Cezaevi İdare Gözlem Kurulu’nun “pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği için tahliyesi engellenen Fırat Can’ın ailesi, kararı “zorbalık” olarak nitelendirdi.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da yapılan değişiklik kapsamında infazını tamamlayan tutuklular, İdare Gözlem Kurulu (İGK) tarafından verilen “iyi halli olmadıkları” kararları nedeniyle tahliye edilmiyor.
Tahliyesi İGK kararına takılan tutuklulardan biri de 2011 yılından bu yana Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Fırat Can. Aynı zamanda yazar olan Can’a, tahliyesine birkaç gün kala kurul tarafından “pişman” olduğunu söylemesi ve siyasi koğuştan çıkıp adli koğuşa geçmesi karşılığında serbest bırakılacağı söylendi. Can’ın bu durumu kabul etmemesi üzerine kurul, “iyi halli olmadığı” yönünde karar vererek tahliyeyi engelledi.
Fırat Can’ın ailesi, çocuklarının tahliyesinin engellenmesine tepkili.
Pişmanlık dayatması
Can’ın babası Mehmet Ali Can, oğlunun 11 yılı aşkındır cezaevinde olduğunu belirterek, serbest bırakılmasını beklerken böyle bir durumla karşılaştıklarını belirtti. Baba Can, oğlunun telefon görüşmesi sırasındaki sözlerini şöyle aktardı: “Oğlum, cezasının bitmesine son birkaç gün kala cezaevi yönetimine bir dilekçe veriyor. Daha sonra cezaevi müdürü kendisine, ‘Fırat cezanın biteceğini biliyor musun?’ diye sormuş. Oğlum da ‘Evet, biliyorum’ diye cevap vermiş. Yine aynı kişi oğluma, ‘O zaman serbest kalmak istiyorsan pişmanım diyeceksin ve siyasi koğuştan çıkıp adli koğuşa geçeceksin. Biz seni ancak bu şekilde bırakırız, başka türlü bırakmayız’ demişler.
Böylesi bir duruma şaşırdıklarını söyleyen Can, verilen cezası bitmesine rağmen neden tahliye edilmediğini sorarak, “Bu adalet değil. Oğlumu suçsuz yere cezaevine attılar. Onun ‘tek suçu’ insanlık mücadelesi vermesiydi. Madem adalet varsa, cezası bitmiş bir kişiyi neden bırakmıyorlar?” diye sordu.
Zorbalık
Anne Raife Can da oğlunun tek suçunun hakları için mücadele etmek olduğunu söyledi. Can, “Cezasını tamamladı. Ben onun cezasının bitmesini bekliyordum. Gözüm hep yollardaydı ama bize bırakılmayacağı haberi geldi. Neden bırakılmıyor? Onun cezasının bittiğini duyunca yerini ve elbiselerini hazırlamıştım. Her şeyi tamdı bir tek o eksikti ama o günün sabahı bırakılmayacağı haberi geldi. Bunu uygulayanlar zorbalık yapıyor. Ben sonuna kadar evladımın arkasındayım ve ölünceye kadar destek olacağım” dedi.
‘Dilimizle konuşamıyoruz’
Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz neden kendi dilimizle konuşamıyoruz? Türkçe bilmediğim için dışarıda çocuğumla konuşamıyorum. Bizde insanız. Allah bizi Kürt yarattı. Biz de bu dünyada kendi dilimizle konuşmak istiyoruz. Benim eşimi de çocuklarımı da cezaevine koydular ama ben hiçbir zaman ağlamadım, hep dik kaldım. Gücümü çocuklarımdan alıyorum. Cezaevindeki siyasi tutuklular halkına ihanet etmedi, suçlu değiller.” Can, siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısı yaptı.
(MA)