Kafe, bar emekçileri “Ramazan ayı boyunca lokantalar kapatılacak” kararına tepki gösterdi. İzmir’de basın açıklaması gerçekleştiren emekçiler, “Kısa çalışma ödeneği uzatılsın, emekçilere insanca bir gelir sağlansın!” dedi.
Pandemi ile birlikte, işsiz kalan kafe, bar, restoran esnaf ve çalışanları, İzmir Türkan Saylan önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kafe ve lokantalar toplam 6 ay kapalı kaldıktan sonra, 2 Mart’ta açılmıştı ama şimdi yine kapanmakla karşı karşıya kaldı. Bu sektörlerde çalışan 2 milyon kişi yine işsiz kalmakla tehdit altında.
İzmir Türkan Saylan önünde buluşan Kafe ve Bar Çalışanları Dayanışması- Turizm İşçileri Dayanışması
Otel ve Turizm İşçileri Sendikası – Kent Emekçileri Dayanışması, AKP’nin “lebaleb” kongrelerinde virüs yokta, kafelerde mi var? kısa çalışma ödeneği, nakdi ödeneklerin ve işten çıkartma yasağının yıl sonuna kadar uzatılmasını ve taleplerini dile getirdi.
Kafe ve Bar Çalışanları Dayanışması, Turizm İşçileri Dayanışması Otel ve Turizm İşçileri Sendikası ve Kent Emekçileri Dayanışması’nın ortak gerçekleştirdiği açıklamanın tam metni şöyle:
Ne Virüsten Öleceğiz Ne de Açlıktan!
Kısa Çalışma Ödeneği Uzatılsın, Emekçilere İnsanca Bir Gelir Sağlansın!
Koronavirüs pandemisinin ilk görüldüğü 10 Mart 2020’den itibaren bir kez 76 gün bir kez de 102 gün olmak üzere tüm kafe, kıraathane ve lokantalar kapatıldı. Barlar ve gece kulüpleri 16 Mart 2020’den beri kapalı. Hiç açılmadılar. Kafe, kıraathane ve lokantalar, toplam altı ay kapalı kaldıktan sonra 2 Mart’ta açılmıştı ama şimdi yine kapanmayla karşı karşıya! Aç kapa, aç kapa; koca bir sektörün dengesi bozuldu, düzeni bozuldu, pandeminin bütün yükü esnafa ve çalışanlara yüklendi.
İş yerlerinin kapanması demek, bir gelirimiz olmadan yaşamak zorunda kalmamız demek, sosyal güvencemizin olmaması demek, çalışanları yoksulluğa mahkûm etmek demek. Milyonlarca insanın içinde olduğu bir sektör yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, işçiler ise açlıkla karşı karşıya. Hükümet ve Bilim Kurulu bu yoksulluğu, bu açlığı görmezden geliyor! Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre kısıtlamalardan yaklaşık 180 bin iş yeri etkileniyor. Bu işletmelerin her birinde 10 kişi çalışsa 2 milyon insan ediyor, aileleriyle birlikte 10 milyon insanın ekmeğiyle oynanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘‘Bazı dostlarımız kapanan dükkanlar var diyor, yok öyle bir şey’’ demişti. Ama Ticaret Bakanlığı 2020 yılında 99 bin 588 esnafın iş yerini kapattığını açıkladı. Her gün onlarca dükkân kapanıyor.
Biz artık bu virüsün taraf tuttuğuna inanıyoruz. Ak Parti’nin tarafını. Çünkü bu virüs lokantada, kafede bulaşıyor ama Ak Parti kongrelerinde bulaşmıyor. Ak Parti Rize’de, Trabzon’da, Ordu’da koronavirüs vakalarının en yoğun görüldüğü haftada, sağlık açısından en tehlikeli günlerde kongre yaptı. Binlerce kişiyle kongre yapmak serbest, ama kongre salonunun yanında bir kahvede oturup çay içmek yasak. Neden: Çünkü salgın var. Buna artık kim, niye inansın! Bir kuralı koyan o kurala uymazsa, halk neden uysun! Kongrelerle, kalabalık cenazelerle, açılış törenleriyle vakaları arttırıp sonra da ‘‘Vakalar yükseldi dükkanlarınızı kapatıyoruz’’ diyemezsiniz! İnsanlar bir lokantada oturup yemek yiyemiyor, bir kahvehanede bir bardak çay içemiyor ama Ak Parti binlerce kişiyle kongre yapabiliyor. İki kişi sahilde yürüyemiyor, parkta oturamıyor ama Ak Parti binlerce insanla, hem de kapalı salonlarda kongre yapabiliyor. Böyle adaletsizlik olur mu, bu virüs nasıl bir virüs ki Ak Partililere bulaşmıyor ama Ak Partililer dışındaki herkese bulaşıyor.
Sizlere birkaç veriden bahsetmek istiyoruz: İş yerlerimizin kapatıldığı 20 Kasım tarihinde Türkiye’deki vaka sayısı 13 bin 880’di. İş yerlerinin açıldığı 02 Mart tarihinde ise vaka sayısı 11 bin 887’idi. Kapalı kaldığımız 102 gün içerisinde vakalar adım adım 30 bine yükseldi ve oradan adım adım düştü. Esnafın dükkânı kapalıyken AK Parti’nin il kongrelerinin devam etmesine esnaf ve çalışanlar çok ciddi tepki gösterdi. Bugün anlıyoruz ki Ak Parti sadece tepkileri dindirmek için iş yerlerimizi açmış. Çünkü MHP kongresinin olduğu 18 Mart tarihinde vaka sayısı 20 bindi. AK Parti’nin Genel Kongresinin olduğu 25 Mart tarihinde ise vaka sayısı 28 bin 731’di. Soruyoruz: Bu vaka sayıları ortadayken kongre bile yapılabiliyorsa, bizim iş yerlerimizi neden aylarca kapattınız! İş yerlerimiz kapalıyken, AK Parti kongrelerinin yapılması absürttü. O yüzden dükkanları açtınız. MHP ve AK Parti kongreleri bitti, şimdi yine bizim iş yerlerimizi kapatıyorsunuz!
Deniliyor ki, ‘‘İftarlarda koronavirüs bulaşması ihtimalini ortadan kaldırıyoruz’’ Sizin iftar saatinden de haberiniz yok: 13 Nisan’daki ilk iftar 19.49’da. Bizim iş yerlerimiz zaten 19.00’da kapanıyordu, zaten iftarda kapalı olan yerleri neden tamamen kapattınız?
Sağlık Bakanı diyor ki, ‘‘Saat 21.00’den itibaren sokağa çıkma yasağı başlayacak ama teravih namazlarına gidilebilir, camiler açık kalacak.’’ binlerce kişinin, 30 gün boyunca camide bir arada namaz kılmasıyla virüs bulaşmayacaksa, 20 kişinin oturup yemek yediği bir yerde neden virüs bulaşsın? Ayrıca sokağa çıkma yasağı teravih namazına gidenlere 22.30’a kadar namaza gitmeyenlere 21.00’e kadar mı uygulanacak. İnsanların dini inançlarına göre ayrı ayrı sokağa çıkma yasağı uygulanabilir mi? Burası Arabistan mı, burası İran mı? Madem Teravih namazına gitmek serbest Nisan ve Mayıs ayında sokağa çıkma yasağını 22.30 olarak düzeltin.
‘‘Ramazan Ayı boyunca lokantalar kapalı’’ demek de oldukça sorunlu. Ramazan ayı Türkiye’deki Müslüman yurttaşların dini vecibelerini yetine getirdiği bir ay. Herkesin ibadet hakkı var. Ancak iş yaşamı, çalışma yaşamı bu hassasiyetlere göre düzenlenemez. Örneğin 30 Mart tarihindeki vaka sayısı 37 bin 303, eğer acil bir durum varsa, tedbiri anında alın. Ramazan ayını neden bekliyorsunuz? İş yerlerini sadece Ramazan ayında iş yerlerini kapatmak ideolojik bir yaklaşımdır. Kabul edilemez!
Barlar ve gece kulüpleri 1 yılı aşkın zamandır kapalı. 2020 yılında alkollü içkilerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) 16,5 milyar TL. Bu rakam İçişleri ve Dışişleri gibi yüksek bütçeli iki bakanlığın toplam bütçesinden bile fazla. Bu denli katma değer yaratan bir sektör neden açılamıyor? AK Parti hükümeti alkol tüketimini kamusal alandan, açık mekanlardan silip evlere kapatmak istiyor. ‘‘İçen içsin ama gizli gizli, evinde içsin’’ deniliyor!
Biliyoruz ki koronavirüsün yayılma hızı yoksulluğun ve eşitsizliğin olduğu bölgelerde çok daha yüksek. Yayılımı artıran esas neden, kafeler ve lokantalar değil. Yayılımı artıran yoksulluktur, ulaşım zorluklarıdır, patronların kârı uğruna emekçilerin her gün ölümle burun buruna işe gidip gelmek zorunda kalmalarıdır!
Ardı ardına insanlarımız, dostlarımız geçinemediği için intihar ediyor ama Hükümet, yandaşlarının yüz milyonlarca liralık borçlarını iptal etmekte bir sakınca görmüyorken, ısrarla işçiler ve işsizler için gerekli maddi yardımları yapmaktan imtina ediyor. Pandemi bahanesiyle ekonomik krizin faturası üzerlerine yıkılarak sefalete itilen emekçiler, bir yıldır artan geçim sıkıntısıyla boğuşuyor, hayatta kalmaya çalışıyor. Bir yıl boyunca kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulaması her seferinde Cumhurbaşkanlığı kararıyla uzatıldı. Ancak son olarak 9 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararında işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin uygulaması iki ay daha uzatılırken, kısa çalışma kararın dışında bırakıldı.
Tekrar ediyoruz: Sektörümüz için kısa çalışma ödeneğini ve ücretsiz izin nakdi desteğini yıl sonuna kadar uzatın! İşten çıkarma yasağını sektörümüz açısından yıl sonuna kadar uzatın. Aksi taktirde kitlesel bir işsizlik söz konusu olabilir. Sektörümüzdeki esnafların 2020 yılında tahakkuk eden vergi ödemeleri terkin edilmeli, SGK ödemeleri de yıl sonuna kadar uzatılmalıdır.
Son olarak sektörde çalışan arkadaşlarımıza sesleniyoruz: Kafe, Bar Çalışanları Dayanışmasında ve Otel-Turizm İşçileri sendikasında örgütlenelim, birleşelim!
Kafe ve Bar Çalışanları Dayanışması- Turizm İşçileri Dayanışması
Otel ve Turizm İşçileri Sendikası – Kent Emekçileri Dayanışması