İstanbul Büyükşehir Belediye Çalışanları Derneği’nin çağrısı ile meslek hastalığına yakalandıkları için işten çıkarılan İBB çalışanları için Saraçhane İBB binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çalışanları Derneği, İBB’ye bağlı İSPER iştirakinde en az dört personelin meslek hastalığı raporu olması sebebiyle işten atıldığını ve benzer durumda olan 30’a yakın işçinin de atılma riski ile karşı karşıya olduğunu açıklamıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Çalışanları Derneği’nin çağrısı ile meslek hastalığına yakalandıkları gerekçesiyle işten çıkarılan İBB çalışanları için bugün saat 17.00’da Saraçhane İBB binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Açıklamanın tam metni:
Bugün burada, İBB için çalışırken meslek hastalığına yakalanan işçilere gerçekleştirilen kıyımı protesto etmek için bir araya geldik.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çalışanları Derneği olarak, üyemiz olan Bahadır Öçalan’ın yaşadığı süreçle haberdar olduğumuz durum, İBB çalışan sorunları buzdağının görünen yüzü. Süreci özetlemek gerekirse…
İBB’ye bağlı İSPER iştirakinde en az dört personel, meslek hastalığı raporu olması sebebiyle işten atıldı. Benzer durumda olan 15 civarında çalışan, endişeyle işten atılmayı bekliyor. İBB’nin farklı iştiraklerinde bu sayının 30 kişiyi aştığı duyumu var. İş akdi sonlandırılan işçilerden biri olan Bahadır Öçalan, aynı zamanda İBB Çalışanları Derneği Sosyal ve Kültürel Dayanışma Derneği üyesi.
İSPER bünyesinde İSKİ sayaç okuma personeli olarak çalışan Öçalan’a, ortopedik rahatsızlıklarından dolayı – kas iskelet sistemi rahatsızlıkları nedeniyle gittiği hastanede, 24.07.2020 tarihinde aldığı sağlık kurulu raporuna göre, menisküste dejenerasyon ve kemik iliği ödemi teşhisleri konmuş ve “sürekli çömelmeyeceği, merdiven inip-çıkmasını gerektirmeyecek bir bölümde çalışmasına” karar verilmiştir. Bu nedenle, Öçalan’ın bağlı olduğu Esenyurt şubesindeki kısım amiri, raporu nedeniyle kendisinden ortalama günlük sayaç okuma kotasının 2/3’ünü yapmasını talep etmiştir. Ancak neredeyse 1 yıl sonra, 06.05.2021 tarihinde Öçalan’a, İSPER Ücretlendirme ve Endüstriyel İlişkiler Müdürlüğü’nden ücretsiz izine çıkarıldığına dair bir tebligat ulaşmıştır. Gerekçesi, “raporunuza uygun bir pozisyon şu aşamada tespit edilememiştir,” olmuştur. Bu tarihten itibaren derneğimiz olarak gerek alt işveren İSPER gerek asıl işveren İSKİ gerek İBB yönetimi gerekse de CHP temsilcileriyle diyalog kurmaya çalıştık. Tüm bunlara rağmen, 30.07.2021 tarihinde onlarca İBB iştirakinde binlerce iş pozisyonunun karar vericisi durumunda olan İSPER, “mesleki ve şahsi niteliklerinize uygun boş bir pozisyon bulunamadığı” gerekçesiyle Bahadır Öçalan’ın iş akdini tek taraflı olarak feshetmiştir.
Bahadır Öçalan, ağır iş yükü sebebiyle sağlığından olmuştur. Bu durumdan doğrudan alt işveren İSPER ve asıl işveren İSKİ sorumludur. Üstelik, pandemi gibi hem sağlık hem de ekonomik yönden son derece zorlu bir süreçte üyemizin ve benzer durumdaki diğer çalışanların ücretsiz izine ayrılmaları, bu zorlu dönemde 1500 TL gibi bir ücrete mahkum edilmeleri ve sonrasında da işsiz bırakılmaları, iş etiği – yani hakkaniyet ilkesi açısından da kabul edilemez. İşçinin sağlığının bozulmasına sebep olan çalışma koşullarını görmezden gelmek, meslek hastalıklarını gizlemek için işten atma korkusu salarak işçileri sağlık raporu almaktan yıldırmak, alınmış olan raporları değiştirtmeye zorlamak, çok daha vahim birçok iş kazası, meslek hastalığı ve hatta iş cinayetinin kapısını aralamaktadır.
Bahadır Öçalan ve işten atılan İBB çalışanları, yıllar boyunca AKP ve sermaye ortağı taşeron şirketlerin “çok iş, az personel, daha fazla kâr” ilkesiyle hem ruh hem de beden sağlıklarını kaybettiler. İBB’ye bağlı İSKİ’de 2011’de İSKİ abone sayısı 3,5 milyon iken; sayaç okuma ve açma kapama personel sayısı 900 idi. 2019’daysa İSKİ abone sayısı 6 milyon olduğundaysa personel sayısı 850’ye düşmüştü. İSKİ’de en çok meslek hastalığı raporu, nüfusu son 10 yılda 3 katı artan Esenyurt’ta meydana gelmiştir. Oluşan mağduriyetin bedelinin gerçek sorumlular yerine işçilere ödetilmesini kabul etmiyoruz. AKP’nin sömürüp sakat bıraktığı işçiyi, sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir siyaset anlayışı işten çıkartmıştır. İşçinin sağlığını yitirmesine neden olan sorumlular hem hukuki hem de cezai açıdan neden oldukları sonuçların bedelini ödemelidirler. Nitekim, bu konuda açılacak maddi ve manevi tazminat davalarının yanı sıra sorumlular hakkında suç duyurularında da bulunacağız.
Tüm emek dostları ve basın emekçileri, çalışırken ölmemek ve yine çalışırken sakat kalmamak konusundaki taleplerimiz nettir:
– İlk ve en yakıcı talebimiz, meslek hastalığı raporu olduğu gerekçesiyle atılan işçiler geri alınsın ve sağlık durumlarına uygun pozisyonlara yerleştirilsin.
– İkincisi, İBB personeli üzerinde olan fazla iş yükü, hakkaniyetli bir biçimde azaltılsın.
– Üçüncüsü, İBB’nin tüm çalışanları için işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, göstermelik değil, ciddi bir şekilde uygulansın.
Bizler çözmek için mücadele ettiğimiz bu sorunların tek bir iştirake, sadece İSKİ’ye ait olmadığını biliyoruz. Benzer sorunların diğer iştiraklerde de olduğu, meslek hastalıkları yüzünden işten atılan işçilerin farklı iştiraklerde de bulunduğu İBB işçileri arasında hızla yayılıyor. Sorunlar, sıkıntılar, çözülmeyen dertler, bir çalışandan diğerine, bir iştirakten diğerine aktarılıyor. Sorunlar yumağının bir tarafını çözmeye çalışırken ipin ucuna takılı onlarca yeni sorun önümüze geliyor.
Rekor sıcaklıklar yaşadığımız geçtiğimiz hafta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, saha personellerine hiçbir koruma önlemi sağlanmadan, her zamanki iş yüküyle işlerine devam ettirmiş, görev sırasında bayılan işçiler olmuştur. Yakın tarihli bu olaylar, İBB’nin işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ne kadar vurdumduymaz olduğunu, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunu gerçekten önemsemediğini, gerçek ve amaca uygun risk değerlendirmeleri yaparak bunları uygulamaya koymadığını, sahada sorunları birebir yaşayan çalışanların görüşlerini almadığını ve katılımlarını sağlamadığını, özetle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda işleyen bir sistem kurmadığını ve sadece kar odaklı davrandığını göstermektedir.
Düzeltilmesi gereken bunca sorun varken, şimdiki süreçte İBB, bu işlemeyen sistemi işler hale getireceğine, işçilere hastane tarafından verilen sağlık kurulu raporlarının yalan raporlar olduğunu söyleyerek, yapılan hukuksuzluğu gizlemeye çalışmaktadır. Hiçbir yazılı iş teklifi olmamasına rağmen işten attığı işçilere pozisyonlarına uygun iş teklifleri yaptığını söyleyerek, sorumluluğu kendi üzerinden atmaya çalışmaktadır. Arkadaşımız Bahadır Öçalan örneğinde, sağlık raporuna uygun iş ümidiyle gönderildiği birim olan İlaçlama Hizmeti, kendisine eklemsel rahatsızlığı varken, benzer bir saha çalışmasını bir de üzerinde ilaçlama teçhizatının ağırlığıyla yapamayacağını ve benzer durumda olan kendi personelini başka birimlere kaydırdığını açıklamıştır. Sağlık raporuna zaten uygun olmayan bu pozisyon dahi arkadaşımıza yazılı bir teklif olarak gelmemiştir.
Bizler, İBB’nin tüm bu hiç çözülmeyecekmiş gibi duran sorunlarını çözmek için derneğimiz olarak her türlü işbirliğine de mücadeleye de hazırız.
Bahadır Öçalan arkadaşımızın uğradığı haksızlığın giderilmesi ve işine geri dönmesi için İBB yöneticilerinin duyarlı davranışını ve çözüme yönelik adımlarını bir an önce görmek istiyoruz. Pazartesi sabahına kadar, arkadaşımızın işine dönmesi için İBB, İSKİ ve İSPER yöneticilerinin atacağı adımları bekleyeceğiz. Eğer Pazartesi sabahı arkadaşımız Bahadır Öçalan işine halen dönmemiş olursa, bekleyişimize buradan devam edeceğiz ve dernek üyemiz işe alınana kadar İBB binası önünden ayrılmayacağız.
İBB Çalışanları Derneği olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı burada, bizi desteklemeye gelmiş olan tüm emek dostlarına, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, siyasi kurumlara ve basın—yayın kuruluşlarına bildiririz.