Korkut AKIN yazdı: Siyah beyazı çok seviyor Lütfi Özkök, bunun nedenlerinden biri renkle boğulmadığı için özü daha bir çıkıyor ortaya, izleyen doğrudan fotoğrafa odaklanıyor.
Çocukluğumdan beri okumayı sevdim, sokakta oturup da bir gazete parçasını okumaya, ondan heyecan duymaya hep can attım. Çok keyifli anlar yaşadım, çok bilgi sattım(!) bu yolla. Her şeyi bilen çocuğa çıktı adım… Geçenlerde, Selçuk Altun’un o ünlü “okuma evi”nde, masasının üstünde “Fotoğraf Sanatçıları Dizisi”nden Lütfi Özkök kitabını/kataloğunu görünce, tıpkı bir çocuk gibi, oradakileri de umursamadan sayfalarını karıştırmaya başladım. Önce şaşıran Selçuk Altun da, besbelli tepesinde birinin bulunmasından da sıkılıp “al, sana verdim” dedi.
İstiklal Caddesinde, kalabalığın arasında -biliyorum kovid nedeniyle sakınmam gerekir kendimi ya- sayfaları karıştırarak yürümeye başladım. “Fotoğrafta en önemli şey ışığa hakim olabilmektir. Işıksız hiçbir obje boyut alamaz…” diyor. Ama asıl önemlisi, ilkin ödünç makine ile çektiği ve (acemi işi olsa da) çok beğenilen fotoğrafından sonra profesyonel fotoğrafçı olması. Çünkü “Fotoğraf bir gönül işidir.”
Nobel’i önceden almak
Lütfi Özkök’ün, daha Nobel bile almadan çektiği Samuel Beckett fotoğrafı (eyvah! Selçuk Altun, ünlü “Godot’u Beklerken” çözümlemesi nedeniyle almış bu kitap/kataloğu ve… ben ne yaptım!!) aklının alamayacağı kadar büyük bir telif kazanınca, gizini açık etmiş. Hiçbir yazarı, okumadan çekmedim diyor. Yazdıklarını okumuş birinin o yazarı nasıl çekmesi gerektiği beliriyor doğal olarak. Bütün sanatçılar gibi yazarların da yüzlerine yansır yapıtlarındaki karakter duruş. Buna da bağlı olarak daha bir anlamlanır çekilen portresi.
Siyah beyazı çok seviyor Lütfi Özkök, bunun iki nedeni olsa gerek… İlki renkle boğulmadığı için özü daha bir çıkıyor ortaya, izleyen doğrudan fotoğrafa odaklanıyor. İkincisi de karanlık odaya girip kartı basarken denetimi elinde tuttuğu için fotoğrafçı, gölge ışık dengesini kendince güçlendirebiliyor.
Nâzım Hikmet’ten Enis Batur’a, Bedri Rahmi’den Orhan Duru’ya… Sezer Duru’dan, Yaşar Kemal’e, Sennur Sezer’den Fakir Baykurt’a… Marcel Duchamp’tan Louis Aragon’a, Milos Forman’dan Seamus Heaney’e… Peter Handke’den Margaret Atwood’a, Susan Sontag’a kadar, dönemin(in) önde gelen onlarca sanatçısını fotoğraflamış Lütfi Özkök.
Yine çocukluğum…
Bu kez bir anılar yumağı oldu yazım… İzin verirseniz bir dönem hep yaptığım (birçok arkadaşımın da yaptığını bildiğim) yüzünden karakter tahlilini bu kez fotoğraflar üzerinden yapmak istediğimi duyurayım… 1958’den 2004’e dek çektiği fotoğraflardan oluşan bu katalog kitap öylesine heyecan verici ki, her fotoğrafa dakikalarca baktım, öyle dalıp gittim ve daha önce tanımışlığım olanlar da dâhil her sanatçıyı yazmak istedim.
Özellikle dergi…
Lütfi Özkök, Stockholm’de, Pier Paolo Pasolini’nin fotoğrafını çekmiş bir gün önce, ertesi gün ünlü yönetmen Roma’da öldürülmüş. “O son bakış” bir kez daha çok değerli biz izleyenler için de…
Bir küçük noktayı daha vurgulamadan önce Lütfi Özkök’ün şair, edebiyatçı yanını belirtmeliyim. Çevirilerinin yanı sıra şiirleri de var. Dergicilik de yapmış uzun süre. Filmler çekmiş. Yani, öyle kolay değil “tek kare”ye bir yaşamı, bir dünya görüşünü sığdırabilmek. Onun için de zaten diyor ya, “fotoğrafını çektiğim her yazarın kitaplarını önceden okudum”. Sıra geldi o küçük noktaya. Çevresinde, “Nobel alacak yazarı bilen” biri olarak adı çıkmış. Kim Nobel almışsa Lütfi Özkök’te fotoğrafı varmış.
İşini sevmek…
Merih Akoğul, kitabın girişinde, hem Lütfi Özkök’le nasıl tanıştığını anlatıyor hem de yaptığı röportajla bize ünlü fotoğrafçıyı tanıtıyor. Çok titiz, çok dikkatli ve çok özenli bir fotoğrafçı olduğunu, sadece portre çekmesine karşın iki üç fanila değiştirdiğini, hani “suya sokulsa o kadar ıslanmaz” denecek kadar kendisini kaptırdığını yazıyor.
Şimdi yeniden göz atıyorum Lütfi Özkök’ün çektiği sanatçı portrelerine, ışık dengesi, çerçevesi, fonda gözükenleriyle, bir kez daha “tek kare”den daha anlamlı.
Son sözü Eczacıbaşı’na bırakmalı… Bu tür kitap çalışmaları toplumsal ve kültürel geleceğimizin temel taşıdır. Daha güçlü, daha barışçıl, daha demokrat ve özgür yürümenin de yol göstericisi…
Lütfi Özkök
Fotoğraf Sanatçıları Dizisi
Kitap/Katalog
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı
2020, 271 s.