SEÇTİKLERİMİZ – Aris NALCI Artı Gerçek için yazdı: “Sevgili Sevag… 1915’teki soykırımın bu topraklarda her zaman tekrarlanabileceğinin bir kanıtı olarak duruyorsun hafızalarımızda. Oysa soykırımı unutmadığımız gibi, seni de UNUTMAYACAĞIZ.
Sevgili Sevag,
Parev. Aris ben.
Sen beni tanımazsın.
Hiç tanışmadık, hiç karşılaşmadık.
Annelerimiz adaş.
Ben seni annenden tanıyorum.
Seni hep ondan dinledim.
Sen de kardeşimle yaşıtsın.
10 yıl oldu senin öldürüldüğün haberinin bizlerin önüne ateş gibi düşeli.
Batman’dan ilk haber geldiğinde 24 Nisan’ı geçmişti.
İnanmadık önce.
İnanmak istemedik.
Daha içimizde 2007’de açılan yara tazeydi.
Kondurmadık katillere.
Katillerin de vicdanı olur sandık.
‘Şakalaşırken kurşun yarası’ diye yutturmaya çalıştılar önce.
İlk raporda 41 delik çıkmıştı kıyafetlerinden.
41 nefret ve kin deliği.
Olmadı yutturamadılar.
Önce küçük hesaplarla kapatmaya çalıştılar.
Sonra yeniden yargılandı katillerin.
9 yıl sonra geldi adalet. O da ne kadar adil ise…
Türkiye’de Ermenilerin ‘kurşun yarası’yla değil ‘kurşuna hedef edilerek’ öldürüldüğü gerçeğinin bir kez daha hatırlattı bize seni öldürenler.
25 yaşında aldılar seni aramızdan.
Terhisine 23 gün kalmıştı.
Biz seni annenin anlattıklarıyla tanıdık sonraları.
Hayallerini, el emeği seramiklerini o anlattı bize hep.
Sen olsaydın başka anlatırdın belki.
O heykelciklerin ne anlama geldiğini.
10 yıl geçti.
Onun seni bize anlattığı gibi biz de seni başkalarına anlatıyoruz şimdi.
Şişli’deki mezarının önünden her geçen Ermeni içinden bir ‘ah’ çekip geçiyor artık.
Zamanında o mezarlıkta bir soykırım anıtı vardı biliyor musun?
Sonra kaldırdılar onu.
Şimdi senin mezarın var.
Senin adının üzerinde yazıldığı o taş, 1915’te katledilen milyonlarca insanın ruhu da seninle birlikte orada dinleniyor. Soykırımın bir anıtı senin mezarın bizim için…
…Aris NALCI’nın Artı Gerçek’teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN