rapora göre Lokumcu’nun ölümüne neden olacak bir kalp ya da akciğer hastalığı yoktu ve ölümü kendisinde mevcut olan bir hastalık sonucu gerçekleşmemişti. Dahası “Ölüm ile kimyasal gaza maruz kalma arasında nedensellik ilişkisi” vardı. TTB’nin bu raporu toplumsal olaylarda kullanılan gaz bombası ile ölüm arasındaki nedensellik bağını ortaya koyması bakımdan bir ilkti.
• 24 Mayıs 2021 yılından Adli Tıp Genel Kurulu’ndan önemli bir rapor çıktı. Lokumcu’nun ölümüne kullanılan gazın neden olduğunu söylüyordu. Böylece biber gazına maruz kalınmasının, kronik kalp hastalığını tetikleyen bir faktör olduğu bir devlet kurumu tarafından da tespit edildi.
• ATK raporu da açık sorumluluğu gösteriyordu ancak iddianame düzenlenmesi için 2012 yılından 2020 yılının son aylarına kadar beklendi! Artvin İl Emniyet Müdürü, Hopa İlçe Emniyet Müdürü ve görevli polislerle ilgili yürüyen soruşturma, 9 yıl 5 ayda tamamlanabildi! İddianame kabul edildi ve 13 polis hakkında “Taksirle ölüme neden olma” gerekçesiyle iki yıldan altı yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı, 24 Aralık 2020 için gün verildi. Dosyada yer alan 13 polis Hopa ve Erzincan’dan görevli olan polisler arasından belirlendi. Yani dosyada diğer illerden görev yapan ve o gün yaşananlardan sorumlu olan hiçbir görevli yargılananlar arasında yok.
• Gözler 24 Aralık 2020’da Hopa’daydı. Dava, Hopa Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek ilk duruşmaya bir gün kala “güvenlik” gerekçesiyle Trabzon’a nakledildi. Üstelik nakil kararı, adliyelerin mesai saatinin bitimine 10 dakika kala UYAP’a yüklendi.
• Metin Lokumcu’nun devlet görevlilerinin kusurları sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle açılan tazminat davası ise Rize İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Rize İdare Mahkemesinin bu kararı, temyiz incelemesi için uzun zamandır Danıştay’ın önünde bekliyor.
• 21 Nisan’da görülen durulma öncesinde Trabzon’da yapılacak tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı. Duruşmada mahkeme avukatların tüm taleplerini reddetti, bir sonraki duruşmanın 28 haziranda görülmesine karar verdi.
• 28 Haziran’da görülen ikinci duruşmasında mahkeme heyeti, “kanıtlar göz önünde bulundurulduğunda bu dava yetki alanımı aşıyor” diyerek görevsizlik kararı verdi. Lokumcu ailesinin avukatları yargılamanın başından bu yana dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi talebinde bulunuyorlardı.
(Evrensel)