8 Mart nedeniyle çeşitli fabrika ve işyerlerinin kadın çalışanları öne çıkardığı reklamlar yayınlanırken DİSK’in yayınladığı rapor, işin gerçeğinin farklı olduğunu gözler önüne serdi. DİSK-AR’ın yayınladığı rapora göre, kadın işçiler erkek işçilere göre Covid-19’un yıkıcı etkilerine daha fazla maruz kaldı. Covid-19 salgını ile birlikte kadın işsizliği ve istihdam kaybı daha da vahim bir hal aldı. Kadınların işgücü piyasalarında yaşadığı eşitsizlikler derinleşti. Her dört kadından yalnızca biri istihdamda olabildi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) Covid-19 salgınının kadın işgücü üzerindeki etkilerini ele alan raporu yayınlandı. “Covid-19 Döneminde Kadın İşgücünün Durumu Raporu”na göre, kadınların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı eşitsizlik ve ayrımcılık, Covid-19 döneminde çalışma yaşamında daha da belirgin hale geldi. Covid-19 salgını ile birlikte kadınların işgücü piyasalarında yaşadığı eşitsizlikler daha da derinleşti. Kadınları daha dezavantajlı ve güvencesiz bir konumda bıraktı. COVID19’un ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri, kadın işgücü üzerinde büyük tahribat oluşturdu. Salgın döneminde kadın işgücü son bir yılda yüzde 8,2 azaldı!
Kadın işçiler Covid-19’un yıkıcı etkilerine daha fazla maruz kaldı
İşsizlik ve sosyal güvenlik haklarından yoksun olarak çalışanlar arasında kadınların ağırlığının salgın öncesinde de yüksek olduğu belirtilen raporda, Covid-19 salgını ile birlikte kadın işsizliği ve istihdam kaybının daha da vahim bir hal aldığına yer verildi. Buna göre;
Kadın işçiler erkek işçilere göre Covid-19’un yıkıcı etkilerine daha fazla maruz kaldı.
Covid-19 döneminde kadınların yarısından fazlasının çalışma süreleri azaldı, yüzde 42’si ücret kaybı yaşadı ve çalışma biçimi erkeklere göre daha fazla değişti.
Kadınlar Covid-19’un yarattığı iş ve gelir kaybından erkeklerden daha fazla etkilendi.
Raporda, TÜİK’in açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranlarını gerçekleri yansıtmadığını belirtirken, TÜİK’in hesaplama yönteminin de Covid19’un işgücü piyasalarında kadınlar üzerindeki etkisini açıklamak için oldukça yetersiz olduğu vurgulandı.
Kadın işgücü ve istihdamı azaldı
Ekonomik kriz ve Covid-19 salgınıyla birlikte istihdamda yaşanan azalışın, kadın işgücü ve istihdamında çok belirgin göstergelerinin olduğu belirtilen raporda, erkek işgücünde yüzde 2,5 oranında azalma olurken salgın döneminde kadın işgücündeki gerilemenin yüzde 8,2’ye yükseldiğine dikkat çekildi. Böylece,
Kadınlar son bir yılda erkeklere göre işgücü piyasalarından daha fazla çekildi.
Kadınların işgücüne katılma oranında da ciddi düşüş meydana geldi.
Her dört kadından yalnızca biri istihdamda olabildi.
Kayıt dışı kadın istihdamının pandemi döneminde çok daha kırılgan hale geldiği ve kadın istihdamındaki düşüşün esas olarak kayıt dışı istihdam düşüşünden kaynaklandığı belirtilen raporda, kadın ümitsiz işsizlerin sayısında Covid-19 etkisiyle ciddi yükseliş yaşanırken kayıt dışı kadın istihdamının son bir yılda yüzde 20 oranında azaldığı belirtildi.
Çözüm önerileri
“Covid-19 döneminde işgücünden ve istihdamdan daha fazla çekildiler. Kadınlar Covid-19 döneminde daha fazla evlerine dönmek zorunda kaldı. Covid-19 bakım emeğine (hasta bakımı, çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ev hijyeni gibi) olan ihtiyacı artırdığı için kadınları işgücünden ve istihdamdan çekilmeye zorladı ve işgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği arttı” denilen raporda çözüm önerilerine de yer verildi;
• Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk bakımı, yaşlı bakımı ve ev işleri kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalı.
● Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli; güvenceli ve düzenli işler yaratılmalı.
● Salgın döneminde artan kadın işsizliğini azaltacak istihdam politikaları hızla hayata geçirilmeli. Kadınların gelirlerini koruyacak önlemler alınmalı, artan bakım emeği için ekonomik destek ve ebeveyn yardımları sağlanmalı.
● Sendikaların çalışma alanlarına yönelik politikaları oluşturulurken ve hayata geçirilirken toplumsal cinsiyet eşitliği referans alınmalı.
● İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmasına son verilmeli, 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanmalı.
● ILO’nun 190 sayılı sözleşmesi derhal imzalanmalı, sendikalar bu konuda ortak kampanyalar örgütlemeli.
● Sendikalar yaşamın her alanında kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve tacizin sonlandırılması için önlemler almalı.
● Sendikalarda, meslek odalarında ve diğer demokratik örgütlerde kadınların karar mekanizmalarında varlığını garanti altına alacak kararlar hayata geçirilmelidir.
Raporun tamamı için;