Bu yazı ilk olarak 17 Eylül 2021 tarihinde TuncayYılmaz tarafından Siyasi Haber’de yayımlanmıştır. Mustafa Kahya’nın vefatının 10. yılı vesilesiyle tekrar yayımlıyoruz.
Ölen her devrimcinin, her yoldaşımızın ardından üzüldük, ağladık, onu çeşitli vesilelerle yâd ettik… Her ölüm erken ölümdür devrimciler için dedik… Ölüm adın kalleş olsun dedik… Mustafa Kahya için de pek çok eski-yeni yoldaşı göz yaşı döktü, beklenmedik ve erken ölümüne isyan etti, onunla ilgili hatıralarını tazeledi, devrime, devrimci mücadeleye bağlılığından dem vurdu.
Bunları hepsi doğruydu elbette. Kahya yoldaş ihtilalci mücadelemizin en yılmaz savaşçılarındandı. Daha pek çok şey yazıp çizecek, yeni kuşaklara Kahya’nın örnek alınacak devrimci kimliği üzerine pek çok şey anlatacağız. Bu hepimizin ortak görev ve sorumluluğu. Sadece kurucularından olduğu SYKP’li yoldaşlarımızın değil, devrim ve sosyalizm davasına inancını yitirmemiş tüm enternasyonalist devrimcilerin de sorumluluğudur.
Devrimci mücadelenin atom karıncası Kahya’nın devrimci mücadeledeki kararlılığı, baş eğmezliği, örgütlülükte ısrarı, direnci, bilinci hepsi çok önemli özellikler elbette. Ama ben onun konuşulması atlanan çok önemli başka bir özelliğine, devrimi, devrimciliği sevdiren kişiliğine işaret etmek istiyorum. Kahya’nın mütevazi kişiliği, neşeli, paylaşımcı, fedakar, empati yeteneği yüksek insani devrimciliği bence anılmayı ve öne çıkartılmayı en çok hak eden özellikleriydi. Bir devrimci modeli olarak yeni kuşaklara bıraktığı mirasın en önemli yanlarıydı.
O, devrimciliğin en sade örneklerinden birini sundu devrimci hareketimizin tarihine. Küçük dağları yaratmışcasına kasılarak değil, su içer gibi, türkü söyler gibi, dostlarla hasbihal edercesine mütevazice devrimin en zor görevlerini taşımayı öğretti bizlere. Düşmana çelikten sert, dosta ipekten yumuşak olabilmeyi, sömürücülere karşı tavizsiz, devrimcilere karşı affedici olabilmeyi öğretti. Kahya’nın sınıf kini keskin ama sınıf kardeşliği, ezilenlerle yoldaşlığı derindi.
Yeni kuşaklar onda severek, yakınmadan, bıkmadan, usanmadan, sabırla devrimcilik yapılabileceğini gördü. Yoldaşlarına karşı emek, bilinç, tarihsellik, ödenmiş bedel tahakkümü kurmadan nasıl devrimci mücadeleye önderlik yapılabileceğini gösterdi bizlere. Kaba hiyerarşiden kaçarken, örgütlü faaliyetin dışına düşmeden gönülden devrimcilik yapmanın canlı örneğiydi Kahya.
Kahya neşeli bir devrimciydi. Poz kesmeyi önderliğin kriteri sayan kasıntılığa pirim vermez, siyasi faaliyeti bittiği an sosyal ilişkinin en naif, en eğlenceli, en içten, en doğal devrimcilerinden biri oluverirdi. Bir bakmışsınız Kahya serenler zeybeğine durmuş, bir bakmışsınız Kürdün Gelinini söylüyor…
Kahya, içerisinde yetiştiği kuşağın devrimcilerinin pek çoğunun aksine, şahsi tarihine ya da geleneğine değil, devrimci mücadelenin kendisine bağlıydı. Onun için önemli olan ihtilalciliğin doğru yolda devam etmesiydi. Nitekim tarihsel geleneklerimizi aşarak yeniden kuruluş perspektifinde harmanlanabilmemizde onun katkısı çok büyüktür. Kahya elbette kendi tarihsel emeğine, Kurtuluş geleneğine sahip çıkardı ancak sadece oraya takılı kalmadan, devrimci geleneklerin tamamının birikimlerine ve değerlerine önem verir, ancak bu toplam birikimin içerisinden yeni dönemin devrimci, kolektif önderliğini yaratılabileceğini savunurdu.
Kahya, arka plansız, her koşulda açıklıkla yoldaşlaşabileceğiniz bir devrimciydi ve kendisiyle böyle ilişkilenene gönlü, bilinci sonuna kadar açıktı. Devrimci samimiyet ve açıklıkla kurulan eleştiri ya da değerlendirmeleri sabırla dinler, kendince yanıtlar verir ve ikna edemediği noktada o farklı görüş ve duruşla yan yana yürüyüşüne asla zeval getirmeyecek bir hassasiyetle kendi iddiasını sürdürürdü. Bulunduğu konumun ya da pozisyonun imkanlarını kullanarak katılmadığı fikri mahkum ettirmenin, boşa düşürmenin derdine düşmezdi. Hele eleştiriyi haklı bulduğunda yüzüne yayılan bir utangaç gülümsemesi vardı ki en soğuk yürekleri dahi ısıtırdı o gülüşü…
Mustafa Kahya militanlık, çalışkanlık, kararlılık, fedakarlık, cesaret ve birikiminin yanı sıra bu özelliklerinden dolayı da anılmayı ve örnek bir devrimci önder olarak öne çıkartılmayı fazlasıyla hak ediyor. Tüm tarihi, birikimleri, olumlulukları ve eksikleriyle Kahya’nın anısına sahip çıkacak ve onun bu devrimci, örnek mirasını yeni kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz.