Sendikal Değişim Platformu, KESK’in 10. Genel Kurulu öncesi gerçekleştirdikleri söyleşilerin değerlendirmesini ve sonuçlarını bir açıklama ile paylaştı. “Tüm sendikal anlayış ve yapıların sınıf hareketinin ihtiyacını gözeterek, temsil ve koltuk pazarlığından uzak durmaları gerektiğini düşünüyoruz.” denilen açıklamada Genel Kurul için öneriler sıralandı.
Sendikal Değişim Platformu, KESK’in 10. Genel Kurulu öncesi bir açıklama yayınladı.
KESK içerisindeki sendikal grupların sözcüleriyle ‘KESK’liler sınıf gündemini konuşuyor’ başlıklı bir dizi söyleşi yaptıklarını açıklayan Sendikal Değişim Platformu, bu söyleşilerin amacının “Kısır, yararsız, rekabetçi ve tüketici iç tartışmalar yerine işçi sınıfının gerçek gündemlerini, sorunlarını ortak çözüm arayışları ile görüşlerimizi paylaşmak, mücadelemizi ortaklaştırmak” olduğunu açıkladı.
“KESK, yaşadığı yapısal, politik ve örgütsel sorunların yanında rekabetçi, grupçu bir inatlaşma ile kuruluş dönemindeki devrimci dinamizminden uzak bir durumdadır.” denilen açıklamada, “Fiili ve meşru mücadele zemininde tüm renklerimizle omuz omuza birleşik mücadeleyi yükseltmek zorundayız. Bu bağlamda tüm sendikal anlayış ve yapıların sınıf hareketinin ihtiyacını gözeterek, temsil ve koltuk pazarlığından uzak durmaları gerektiğini düşünüyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, KESK içinde yaşanan sorunlara çözüm için öneriler de sıralandı.
Sendikal Değişim Platformu’nun ‘KESK 10. Genel Kurulu ve Görevlerimiz’ başlığıyla yayınladığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
KESK 10. GENEL KURULU VE GÖREVLERİMİZ
Sendikal Değişim Platformu olarak, KESK 10. Genel Kurulu öncesi; KESK içerisindeki sendikal grupların sözcüleriyle ‘‘KESK’LİLER SINIFIN GÜNDEMİNİ KONUŞUYOR” başlıklı bir dizi sanal söyleşi gerçekleştirdik. Amacımız kısır, yararsız, rekabetçi ve tüketici iç tartışmalar yerine işçi sınıfının gerçek gündemlerini, sorunlarını ortak çözüm arayışları ile görüşlerimizi paylaşmak, mücadelemizi ortaklaştırmaktı.
Planladığımız söyleşilerin tümünü yapamadık. Önümüzdeki dönem söyleşi dizimize devam etmeyi planlamaktayız. Amacımız KESK Kongresi öncesi, yaptığımız söyleşilerin değerlendirilmesi ve sonuçlarıyla birlikte görüşlerimizi tüm emek kamuoyuyla paylaşmaktır.
Yaptığımız toplantıların, fikri ortaklaşmalara, birlikte yol yürüme irademize, farklı sorunlara farklı çözümler önersek bile sınıf kardeşliği ve dayanışma bilincini güçlendirdiğine inanıyoruz.
Devrimci Kamu Çalışanları, Emek Hareketi, Devrimci Sendikal Dayanışma, Demokratik Emek Platformu, Demokratik Emek Meclisi ve Sendikal Birlik gruplarının temsilcileri ile söyleşiler yaptık. Planımızda olmasına rağmen, söyleşi önerimiz sadece bir grup tarafından ”uygun” bulunmamıştır. Bunu, yakın dönemde yaşanılan tartışmaların etkisini halen sürdürmesine, rekabetçi, sekter anlayışın henüz aşılmamış olmasına yorumluyoruz. Kuşkusuz bu durumun aşılması için üzerimize düşen görevler ve bu görevleri yerine getirme irademiz vardır.
İçinde yaşadığımız siyasal sürecin, işçi sınıfı mücadelesinin yıllardır biriktirdiği kazanımlara karşı acımasız bir saldırı süreci olduğu aşikârdır. Demokratik kazanımlarımız, kadın hakları alanında, doğal çevrenin korunmasında, emekçilerin ekonomik demokratik haklarında, Kürt ulusunun eşitlik özgürlük mücadelesinde, eğitimde, sağlıkta, sanat ve kültürde tüm yaşam alanlarında büyük bir baskı altındadır. Sistemin kirli yüzü son dönemdeki mafyatik ilişki ağının ortaya dökülmesiyle yeniden ifşa oldu. Tüm muhalefet güçleri, işçi sınıfı hareketi ve KESK önümüzdeki süreci bu somutlukla kavramalıdır.
KESK, yaşadığı yapısal, politik ve örgütsel sorunların yanında rekabetçi, grupçu bir inatlaşma ile kuruluş dönemindeki devrimci dinamizminden uzak bir durumdadır. Öncelikle; yaşadığımız dönemin sorunlarına çözüm bulmak, hiç bir siyasal – sendikal grubun kendi dar perspektifiyle gerçekleştirmesi mümkün değildir. Dar grupçuluk ve sendika yönetimlerini siyasal temsil aracına dönüştüren anlayışlar iflas etmiştir. KESK kongresi klasik ittifaklar – mutabakatlar politikasıyla sorunlara çözüm üretemez. Tüm sendikal dinamiklerin tarihsel sorumluluğu bu dönemi el birliğiyle aşmayı gerektirir. Bu dönemde alınacak tavır, önümüzdeki dönemin siyasal sorumluluğunu başka dönemlerden çok daha ağır bir şekilde omuzlara yüklemektedir. Sınıf örgütü olmanın gereği kısır çekişmelerden, geçmiş hesaplardan uzak demokratik, çoğulcu, katılımcı bir kongreyi yaşama geçirmektir. Bu kongre süreci kimlerin işçi sınıfının tarihsel ihtiyaçlarıyla hareket ettiğini, kimlerin kendi siyasal, grupsal kaygılarını sınıf mücadelesinin önüne koyduğunu gösterecektir. Kamu emekçilerinin devrimci mücadele tarihi, birçok eksiklerine rağmen, kimlik sendikacılığı ya da aydınlanmacı sendikacılık kıskacında tanımlanamaz. Bizim görüşümüz, her sendikal anlayışın meşruluk zemininde demokratik birlikteliğidir. Faşizme, emperyalizme, cins ayrımcılığına, şovenizme karşı ortak bir emek zemini hepimizi bağlayan güçlü bir zemindir.
Sendikal Değişim Platformu olarak, Konfederasyonumuz KESK’ in 10.Genel Kurulu’nun bugüne ve yarına umut veren bir kapsayıcılıkta geçmesini istiyoruz. Fiili ve meşru mücadele zemininde tüm renklerimizle omuz omuza birleşik mücadeleyi yükseltmek zorundayız. Bu bağlamda tüm sendikal anlayış ve yapıların sınıf hareketinin ihtiyacını gözeterek, temsil ve koltuk pazarlığından uzak durmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Kongrenin, yaşadığımız sorunlara yönelik üreteceği çözümlere katkı amacıyla önerilerimiz;
- * KESK kapsayıcı, çoğulcu bir tartışma için en geniş üye ile sınıf mücadelesinin önünü açacak bir kongreyi en geniş katılımla hayata geçirmelidir.
- * Demokratik merkeziyetçiliğin olabilecek en kapsayıcı temsiline hizmet edebilmesi için bağlı tüm sendikaların ve şubelerin doğrudan seçim ve nispi temsil seçim sistemiyle oluşması sağlamalıdır.
- * 2020 ve 2021 döneminde pandemi nedeniyle yaşanan olumsuzlukların giderilmesini amaç edinen bir programla sorunların tartışılabileceği araçlar oluşturulması gerekmektedir.
- * KESK ve bağlı sendikalardaki kadın temsilinin ve tarihsel eşitsizliğin giderilmesi amacıyla kadın iradesinin önündeki tüm tüzüksel, geleneksel engeller kaldırılmalıdır.
- * Örgütümüzün ilkelerinin ve programının yaşama geçirilmesinde cinsel saldırı, çocuk istismarı, taciz, şiddet gibi suçların dışında ihraç gerektiren bir suç anlayışı ve cezası olamaz. Ancak bu sendika içerisinde sendika oluşturmak, sendika organlarını tanımamak, yöneticileri teşhir etmek anlayışını meşru göstermez.
- * Kamu emekçilerinin 657 ‘li, sözleşmeli, geçici gibi farklı statülerle parçalanan yapısına karşı işkolundaki tüm emekçileri ayırımsız örgütleme anlayışıyla hareket edilmelidir.
- * KESK ve bağlı sendikalardaki tüm denetleme kurulları ayrı bir seçim yöntemiyle (örneğin 2/3 çoğunlukla) belirlenmelidir.
SENDİKAL DEĞİŞİM PLATFORMU